Sahne Arkası Karanlığını Kim Merak Etmez ki?

Amber EROYAN / 19 Ağustos 2010

Londra kültür sanat hayatının önemli odak noktası National Theater'ın (Ulusal Tiyatro) saklı köşeleri bugün (19 Eylül) itibariyle kamunun seyrine sunuldu. Fotoğraf sanatçısı Miriam Nabarro'nun "SE1 9PX: Hidden Corners, National Theatre" (SE1 9PX: Saklı Köşeler, National Theatre) adını taşıyan sergisi, meraklı gözleri National Theater'ın pek bilinmeyen, karanlık ve kuytu köşelerini keşfetmeye davet ediyor.


 Tiyatronun devasa aksesuar deposundaki sıradışı objelerden, Sallanan at.

Seyirci pozisyonundaki bireyin gözleri her ne kadar sahne ışıkları ve yıldız sanatçıların performanslarıyla kamaşmış olsa da; gösteri öncesi, antrakt ve gösteri bitimiyle birlikte kararan sahnenin arkasında neler yaşandığı merak edilir gayriihtiyari.

Miriam Nabarro'nun Londralı seyircinin merakını bir nebze de olsa dindiren fotoğrafları sayesinde, National Theater'ın toplam yüzölçümünün üçte birine tekabül eden kamusal alanların, pek az kişice bilinen kuytu köşeleri açığa çıkıyor.

Mekânın sakini teknisyenler, aktörler ve zanaatkârların da yardımını alarak binanın saklı kalmış karanlık köşelerini fotoğraflayan Miriam Nabarro, izleyiciyi şaşırtacak karelere imza atıyor. Nabarro'yu National Theater'a aşina kılan bir diğer unsur ise, sanatçının, tiyatronun hazırlamakta olduğu projelerde 2007 yılından bu yana tasarımcı olarak görev alıyor olması. Yani tam anlamıyla ‘içerden bir göz' olma durumu söz konusu…

Bugün itibariyle ziyaretçiye açılan sergi, bir ay süreyle sahne arkasına da 'ışık' tutacak.

Halkın tiyatrosu, halkın temaşasına sunuluyor

Daha ziyade kısaltılmış haliyle telaffuz edilen ama resmi ismi The Royal National Theatre (Ulusal Kraliyet Tiyatrosu) olan Londra Ulusal Tiyatrosu ‘National Theater', The Royal Shakespeare Company dışında, Birleşik Krallık sınırları içinde, kamu eliyle kurulan en önemli iki tiyatro topluluğundan biri olarak kabul ediliyor.

Kurulduğu 1963 senesinden 1976'ya kadar, Waterloo'daki The Old Vic Theatre'da konuşlanan tiyatro topluluğu, 1976'da bugün kullanmakta oldukları binanın tamamlanmasıyla birlikte, -Londra'nın önemli dönüşüm alanlarından olan- South Bank bölgesine taşındı.

Projesi Sir Denys Lasdun ve Peter Softley tarafından gerçekleştirilen National Theater tiyatro kompleksi; The Olivier Theatre, The Lyttelton Theatre ve The Cottesloe Theatre adlı üç ayrı oditoryumdan meydana geliyor.

Yaz aylarında, Thames Nehri kıyısında yer alan avlusunda açıkhava etkinliklerine evsahipliği yapan tiyatro kompleksinin terasları ve fuayeleri de zaman zaman deneysel performanslar için kullanılıyor. Kamuya açık fuayelerinde tiyatro odaklı büyük bir kitapçısı, restoranları ve sergi alanları bulunan National Theater, gün boyu düzenlenen sahne arkası turları ve her gösteri öncesi fuayeyi dolduran canlı müzik ile ‘halk dostu' bir kültür mekanı olduğunu kanıtlıyor.

Kuytu köşelerinin gözler önüne serilmesiyle birlikte, tiyatro izleyicisi National Theater'a artık tam anlamıyla "ben senin içini dışını bilirim" diyebilecek


 Foto: David Samuel.

Tiyatro kompleksinin, mimari bağlamda Londralılar tarafından nasıl bulduğunu da eklemeden geçmeyelim. Halkı bu kadar bağrına basan bir yapının dostça karşılanması beklenir doğal olarak. Son dönemde yapılan kamuoyu yoklamaları ise bu ilişkiyi yalanlıyor. Kentin "en popüler" ilk 10 binası arasında yer alan National Theater'ın ismi aynı zamanda "en nefret edilen binalar" listesinde de yer alıyor.

Haber, National Theater'ın resmi web sitesinden derlenmiştir.

Fotoğraflar için ilerleyiniz >>>>>


İlişkili Haberler
'Yıldız (mimar) tozu' ile parlayan sahneler
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :