Mimarlık Yarışmaları ve Yarışmalarda Öğrencilerin Yeri

Berhan Abay / 08 Ekim 2021
Son dönem mimarlık yarışmalarında ödül almaya değer görülen mimarlık ofisleri; 2+1 Mimarlık, 2x1 Mimarlık, Nous Architecture, Oktaa Studio ve SALON'un mimar ve yardımcı ekiplerde yer alan öğrencileri, yarışmalar hakkında sorularımızı yanıtladılar.

Sonuçları yeni açıklanan mimari yarışmalar özelinde; Deniz Dokgöz (2+1 Mimarlık), Hakan Evkaya, Kutlu Bal (2x1 Mimarlık), Cihan Sevindik (Nous Architecture), Birge Yıldırım Okta, Gürkan Okta, Burak Arifoğlu (Oktaa Studio) ve Alper Derinboğaz (SALON) mimarlık sektöründe yarışmaların yerini değerlendirirken, ekiplerde yer alan öğrenciler de - Oğuzhan Sönmez, Özge Ural (2+1 Mimarlık), Ömer Faruk Aslan (2x1 Mimarlık), Emirhan Ayata, Ekin Balas, Ebru Evin (Nous Architecture), Akın Ertürk, Cansu Erdem, Nasibe Nur Dündar, Öykü Şimşek, Salih Özalp, Yalçın Demircan (Oktaa Studio) ve Asena Sonbay, Nida Dilara Karışık, Oğuz Kağan Erge (SALON) - yarışmaların mimarlık pratiklerine katkılarını anlattılar:

Doç. Dr. Deniz Dokgöz (2+1 Mimarlık)

2021 senesinde ödül aldığınız mimarlık yarışmaları hangileridir?

Ulus Modern Kültür ve Sanat Merkezi Ulusal Mimarlık Yarışması, 2021 (4. Mansiyon) / Sosyal Merkezler Mimari Proje Yarışması, Pendik, 2021 (1. Mansiyon) / 25 Aralık Gaziantep’in Kurtuluşunun 100. Yıl Anıt ve Çevre Düzenlemesi Ulusal Proje Yarışması, 2021 (1. Ödül).

Ulusal tasarım yarışmalarını, yarışmalar öncesi ve sonrası mimarlık hayatı çerçevesinde değerlendirir misiniz?

Yarışmalar, mimarlık alanında özgür ve özgün söz söylenebilen tek alan neredeyse. Bu özgürlük yarışmacıların tasarım problemlerini ve yeri okumasıyla başlayan sürecin şartname ve diğer verileri yorumlaması ile son bulan bir kurgu barındırıyor. Dolayısıyla işveren ve onun sözcüsü konumundaki jürinin bakış açısı dışına çıkma potansiyellerini her zaman bünyesinde taşıyor.

Bu durum üretilen tasarımın farklılaşmasının önünü açıyor. Nitelikli yapı elde etme yöntemi olarak sıklıkla tarif edilen durumun aksine düşünsel pratikleri ve buna bağlı olarak oluşturulan özgün çözümleri bu noktada değerlendirmek mümkün.Yarışmalar belirli bir dönem girilip bırakılan bir durum değil. Mimarların bir tasarım problemi hakkında düşüncelerini yansıtmak istediği her an yarışmalara eklemlenebileceği bir andır. Belirli dönemlerin “yarışmacı mimarları” olmamak için dönemsel tasarım stratejilerinin/metodojilerinin değişimine ayak uydurmak esas mesele.

Ulus Modern Kültür ve Sanat Merkezi Ulusal Mimarlık Yarışması,  4. Mansiyon

Yarışmaların öğrencilere katkıları hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Katıldığınız yarışmalarda, yardımcı öğrencilere yer verme amacınız nedir?

Yarışmalar formel eğitimin aksine enformel bir mimarlık eğitiminin önemli bir parçası. Öğrenci yarışmaları bu enformelliğin merkezini tanımlarken ulusal yarışmalar mimarlık öğrencileri için yeni öğrenme/öğretme pratikleri sunuyor.

Tasarım aşamasında kentin okunmasından tasarım probleminin tartışılmasına değin geçen ve tasarım fikrinin oluşumunu sağlayan süreç önemli. Bu süreç, karşılıklı öğrenme ediniminin kazandırıldığı bir mekanizma aynı zamanda. Çizim ve sunum kısmı ise teknik anlamda bilgi birikiminin yansıtılabildiği bir nokta.

Birlikte çalıştığınız öğrencilerden yola çıkarak, mimarlık eğitimini değerlendirir misiniz?

Mimarlık eğitiminin öğrenciye açtığı düşünsel kanallar içerisinde yarışmalar önemli bir yer tutuyor. Buraya ait olma isteği öğrencinin kendi seçeneği.  Eğitim bittikten sonra da bu mecrada var olma isteği mesleki pratikten beklentileriniz ile açıklanabilir. Bu noktada enformel eğitimlerin mimarlık eğitimi içerisine sızma potansiyelinin artırıldığı her durum, daha nitelikli bir mimarlık eğitiminin önünü açacaktır.

Hakan Evkaya , Kutlu Bal (2x1 Mimarlık)

2021 senesinde ödül aldığınız mimarlık yarışmaları hangileridir?

2021 yılı içinde toplam 6 adet yarışmaya girdik. Ödül aldığımız yarışma sayısı 3 oldu. Bunlar; Gaziantep Yüzüncü Yıl Anıtı ve Çevre Düzenlemesi Ulusal Mimari Proje Yarışması (3. Ödül) / Ankara Sağlık Çalışanlarına Şükran ve Anma Mekânı Ulusal Mimari proje Yarışması (2. Ödül) /  Bursa Atatürk Spor Salonu Mimari Proje Yarışması (1. Ödül)

Ulusal tasarım yarışmalarını, yarışmalar öncesi ve sonrası mimarlık hayatı çerçevesinde değerlendirir misiniz?

Ulusal mimarlık yarışmalarının, ülkemize ait mimari kültürün gelişebilmesinin en ideal ve rafine mecrası olduğunu söyleyerek başlayalım söze. Bu bağlamda yarışmaların sıklaşması ve kamu yapılarının tamamının yarışma yolu ile elde edilmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Yarışmalar, tüm katılımcılara eşsiz bir tartışma ve söylem platformu sunmaktadır. Günümüz dünyasında bozulmadan kalabilmeyi sağlamış, adil, şeffaf ve liyakat esaslı çok az yapılanmadan birisi olan yarışma kurumunun, sadece mimarlık ortamını değil, disiplin dışı ortamı da olumlu yönde etkileyebildiğini görebiliriz.

“Kamusal kullanım” kavramı en fazla yarışmalar ortamında kullanılan bir kavramdır. İnsan ölçeği, kent ölçeği, yere ait olma, iklim gibi, mimarlığın temel ilkelerinin tartışıldığı, ekoloji kavramının ekonomi kavramının önünde tutulduğu, yapı üretiminde “etik sorgulama” nın yegane vesilesi olan yarışmalar, çoğulcu demokrasinin yapı üretiminde vücut bulduğu ortamdır, diyebiliriz özetle.

İhale ya da başka yöntemlerle elde edilen işler ile yarışma ile ilde edilen işler ve bu süreçlerin düşünsel ve kültürel geri beslemesine baktığımızda nitelik farkı çok net okunur. Çoklu ve şeffaf ortamda, nitelikli seviyede söylemler geliştirilir ve tartışılır. Çoğunlukla idarelerin, keyfi kararların önüne geçen, emek, masraf ve zaman isteyen bu sürece katlanamamasından kaynaklı yarışmaları tercih etmemesi bir ironidir aslında. Yarışmaları nitelikli yapan bu sürecin ta kendisidir çünkü.

Bursa Atatürk Spor Salonu Mimari Proje Yarışması, 1. Ödül

Yarışmaların öğrencilere katkıları hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Katıldığınız yarışmalarda, yardımcı öğrencilere yer verme amacınız nedir?

Yarı zamanlı hocalık yaptığımız okullarda ya da türlü ortamlarda karşılaştığımız tüm öğrencileri bu konuda motive etmeye ciddi mesai harcıyoruz. Bunun nedeni yarışmalar ortamının sadece yapı üretimine koyduğu katkı değil bir yandan sürecin yarışmacıya kattıkları elbette. Her yarışma sonrası mimar değişir, gelişir, birey kendi entelektüel ve mimari yapısına bir tuğla daha koyar.

Bu yola çıkarken amacımız, besleyici bir ortam, nitelikli tasarım ve keyifli süreçlerden oluşan bir meslek hayatı yaşamaktı. Şu ana kadar bunu yapabilme fırsatı bulduğumuzu zannediyoruz. Öğrencileri bu süreçlere dâhil etmek istememiz; halen tüketmediğimiz heyecanımızı ve birikmiş deneyimlerimizi paylaşmak ve tabi ki onların ortama kattığı genç ve dinamik bakış açılarıyla zihinsel sürecimizi zenginleştirmek diye özetlenebilir.

Ankara Sağlık Çalışanlarına Şükran ve Anma Mekânı Ulusal Mimari proje Yarışması, 2. Ödül

Birlikte çalıştığınız öğrencilerden yola çıkarak, mimarlık eğitimini değerlendirir misiniz?

Eğitim kalitesine yönelik çıkarımlar üretecek kadar veriye sahip olduğumuzu zannetmiyoruz. Konu mimarlık eğitiminden ziyade yeni nesillerin bakış açıları ve yaklaşım biçimleri. Ekibimize kısa sürelerde dâhil ettiğimiz ve süreci deneyimleyen öğrenciler ile o kısa süre içindeki dirsek teması ile karşılıklı ve etkin bir etkileşimin oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda eğitim kalitesini tartışmalı, etkileşim kalitesinin çok iyi olduğundan bahsetmek mümkün.

Cihan Sevindik (Nous Architecture)

2021 senesinde ödül aldığınız mimarlık yarışmaları hangileridir?

Ulus Modern Kültür ve Sanat Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması (1. Ödül) / Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık Çalışanlarına Şükran ve Anma Mekanı (1. Ödül) / Mimar Sinan Müzesi ve Mimarlık Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması (Mansiyon) / Gaziantep 100. Yıl Anıtı ve Çevre Düzenlemesi Ulusal Proje Yarışması (Mansiyon)

Ulusal tasarım yarışmalarını, yarışmalar öncesi ve sonrası mimarlık hayatı çerçevesinde değerlendirir misiniz?

Tasarım yarışmalarını; nitelikli kentsel mekan üretme amacı ile özgün fikirlerin yarıştığı, genç ve tecrübeli meslektaşların, şeffaf ve eşit bir ortamda fikir ürettiği bir alan olarak görüyorum. Açıkçası, bizim ortak noktalarımızdan birisi yarışmalar ile öğrencilik yıllarında tanışmamız. Bu noktada geçmiş/şu an/gelecek akışlarında yarışmalar, mimarlık yapma biçimimizin temelini oluşturmakta.

Ulus Modern Kültür ve Sanat Merkezi, Birinci Ödül

Yarışmaların öğrencilere katkıları hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Katıldığınız yarışmalarda, yardımcı öğrencilere yer verme amacınız nedir?

Yarışmaların mesleki gelişim sürecindeki rolünün büyük olduğunu düşünüyorum. Öğrenci veya mezun farketmeksizin bu gelişim sürecinin, ülkedeki mimarlık ve tasarım olgusuna önemli bir katkı koyduğunu söyleyebilirim. Ofis içi çalışma süreçlerinde, ekip içerisinde bir hiyerarşi olmadığını belirtebilirim. Yarışma projelerinin, ilk düşünsel aşamasından, son teslim sürecine kadar tüm ekip, bilgi, birikim ve becerilerini ortak bir zeminde bir araya getirdiği bir ortam olduğunu düşünmekteyiz. Dolayısıyla karşılıklı bir öğrenim sürecinin, ofis yapısını,  dinamik ve yenilikçi bir yaklaşıma odakladığını söyleyenebilir.

Ankara Sağlık Çalışanlarına Şükran ve Anma Mekanı, Birinci Ödül

Birlikte çalıştığınız öğrencilerden yola çıkarak, mimarlık eğitimini değerlendirir misiniz?

Açıkçası bu konuda iyimserim. Yeni nesil mimarlık öğrencilerinin, pratik ve dünya ile daha entegre bir yaklaşım geliştirdiklerini düşünüyorum. Bu doğrultuda mimarlık eğitiminin de, farklı ülkelerde yetişen mimarların birlikte çalışma olanaklarının arttığı öngörüsüyle dünya ile entegre ortak bir mesleki dil ve anlayışın kurmasının zorunlu olduğunu söyleyebilirim.

Birge Yıldırım Okta, Gürkan Okta, Burak Arifoğlu (Oktaa Studio)

2021 senesinde ödül aldığınız mimarlık yarışmaları hangileridir?

Oktaa: 2021 senesi bizim için çok verimli geçti. Kendimizi bir yarışma ofisi olarak tanımlamamız doğru olmaz. 2021 Ocak ayından itibaren üç yarışmaya katıldık ve ikisi birincilik ödülüne, biri ise mansiyon ödülüne layık görüldü. Bizi en çok sevindiren halk oylaması ile birincilik aldığımız İBB’nin açmış olduğu Uluslararası Üsküdar’da Mimar Sinan’ı Anmak Yarışması oldu. Salgınlar ve Sağlık Emekçilerini Anma Mekanı yarışması ise bizim için proje aşaması ve sonucu çok duygu yüklü bir süreçti. Karapınar GES SCADA Binası Mimari Proje Yarışması ise mansiyon ödülü aldığımız üretirken çok araştırdığımız ve öğrendiğimiz bir proje oldu.

Ulusal tasarım yarışmalarını, yarışmalar öncesi ve sonrası mimarlık hayatı çerçevesinde değerlendirir misiniz?

Oktaa: Yarışmaların mimarlık ortamını beslediğine, mimarlık disiplinine, ortamına katkısının büyük olduğuna inanıyoruz. Süreç ve yöntem olarak da Türkiye'de hayli yol alındığına inanıyoruz.

Yarışmalar tasarım disiplinlerinin er meydanı. Bu alan oldukça kamusal ve tüm fikirlerin sesinin duyulabileceği bir özgürleşme ortamı sunuyor. Dolayısı ile mimarlar olarak fiziksel kamusal alanda duyuramadığımız sesimizi yarışmalar aracılığı ile en azında küçük bir camiaya duyurmamızı sağlıyor.

Uluslararası Üsküdar’da Mimar Sinan’ı Anmak Yarışması, Birincilik (Halk oylamasıyla)

Yarışmaların öğrencilere katkıları hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Katıldığınız yarışmalarda, yardımcı öğrencilere yer verme amacınız nedir?

Birge Yıldırım Okta: Ben bu soruyu biraz akademik biraz da profesyonel deneyimim üzerinden cevaplamak istiyorum. Özellikle öğrenci yarışmalarının mimarlık disiplinine, Türkiye’de yetişecek mimarlara katkısının çok büyük olduğunu düşünüyorum. Ben öğrencilik yıllarımdan beri yarışmalara katılıyorum. Lisans eğitimimi tamamladığımda pek çok yarışmaya katılmış ve 11 ödül alarak mezun olmuştum. O dönemde açılan neredeyse tüm ulusal öğrenci yarışmalarına katılıyordum. Çoğunlukla farklı ekiplerle çalışıyordum. Özellikle öğrencilik yıllarında ulusal-uluslararası yarışmalara katılmanın, sonuç ödül olmasa bile, mesleki hayata katkısı çok büyük.

Gürkan Okta: Adrenalini, tutkusu çok fazla. Emek vermediğimiz hiçbir şey tutkuya dönüşmez. Mimarlık da tutku olmadan yapılabilecek bir meslek değil. Yarışmalar özgürce ve gönüllülük esası ile bu emeği vermeyi ve mesleğe tutkuyu arttırıyor.

BYO: Takım çalışması, proje yönetimi, analitik düşünme, mimari problemi çözme gibi becerileri kazanma şansı tanıyor. Şu an Kadir Has Üniversitesi’nde, öncesinde ise İTÜ’de öğretim üyesi olarak çalışıyordum. Dolayısı ile mimarlık eğitimi veren bir akademisyen olarak öğrencilerle birlikte düşünmek, fikir geliştirmek tartışmak onların becerilerinin gelişmesini izlemek, başarılarını duyarak onlar adına gurur duymak da benim için bir tutku. Proje dersini kolektif bir üretim alanı olarak görüyorum. Mesleki hayatta, profesyonel yarışmalar bu özgür üretim alanını öğrencilerle birlikte deneyimlemenin en el değmemiş platformu.

Salgınlar ve Sağlık Emekçilerini Anma Mekanı, 1. Ödül

Birlikte çalıştığınız öğrencilerden yola çıkarak, mimarlık eğitimini değerlendirir misiniz?

Oktaa: Mimarlık eğitiminde kurumlardan çok eğiticilerin tasarım eğitimine bakışının belirleyici olduğunu düşünüyoruz. Mimarlık disiplini öğrencilere tasarımdan, muhasebeye,  proje yönetiminden, görsel sanatlara, edebiyata uzanan çok geniş bir yelpaze sunuyor. Mimarlık heterojen bir pratiktir.  Eğitim’de önemli olan öğrencilerin içindeki potansiyeli ortaya çıkartacak ortamla karşılaşmaları. Bu ortamda kurumlar belirleyici olsa da, en önemli unsur, stüdyo ortamı ve stüdyo yürütücüsü oluyor. Öğrencilerin heyecan duyduğu üretim yöntem ve temsilleri anlayıp öğrencilerin potansiyellerini ortaya çıkartmaya,  farklı üretim araçlarına hevesli olan eğitimcilerin ve öğrencilerin başarıya, tutkuya ulaştığına inanıyoruz.

