Cambridge Üniversitesi'ndeki veribilimciler, daha iyi bir kentsel tasarım için şehirdeki kokuların nasıl yönlendirici olabileceğini araştırıyor.
Londra'nın kötü kokuları: "Tozlu hava" , "Benzin" ve "Egzoz" kokusu koyu kırmızıyla gösterilmiş.
Şöyle bir durup, derin bir şekilde nefes alır ve şehrimizi "koklarsak" ona dair neler öğrenebiliriz?
Şehir plancıları ve politikacılar ulaşıma dair düzenlemeler, konut politikaları ve paylaşım ekonomisi hakkında kafa yorarlarken, Cambridge Üniversitesi araştırmacılarına ait bu çalışma, şehre yayılan ve çevresindeki hayatı etkileyen koku mekanlarına (smellscapes) odaklanıyor.
Araştırmacı Daniele Quercia ve Kate Mclean'in önderliğindeki bilim insanları bu konuyu araştırmaya koyuluyor. Öncelikle yerel gönüllüleri projeye dahil ederek onları yedi farklı şehirde, şehrin özgün kokularını belirleyecekleri "koku turları"na (smellwalks) çıkarıyorlar. Bu alıştırma sonucunda araştırmacılar, kullanıcıların belirledikleri egzoz ve çürümüş çöp gibi pek de hoş olmayan kokulardan lavanta, barbekü ve meyve gibi içimizi açan kokulara kadar geniş kapsamlı bir koku sözlüğü oluşturuyor.
Daha sonrasında Londra ve Barselona özeline indirgenen proje için Twitter, Instagram ve Flickr'da yer alan coğrafi yer etiketli gönderilerde, belirlenen koku sözcükleri aratılıyor. Bunun sonucunda araştırmanın içeriğini 2010 yılından 2014'e kadar etiketlenmiş 17 milyon Flickr görseli, 436.000 Instagram gönderisi ve 1.7 milyon Twitter paylaşımı oluşturuyor.
Merak edenler için araştırmanın sonucunu da hemen paylaşalım:
Öncelikle Barselona. Sosyal medya kullanıcılarının en çok "egzoz soludukları" yerler kırmızıyla, en çok doğal kokularla mest oldukları yerler ise yeşille gösterilmiş.
Yeşil doğa kokularının bulunduğu alanlar haritadan da okunabileceği üzere şehrin büyük üç parkı etrafında yoğunlaşıyor: Güneyde yer alan Parc de Montjuïc, şehrin merkezindeki Parc de la Ciutadella ve kuzeyde yer alan Park Güell. Kırmızı hava kirliliğini arttıran kokulara ait sosyal medya gönderileri ise ağırlıkla şehrin ana caddeleri olan Avinguda Diagonal ve Avinguda Meridiana boyunca yer alıyor.
Sırada aynı renk kodunun uygulandığı Londra var;
Aynı koku örünütüsünü burada da takip etmek mümkün. Doğaya ait kelimelerle etiketlenmiş gönderiler şehrin önemli parkları Regent's Park, Hyde Park ve Green Park etrafında baskınlaşırken, Strand ve Park Lane caddelerinden gelen gönderilerde çoğunlukla "kırmızı" içerikli kelimeler yer alıyor.
İnsan burnu bize güçlü bir şehir haritalaması sunabilir!
Bu incelemenin sonucunda haritaların bize açıkça söylediği bir şey var: Sosyal medya kullanıcılarının "benzin", "toz", "egzoz" gibi anahtar kelimelerle etiketledikleri gönderileriyle düşük hava kalitesine sahip alanlar arasında güçlü bir bağlantı var. Aynı şekilde havayı kirleten bileşenlerin de kullanıcıların "çiçek", "çim", "lavanta" gibi doğal kokulara dair gönderilerinin bulunduğu mekanlarda oldukça az olduğu görülüyor. İnsan burnu bize güçlü bir şehir haritalaması sunabiliyor!
Araştırmacılar haritaların çok değişik şekillerde kullanılabileceğini düşünüyorlar. Örnek olarak, şehir plancıları bu haritalamayı kullanarak şehrin hangi bölgelerinin daha kötü koktuğunu belirleyip hava akışını manipüle etmek, yeşil alanları ve yaya yollarını arttırmak gibi müdahalelerle bu durumu değiştirebilir. Bir yazılımcıyı, kullanıcılarına en hoş kokulu rotayı çizerek gidecekleri yere keyifli ulaşmalarını sağlayacak bir program oluşturmaya veya yerel yönetimi hava kirliliğinin en sorunlu olduğu bölgeleri belirlemek adına sosyal medya verilerini takip etmeye teşvik edebilir.
Şehirlerin her daim negatif kokularla ve hava kirliliğiyle özdeşleştirilen kimliğinin karşısında, "Smelly Maps: The Digital Life of Urban Smellscapes" araştırması bu kötü algıyı kırmaya yardımcı olarak şehirlerdeki karmaşık kokuları benimsemeye teşvik ediyor.
Araştırmaya dair tüm içeriğe buradan ulaşılabilir.
Habere ait diğer görseller için facebook sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Bu haber citylab.com 'dan derlenmiştir.