Şık Seyfi, Atatürk'ün Mimarı mıydı?
Filiz YAVUZ
/ 25 Ocak 2010
Seyfi Arkan, gerçekten kendisine yakıştırılan unvanda olduğu gibi "Atatürk'ün mimarı" mıydı, yoksa Atatürk'e sofrasında bulunacak kadar yakın bir mimar mıydı?
Mimarlık tarihinin biraz da görmezden geldiği bir kişilik olan Seyfi Arkan, yani nam-ı diğer Şık Seyfi, "Senin kanında ar var, soyadın Arkan" olsun diyen Atatürk tarafından onurlandırılırken, "Atatürk'ün mimarı" olarak anılmaya başlanmıştı bile. Fakat Prof. Dr. İlhan Tekeli bu sıfat ile Arkan'a haksızlık yapıldığı görüşünde.
Mimarlar Odası'nın düzenlediği "Modernist Açılımda Bir Öncü; Seyfi Arkan" sempozyumunda konuşan Tekeli, "Seyfi Arkan'a eğer, Atatürk'e yakın olduğu için ‘Atatürk'ün mimari' deniliyorsa, buna diyeceğim bir şey yok. Fakat bu sıfat lidere yakın olmaktan kaynaklanan bir kayırmacılığı ima ediyorsa, ortada Seyfi Arkan'a yapılmış büyük bir haksızlık var demektir. Çünkü Arkan işlerinin hepsini açılan yarışmaları kazanarak almıştır. Kaldı ki, işlerinin bazıları uygulanmamıştır. Yani Atatürk ve Seyfi Arkan arasında Hitler ve Speer arasındaki ilişki yoktur. Zaten eğer Arkan Atatürk'ün mimarı olsaydı ya da devletin mimarı olsaydı yarışmalara girmeden iş ona verilirdi" dedi.
Seyfi Arkan
Yaşam öyküsü oluşturmak için hakkında detaylı bilgi bulunmayan Arkan, Tekeli'nin aktarımına göre, anne tarafı Halep'e dayanan Osmanlı'nın elit ailelerinden birine mensup. Arkan ilkokulu Fransız Mektebi'nde okuduktan sonra ortaokul için Galatasaray Mektebi'ne gitmiş. 1922 yılında Sanayi Nefise Mektebi'nin inşaat şubesinde eğitimine devam eden Arkan'ın bu dönemine dair Tekeli şu tespiti yapıyor:
"1926 yılında okul Fındıklı'ya naklediliyor. Okulun müdürü Namık İsmail sol hareketten geliyor ve bence Arkan'ın rol modeli oluyor. Aslında Namık İsmail, Sedad Hakkı'nın da rol modeli."
1928 yılında Atatürk "sentez mimarlığı"ndan vazgeçerek yüzünü tamamen batıya döndükten hemen sonra okulu birincilik ve ikincilik ile bitiren Sedad Hakkı ile Burhan Arif, Mühendis Mektebi'nden Emin Hakkı Onat ve Çanakkale Abidesi yarışmasını kazandığı için de burslu olarak Seyfi Arkan Almanya'ya gönderilmiş. 3 yıl boyunca Poelzig'in atölyesinde çalışan Arkan 1933'de geri dönerek mecburi hizmetini tamamlamış. 1930'da Akademi'de Celal Esat Arseven'in vermeye başladığı "Şehircilik" dersini 1935'ten itibaren Celal Esat Arseven ile birlikte vermeye başlayan Seyfi Arkan, Akademi'den çok kendi bürosu ile özdeşleşmiş. Tekeli, Arkan'ın bürosundan, ticari bir algı yaratmaktan kaçındığı için "müessese" diye bahsettiğini aktarıyor.
1933-1940 yılları arasında çok sayıda proje üreten Arkan'ın, 1940'tan sonra gerek II. Dünya Savaşı nedeniyle mimari yarışma açılmamasından gerekse de bu dönemden sonra girdiği yarışmaları kaybetmesinden dolayı proje sayısında düşüş olmuş. 27 Mayıs Darbesi ile iş alanları iyice kısıtlanmasından dolayı morali iyice bozulan Arkan, 1965 yılında aldığı son işi için Almanya'ya gitmiş. Fakat bu seyahatin yorgunluğuna dayanamadığı için Arkan, 1966 yılında geçirdiği bir kalp krizi sonucu yaşama veda etmiş.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın