Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı Doç. Dr. Feray Koca ile Muğla Saburhane Mahallesi'nin mekânsal değişim ve kültürel mirasını ortaya koymayı amaçlayan projeleri hakkında bir söyleşi yaptık.
Görüşme yapılan hanelerden biri - Geleneksel konut ve avlusu
Öncelikle, “Saburhane'de Hatırlama Diyaloğu ve Hafıza Mekanları Atölye Serisi” projesinin fikir aşamasını, nasıl ortaya çıktığını anlatır mısınız?
Uzun süredir, Muğla Merkez ilçesinin tarihsel süreçte mekânsal değişimini; sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla incelemekteyim. 2018 yılında ‘Muğla Saburhane Meydanı ve Yakın Çevresi Morfolojik Analizi’ başlıklı bilimsel araştırma projesini tamamladım. Projede; Saburhane Mahallesi'nin neredeyse yüzyıllık mekânsal dönüşümünü, yöre insanı için değişen anlamını, farklı dönemlerdeki sosyo-ekonomik dinamiklerle birlikte araştırdım. Benzer çalışmalara hâlâ devam etmekteyim. Bu sırada, Muğla Sinema ve Fotoğraf Sanatı Derneği (MUSFOD) de, Türk-Rum Mübadele Dönemini anlatan Saburhane Mahallesi’ne ilişkin bir belgesel çekmek istiyordu. Benim ve MUSFOD’un Saburhane Mahallesi’nin yüzyıllık tarihsel süreçte, mekânsal ve kültürel değişimini ortaya çıkarma ve kültürel mirası ortaya koyma konusunda hemfikir olmamız sonrasında projenin fikir aşamasının tamamlandığını söyleyebilirim.
Saburhane'de hanelerden birinde görüşme
Saburhane Mahallesi’nin tarihi ve bölgede mübadele sürecinde yaşananlar hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Saburhane Mahallesi bilinen kaynaklara göre yaklaşık en az 500 yıllık bir geçmişe sahiptir. Yerleşme, Asar Dağı eteklerinde kademeli bir şekilde ve Karamuğla Deresi etrafında konumlanmıştır. Saburhane ismi, kimi yorumlara göre 1500'lü yıllarda Sabri adlı bir dervişin dergâhından dolayı verilmiştir; kimi yorumlara göre de, Rumların ürettikleri ‘Sabur’ şarabından dolayı verilmiştir. Bildiğiniz gibi, Osmanlı İmparatorluğu fethettiği topraklarda Gayrimüslim Tebaanın istihdam edilmesini sağlamıştır. Muğla’da, Osmanlı'dan önce yerleşim gösteren Rumların olduğu bilinmektedir. Ancak, 19. yy’ın başlarından itibaren Balkan Savaşları sonrasında Osmanlı'nın kaybettiği topraklardan göç eden muhacirlerin yanlarında Rum ve Macar ustaları da getirdiği bilinmektedir. Saburhane Mahallesi, 1923 yılında yaşanan Türk-Rum Mübadelesine kadar Muğla-Menteşe ilçesinde Rum halkının yoğunlukla yaşadığı mahalle olması açısından önemlidir. Mahalle, Mübadele öncesinde kentin eğlence mekânı olarak işlev görürken, Mübadele sonrasında bu özelliğini kaybetmiştir. Hristiyan Kız Okulu, kilise kalıntıları, şaraphane, hamam, Apostol Hanı ve Rum ustaların elinden çıkmış konutlar bugün Rumlardan kalan önemli yapılardandır.
Saburhane'de hanelerden birinde görüşme
Mübadele sürecinde yaşananlara ilişkin elimizde kayda değer bir resmi kayıt yok ama mimar-yazar Ertuğrul Aladağ’ın Mübadele sürecini, yaşayanların acılarını ve özlemlerini hikâyeleştirerek fotoğraflarla ortaya koyduğu kitapları bu anlamda çok önemli kaynaklardır. Ertuğrul Aladağ’ın kitaplarında ve yerel halk içindeki anlatılara göre, Mübadele sürecine aslında kimsenin hazır olmadığı ve Rum halkından bazılarının tekrar geri gelme umuduyla evlerinden hiçbir şey almadan ayrıldıkları bilinmektedir. Ancak, bu geri dönüş hiçbir zaman gerçekleşmemiştir ve onların ayrıldıkları yerlere ve konutlara Lozan mübadilleri yerleştirilmiştir. Proje kapsamında görüşme yaptığımız bazı kişilerin anneleri babaları muhacirdir.
Mimar-yazar Ertuğrul Aladağ'ın Sabubrhane'deki ofisinde
Sizin proje içinde yer almanız nasıl gerçekleşti? Projede, Muğla Sinema ve Fotoğraf Sanatı Derneği (MUSFOD) ile olan işbirliğinizden bahseder misiniz?
MUSFOD Başkanı Ali Murat Günay ile Muğla İçin Gelecek Platformu üyesi olarak Muğla Tarhana Festivali çalışmalarımızı yürütürken 2018 yılında tanıştık. Dernek, Muğla Tarhana Festivali'nin reklam filmlerini çekerek Platformu'muza önemli bir destek vermişti. Aslında, bu projeyle ilişkili olarak ilk MUSFOD Başkanı Ali Murat Günay benimle iletişime geçti. Şöyle ki; proje fikir aşamasının çıkma sürecini anlatırken bahsettiğim gibi; dernek, Saburhane Mahallesi'nde yaşanan Türk-Rum Mübadele Dönemine ilişkin bir belgesel çekmek amacıyla Avrupa Birliği Sivil Toplum Diyaloğu Projesi'ne başvurmak istiyordu ve çalışmanın bilimsel bir temele dayanması ve başvuru yapılması için ortak çalışma yürütmek istiyordu, böylece proje hedeflerimizi net bir şekilde ortaya koyarak ortak çalışmalarımıza başladık.
Söz konusu Sivil Toplum Diyaloğu Projesi için Mübadele Dönemine ilgi duyan Yunanistan’dan bir Sivil Toplum Örgütü (STÖ) ile işbirliği gerekmekteydi, maalesef hâlâ işbirliği yapabileceğimiz bir STÖ bulamadık ama araştırmalarımız ve iletişim kurma çabalarımız devam etmekte. İşbirliği araştırmalarını sürdürürken, Üniversitemizin Proje Avcısı web sayfasında AB STÖ-Akademi İşbirliği Programı'na denk geldim ve biraz araştırma sonrasında Sivil Toplum Diyaloğu Projesi'ne ön hazırlık olması ve küçük çaplı hedeflerimize ulaşabilmek açısından öncelikle bu projeye başvurmanın uygun olacağını düşündük. Başvuruda bulunduğumuz ve kabul edilen bu proje aslında bizim için bütünün bir parçasıdır. Destek sonucunda, Saburhane Mahallesi'nin mekânsal dönüşümü, geçmişten günümüze burada yaşayanlar ve mübadillere ilişkin konularda önemli bir veri oluşacağını düşünmekteyiz. Ayrıca, STÖ-Akademi Projesi boyunca yapacağımız faaliyetler sonucunun, sonraki dönemlerde geniş kapsamlı bir belgesel yapımı amacıyla başvurmayı düşündüğümüz Sivil Toplum Diyaloğu projesine altlık oluşturmasını hedeflemekteyiz.
Muğla'nın tanınmış gazeteci yazarlarından 2019 yılında vefat eden Ünal Türkeş'in arşivinde araştırma
Projenin Avrupa Birliği’nden (AB) destek alma süreci nasıl gelişti?
AB STÖ-Akademi İşbirliği Destek Programı'nın amacı hak temelli yaklaşımı kendisine ilke edinen STÖ’ler ile akademik dünya arasındaki işbirliğini geliştirmektir. MUSFOD, uzun yıllardır Muğla ili ve çevresinde gerçekleşen ve topluma dokunan her tür sosyal sorumluluk projelerine fotoğraf, sinema sanatı vasıtasıyla destek olmaya çalışmaktadır. Burada STÖ-akademi işbirliğinin önemi, bilimsel bilginin rehberliğine dayanan hak temelli çalışmaların sürdürülmesidir. Bu anlamda projemiz, Saburhane Mahallesi'nin geçmişten günümüze kültürel kimliğini ve dünden bugüne orada yaşayanlar için anlamını ortaya koymak, tarihi ve kültürel miras temelli çalışmaları yürütmek üzere destek almaya uygun bulundu.
Saburhane'de hanelerden birinde görüşme
Bu tür projelerin hayata geçmesinde yerel işbirliklerinin (üniversite, dernek) etkisi nedir? Projenin amacına ulaşmasında ne kadar etkilidir?