Günümüzde inşaat sektörünün içinde bulunduğu ekonomik kriz ve paralelinde süre gelen iklim krizi üniversite tercihlerinde mimarlık disipline olan ilgiyi azalttı. İklim krizi, kentsel eşitsizlikler,  mimarlık disiplininin de dönüşmesini, alışageldiğimiz üretme hallerimizi sorgulamamızı gerektiriyor. Yeni disiplinleri mimarlık pratiğinin içine çağırıyor. Dolayısı ile mimarlık eğitiminin de buna paralel değişmesini zorunlu kılıyor. Genç kuşaklar o kadar zor bir dünya ile karşılaştılar ki, onların insana, doğaya, çevreye bizlerden çok daha duyarlı yetiştiğine inanıyorum. Belki mesleğimizin ihtiyaç duyduğu isyanı/devrimi onlar gerçekleştirecek.

Alper Derinboğaz (SALON)

2021 senesinde ödül aldığınız mimarlık yarışmaları hangileridir?

Salgınlar ve Sağlık Emekçilerini Anma Mekanı Tasarım Yarışması (2. Ödül), Learning Sky, Songdo Library International Design Competition (Mansiyon).

Ulusal tasarım yarışmalarını, yarışmalar öncesi ve sonrası mimarlık hayatı çerçevesinde değerlendirir misiniz?

Ulusal mimarlık yarışmaları, mimarlık ortamının gelişmesi için çok faydalı bir organizasyon biçimi. Her iyi organizasyon her zaman nitelikli sonuç verecek diye bir şey yok. Yarışmaların kalitesi bu anlamda önemli. İyi hazırlanmış şartnameler, işverenin beklentilerinin doğru aktarılmış olabilmesi, yarışmanın sonrasında da yarışmayı açan kurumla ilişkilerin devamı ve sonunun sadece bir proje elde etmek değil bunu hayata geçirmek olduğunun vurgulanması gibi önemli yönleri olduğunu düşünüyorum. 

Salgınlar ve Sağlık Emekçilerini Anma Mekanı Tasarım Yarışması, 2. Ödül

Yarışmaların öğrencilere katkıları hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Katıldığınız yarışmalarda, yardımcı öğrencilere yer verme amacınız nedir?

Yarışmalar, öğrencilerin mimarlık konusunda en hızlı ve en iyi şekilde bilgi edinmelerinin önünü açacak en iyi platform. Özellikle bizim yarışma yapma süreçlerimizde, biraz okulda kurguladığımız eğitim biçimine yakın bir şey ortaya çıkıyor. Hem öğrenciye bir katkı sunması hem de ofis içinde daha yeni fikirlerin, daha amatör ruhun devamlılığı açısından önemli. Her şeyin ötesinde tasarım konusundaki samimiyet öğrenci ya da yeni jenerasyonda daha taze oluyor. Bunu karşılıklı hatırlamak ve bu konuda bir işbirliği oluşturmak için iyi platformlar oluyor.

Learning Sky, Songdo Library International Design Competition, Mansiyon

Birlikte çalıştığınız öğrencilerden yola çıkarak, mimarlık eğitimini değerlendirir misiniz?

Bu konuda olumsuz şeyler söylemek çok kolay. Ama bununla birlikte biliyoruz ki mimarlık eğitimi de piyasanın bir yansıması ya da eğitimle piyasa iç içe diyebiliriz. Okullarda her ne kadar nitelikli eğitim verilmeye çalışılsa da; öğrenci sayısının fazlalığı, teknik bilginin yetersizliği gibi konular var. Bu bazen mezun öğrencilerin neredeyse en temel konularda bile bilgilerinin olmamasına kadar gidebiliyor. Ama burada sadece eğitimcilerin değil, piyasa koşullarının da sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Profesyonel olarak çalışabilme platformunun oluşmasında da zorluklar olduğu ve bunun da okula, beklentilere, öğrencilerin mezuniyeti sonrasına da yansıdığını düşünüyorum. Eğitim konusu tek taraflı bir şey değil.


İlişkili Haberler
2+1 Mimarlık Ekibinden
İlişkili Haberler
2x1 Mimarlık Ekibinden
İlişkili Haberler
Nous Architecture Ekibinden
İlişkili Haberler
OKTAA Studio Ekibinden
İlişkili Haberler
SALON Ekibinden
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :