Yurtbay Seramik’in “Mimarın Yolculuğu” programının yeni bölüm konukları, Pimodek Mimarlık'ın ikinci kuşak temsilcileri Ömer ve Erdem Hamulu oldu.
Yurtbay Seramik tarafından mimarlık sektörü profesyonellerinin ağırlandığı “Mimarın Yolculuğu” serisinin dördüncü bölüm konukları, 1982 yılında Y. Mimar Hasan Basri Hamulu tarafından kurulan Pimodek Mimarlık'ın ikinci kuşak temsilcileri ve yürütücüleri Mimar Ömer Hamulu ve Mimar Erdem Hamulu oldu. Kendi tasarladıkları Vural Evi’nde moderatör Pelin Olgun ile keyifli bir sohbet gerçekleştiren Ömer ve Erdem Hamulu vizyonlarını ve çalışmalarını paylaştılar.
"Ailece Mimar Olmanın Zorlukları ve Avantajları Var"
Anne ve babalarının mimarlık fakültesinde tanışıp evlendikten sonra kurduğu Pimodek Mimarlık'ın ikinci kuşak temsilcileri olan Ömer ve Erdem Hamulu, aile ile çalışmanın avantajlarına ve zorluklarına değindi. 2004 yılında mimarlık fakültesine başladığını söyleyen Ömer Hamulu, evde de okul hayatına paralel bir eğitim sürecinin olduğunu belirtti: “İlk yıllarda standart bir öğrenci olarak okuldan bir tasarım eğitimi, bir mimarlık altyapısı almaya çalışmakla bunu zaten çok uzun zaman önce almış bir anne-babanın olduğu ortamda bir acemi olmak arasında bazen bocaladım. Jenerasyon çatışmaları yaşayabiliyorsunuz. Ben bir süre sonra bunun aslında yönetilebilir bir şey olduğunu, hangi alana kimi karıştırıp hangisini kendi kendime başarmak için çabalamam gerektiğini keşfettim.”
Erdem Hamulu ise aynı süreci “Her zaman farklı fikirlerimiz ve çatışmalarımız oluyor. İş bölümü yapmaya çalıştık. Sonra baktık ki olmuyor, müşterileri paylaşmak, bir projeyi birinin yönetmesi gibi yöntemler denedik. Bunlar da çok verimli olmadı. En sonunda dedik ki ‘Her şeyi beraber yapalım’” şeklinde ifade etti.
"En Değerli ve En Zor Proje: Divriği Cumhuriyet Meydanı"
Pelin Olgun’un “Pimodek olarak hangi değerli projelerde yer aldınız?” sorusuna 1980’lerden bu yana, Türkiye’nin ekonomisi doğrultusunda banka binalarından tekstil mağazalarına, tatil köylerinden konut ve ofislerin renovasyonuna kadar pek çok projede yer aldıklarını, bunların en önemlilerinden birinin Gürcistan Savunma Bakanlığı binası olduğunu belirttiler. En değerli çalışmalarının ise memleketleri Sivas Divriği’de gerçekleştirdikleri kentsel projeler olduğu konusunda hemfikir oldular.
Sosyal sorumluluk projesi olan Divriği Cumhuriyet Meydanı’nın aynı zamanda mimarlık hayatlarının en zor projesi olduğunu belirten Ömer ve Erdem Hamulu, projenin zorluğunun ileride Anadolu’da yapılabilecek projelere örnek olma misyonundan kaynaklandığını ifade ettiler. “Babamızın yaptığı projelerin bir tanesi uygulanacak ve düzgün olsun istedik. Anadolu’da bir kasabada kaliteli bir inşaat yapmak çok zor. O yüzden bütün süreçleri baştan sonra kadar takip etmek gerekti.” ifadelerini kullanan Erdem Hamulu’yu destekleyen Ömer Hamulu, “Yaptığımız şey, tarihi bir altyapısı olan bir kentte, eskiden de meydan olan ancak sonrasında önemini kaybetmiş, otopark olmuş bir alanın tekrar meydan olması ve bir yandan da oraya gelen kişilerin kentin tarihi altyapısını da görebileceği bir açıkhava müzesi olarak düzenlenmesiydi. Bu projeyi bürokratik olarak anlatmak, projenin finansmanını sağlayacak kişilere ulaşabilmek ve bu projenin daha sonra Anadolu’da yapılabilecek projelere örnek olacak kalitede uygulanmasını sağlamak oldukça zordu.” dedi.
“Seramik, Kurtarıcı Malzeme Oluyor”
Mimarlıkta odak noktalarının, dönüşüm ve renovasyon olduğunu belirten Ömer Hamulu, şirket olarak uzmanlıklarının mevcut yapıların renove edilmesi ve günümüz mimarisine dönüştürülmesi olduğunu belirtti. “Bu tür dönüşümleri yaparken yapıyı yeniden planlıyormuşuz gibi bir odak belirlemeye çalışıyoruz. Hangi duvarı ne kaplayacağımızla değil, mekana neler kazandırabileceğimize, yapıldığı yıla değil de bugünkü kullanıma nasıl uygun bir hale getirebileceğimize özen gösteriyoruz. Malzeme sürekliliği, algı sürekliliği, kot birliği gibi şeyleri kurgulamaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullanan Hamulu, bu konuların bir mimarı, mimar olmayan kişilerden ayıran asıl özellikler olduğunun altını çizdi.
Malzeme konusuna dikkat çeken Erdem Hamulu ise, genelde taş ve ahşap gibi doğal malzemeleri kullandıklarını belirterek seramiğin de tasarımlarında sıkça yer aldığını söyledi. “Özellikle son yıllarda geniş ebatlı, çok güzel tasarımlı, desenli, ince derze döşenebilen seramikleri sıklıkla tercih ediyoruz. Onlar kurtarıcı oluyor. Gerçekten çok güzel tasarımlar var. Seramiği çokça kullanıyoruz” şeklinde konuşan Erdem Hamulu, örnek olarak tasarladıkları ve söyleşinin gerçekleştiği Vural evini gösterdi.
“Yurtbay Seramik’in Gençlere Yönelik Bir Yarışma Düzenliyor Olması Bile Başlangıç Açısından Çok Önemli”
Bu sene 10.su düzenlenecek olan Zeki Yurtbay Tasarım Yarışması ise sohbetin önemli bir noktası oldu. Bir öğrencinin mümkün olduğunca fazla yarışmaya katılmasının önemine vurgu yapan Hamulu kardeşler, yarışmaların pek çok mimarın aynı anda fikir üretmesi, doğru yapıların yapılmasının sağlanması ve mimarların kendilerini geliştirme sürecine katkıda bulunması adına çok önemli olduğunu söylediler.
İletişim çalışmalarını Yapı Medya İletişim’in yürüttüğü, Mimarın Yolculuğu yayın serisinin yayınlanan bölümünü, Yurtbay Seramik YouTube kanalından izlemek için tıklayın