Bu tür işbirlikleri, bir yandan bilimsel bilginin akademik ortamda hapsolmayıp daha geniş kitlelere yayılmasını sağlıyor, bir yandan toplum sorunlarına daha yakından tanıklık eden bir sivil kuruluşun, bilimin ışığında çalışmasını sağlıyor. Benim açımdan, MUSFOD ile çalışmanın bana fotoğraf sanatı üzerinden farklı bir bakış açısı sağladığını söyleyebilirim. Ayrıca, başvuruda bulunduğumuz projede, Saburhane Mahallesi'nin mübadeleden bugüne geçmişinin araştırılması, arşiv taraması gibi faaliyetlerin bir akademisyenin öncülüğünde yapılması çalışmanın doğruluğunu ve güvenilirliğini artıracağı gibi projenin amacına hızlı bir şekilde ulaşmasını da sağlayacaktır. Destek aldığımız işbirliği projesinin sonucunda, bilimsel ve sistemli bilgiye dayalı faaliyetlerin gerçekleştirilmesi derneğe ve proje sonuçlarına duyulan güveni de sağlamlaştıracaktır. Yerelde, bir araştırmacı gazetecinin projemizi haber haline getirirken “Sanat ve Bilim Saburhane’de Buluşuyor” başlığı hepimizin çok hoşuna gitmişti. İşbirliğini bundan daha iyi anlatan bir cümle olamaz diye düşünüyoruz.
Saburhane'de hanelerden birinde görüşme
Ayrıca yerleşik halkın desteği süreci ne kadar ve nasıl etkiler? Sizin projeniz kapsamında değerlendirir misiniz?
Projenin yerleşik halk tarafından benimsenmesi çok önemli. Projenin hedef kitlesini zaten Saburhane’de yaşayan ve yaşamış halk, şehirde Mübadele öncesi ve sonrasına ilişkin Saburhane Mahallesi'ne dair bilgi birikimine sahip araştırmacı yazarlar, akademisyenler, sözlü tarih anlatıcıları, fotoğraf ve sinema sanatı ile ilgilenenler ve mübadil grupları olarak belirledik. Yerleşik halkın evini bize açması, sandıklarından ya da tozlu raflardan çıkardıkları eski fotoğraf albümlerini bizlerle paylaşması, anılarını, geçmişte gözlemledikleri ve duydukları hikâyeleri bize anlatmaları projenin amacına ulaşmasını önemli oranda etkileyecektir. Zaten, Saburhane Mahallesi'nin tarihine, bazı mekânların kullanımına, yaşadığı dönüşüme ilişkin yazılı kaynaklardan ve bilimsel araştırmalardan bilgilerimiz mevcut. Biz, henüz ortaya konmamışı ortaya çıkarmayı ve yerleşik halkın belleğinde var olan Saburhane Mahallesi algısını ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu yüzden, bu proje bir yandan deneysel bir çalışmaya, diğer yandan da gözlemlemeye, sözlü tarih anlatımına ve tarihin tanıklığını etmiş fotoğraflara dayalı olacak.
MUSFOD üyeleri ile Saburhane'de bir hanede görüşme sonrası
Mahalle’nin şu anki profilini bize anlatır mısınız? Bu doğrultuda en çok nelerin etkilendiğini ya da değiştiğini düşünüyorsunuz?
Saburhane Mahallesi'nin, yaklaşık yüzyıllık tarihine baktığımızda, keskin değişim yaşadığı en önemli zamanın Türk-Rum Mübadele Dönemi olduğunu görüyoruz. Mübadele Dönemi sonrasında Saburhane Mahallesi'ne Lozan mübadilleri yerleştirilmiştir. O tarihten sonra Rum halkının yoğun olarak yaşadığı Saburhane Mahallesi, Türk halkının ve mübadil halkın oturduğu bir mahalleye dönüşmüştür. Değişen yerleşik halkla birlikte Mahalle'de mekânın kullanım biçimi, kültür, alışkanlıklar, toplumsal ritüeller değişmiştir, Rumlardan ve Rum zanaatkârlardan öğrendiklerini devam ettirmeye çalışan yerli halk, dini ve etnik özelliklerine dayalı kendi yaşam biçimini üretmiştir, böylece Mahalle'nin toplumdaki anlamı da değişmiştir.
Muğla'nın tanınmış gazeteci yazarlarından 2019 yılında vefat eden Ünal Türkeş'in arşivinde araştırma
Mübadele sonrasında, Rum halkından kalan birçok yapı ve mekânın işlevi değişmiştir. Örneğin, Rumlar tarafından han olarak kullanılan bir yapı Cumhuriyet Döneminde mektep olarak kullanılmıştır, Meyhane Boğazı olarak bilinen bir sokak bu özelliğini tamamen kaybetmiştir. 1970'lerde ise geleneksel ticaretin önemini kaybetmesiyle Saburhane Mahallesi'nde parekende ticaretin yapıldığı dükkânların açıldığını görüyoruz. Mahalle'de mekânsal olarak yaşanan en önemli değişimlerden biri ise geçmişteki yerli halk için Mahalle'ye yerleşim nedenlerinden biri olan ve Saburhane Mahallesi'nin içerisinden akan Karamuğla Deresi'nin 1978 yılında yer altına alınmasıdır. Derenin beton plaklarla kapatılması ile meydandaki tarihi taş köprü yıkılmış, bununla birlikte diğer 8 ahşap köprü de yok edilmiştir. Muğla kentinin modernizasyon sürecinde Saburhane’de yaşayan yerli halk, özellikle genç nesil kentin güneyinde yapılaşmaya başlayan günün yaşam koşullarına modern çözümler sunan apartman konutlarına geçerek yerlerini yaşlı nesile ve yakın çevre köylerden gelenlere bırakmıştır. Bu da, farklı kültürlerin de, Mahalle'nin yaşamına dahil olması anlamına gelmiştir.
Muğla'nın tanınmış gazeteci yazarlarından 2019 yılında vefat eden Ünal Türkeş'in arşivinde araştırma
Rum ustalardan miras kalan geleneksel yapı ustalığından da uzaklaşılarak, betonarme yapılara yönelim gerçekleşmiştir. Günümüzde, Rum ustaların elinden çıkmış yapılar korunması gereken kültür yapıları olarak tescillenmiştir. Oysa ki, Saburhane Mahallesi'nde tarihi konutlarda yaşanan en büyük problemlerden biri, yaşlı neslin ölmesi durumunda birden fazla sayıdaki mirasçının bu konutları kendi haline bırakması ile zaman içinde konutların bakımsızlıktan çökerek tahribata uğraması olmaktadır. Özetle, Saburhane Mahallesi'nde Mübadele döneminde etnik ve dini bir değişim yaşayan mahalle, sonrasında hem mekânsal hem sosyo-ekonomik değişimleri beraberinde yaşayarak bugünlere gelmiştir.
Bu yaşanan büyük değişimlerde, mekânın ruhunun birdenbire kaybolması hakkında düşünceleriniz nelerdir, bir dönem yok oluyor sonuçta? Gelenek, görenek, âdetlerin farkında olmadan devam ettirilmesi de değişik bir yapı oluşturuyor.
Mekânın ruhunun birdenbire kaybolduğunu söyleyemeyiz, sadece bir dönüşümden bahsedebiliriz. Çünkü, her toplum ve kültür kendi mekânını şekillendirmektedir. Mübadele Dönemi gibi kısa sürede gerçekleşen olaylar tabii ki bu dönüşümü bir anda hissedilir kılmaktadır, o yüzden bıraktığı izler derin olmaktadır. Yüzyıllarca Rumlarla iç içe yaşayan Türk halkı, Mübadele sonrasında Rum halkının yapmakta olduğu yapı ustalığı, kireçcilik, hamamcılık, terzilik, değirmencilik, kerestecilik, marangozluk ve ticaret gibi işleri devam ettirerek sahiplenmek zorunda kalmıştır. Etnik ve dini kökenin getirdiği bazı sınırlamalardan dolayı meyhaneciliği devam ettiremedikleri de bilinmektedir. Yüzyıllarca birlikte yaşamanın getirdiği etkileşim ile bugün geleneksel olarak yapılan bazı şeylerin tam olarak hangi halka ait olduğu bilinememektedir. Ama, geçmişteki ortak yaşamın her anlamda kültürel bir zenginlik oluşturduğunu, günümüze kalan mekânlardan, değerlerden, gelenek ve göreneklerden anlayabilmekteyiz.
Görüşme yapılan hanelerden biri
Proje kapsamında planladığınız atölyeler de var, anlatır mısınız?
Proje kapsamında üç atölyemiz, bir sergimiz gerçekleşecek. Söz konusu atölyeler kapsamında, Saburhane’de yaşayan ya da mahallenin geçmişten günümüze tarihini, sosyo-kültürel ve mekânsal dönüşümünü çalışan, merak eden ya da bunlarla ilgilenen kişileri atölyeler başlığında bir platformda bir araya getirmeyi hedeflemekteyiz. Halkın, konuyla ilgilenen kişilerin, akademisyenlerin, sivil toplum örgütlerinin, araştırmacı yazarların ve yerel yönetimin diyalog kurması ve bu diyaloğun devamlılığının sağlanması bizim için önemli proje sonuçlardan biri.
İlk atölyemiz, Hatırlama Diyaloğu Atölyesi olacak. Söz konusu ilk atölye çalışmasına kadar proje ekibimiz, hane hane dolaşarak Mübadele öncesinden günümüze kadar Saburhane Mahallesi'nin geçmişine yönelik kişisel albümlerden fotoğraf taraması gerçekleştirecektir. Hatırlama Diyaloğu Atölyesi kapsamında, söz konusu paylaşılan eski fotoğraf ve görsel materyal üzerinden katılımcılar sözlü olarak anılarını anlatarak tarihi sözlü olarak ifade edeceklerdir. Böylece, katılımcıların belleklerindeki Saburhane’yi bir paylaşma ve diyalog kurma süreci üzerinden ortaya koymayı hedeflemekteyiz.
MUSFOD Başkanı Ali Murat Günay ile Dönme Dudu'nun torunu Hülya Bütün'ün evinde fotoğraf araştırması
Sonraki iki atölye, Hafıza Mekanları Atölyeler dizisi (1 ve 2) olacak. Hafıza Mekanları Atölyeler dizisi ile katılımcılardan Saburhane Mahallesi'ne ait belleklerinde yer etmiş imgeleri ve mekânları fotoğraflaması istenecektir. Bu çalışma ile kolektif belleğin geçmiş ve gelecek algısı canlandırılarak toplum bilincini ve kültürel mirası ortaya çıkarmaya çalışacağız. Herkesin evinde bulunan kişisel eski fotoğraflar Saburhane Mahallesi'nin kültür ve tarihine ilişkin bir arşiv oluşturacak, yeni fotoğraflar ise toplumsal bellekte yeni yorumlamaları açığa çıkaracaktır.
Son olarak, eski ve yeni fotoğraflardan seçtiklerimizden Saburhane Mahallesi'ne ilişkin bir Fotoğraf Sergisi yapmayı planlıyoruz. Söz konusu atölyelerimizin tarihleri de netleşmişti ancak, pandemi haline gelen Covid-19 nedeniyle projemiz kapsamındaki tüm çalışmaları, yaşanacak riskler dolayısıyla, AB Sivil Toplum Geliştirme Merkezi'nin de kararı ile, ertelemiş bulunmaktayız. En kısa sürede bu süreci atlatmayı ve sağlıklı bir ortamda projemize devam etmeyi temenni ediyoruz.
Türkiye’de bu tür projelere konu alacak çok vaka var. Mevcut şartlar ve deneyimlediğiniz sürece baktığınızda bu tarz farklı projeler hayata geçebilir mi, neler önerirsiniz?
Türkiye’de kültürel ve sosyal anlamda dönüşüm yaşamış hatta benzer şekilde Mübadele süreci atlatmış yerleşmeler var. Bu değişim ve dönüşüm süreçlerinin ortaya konması, arşivlenmesi; fotoğraf, video, resmi evrak, mektuplar, yazışmalar vb. farklı araçlarla geçmişe dair izlerin peşinden gidilmesi, geçmişin tanıklığını yapmış kişiler yitip gitmeden anılarının paylaşılması kültürel mirasın açığa çıkarılması için çok önemli. Bu tür projelerin hayata geçirilmesi, yerleşimlere ait arşiv oluşturmak ve kültürel mirasa dair değerler yitirilip gitmeden ortaya koymak açısından gerekli. Araştırmalarımız ve çalışmalarımız devam ederken kaydedilen her bir belgenin bize geçmişteki yaşamın ipuçlarını sunduğunu görüyorduk. Bu tür projelerin iyi yanı, yerleşimlerde yaşayan ve bu yerleşimleri şekillendiren insanlara temas etmesi ve bir anlamda onları da projenin içine dahil etmesi. Aslında, Saburhane Mahallesi'nin tarihine dair yaşananları yerleşik halk ve araştırma gönüllüsü insanlarla birlikte ortaya çıkartıyoruz diyebiliriz.
Son olarak, söyleşi boyunca da bahsettiniz, projeden ne amaçlıyorsunuz?
Projede, Saburhane Mahallesi'nin mübadele öncesinden günümüze dayanan tarihini, sosyo-kültürel yapısını, anlamını ve hafızalarda kalan imgelerini, mekânlarını ortaya çıkarmayı amaçlamaktayız. Böylece, yitip giden kültürel mirası, Mahalle'nin dönüşen morfolojik yapısı ve mekânları vasıtasıyla fotoğraf sanatı üzerinden hatırlamayı ve halkın kolektif belleğini tekrar işler hale getirmeyi hedeflemekteyiz.
* Fotoğraflar 14 Mart 2020 tarihinden öncesine aittir.