Nesin Sanat Köyü'nde Mimarlık

Amber Eroyan / 20 Nisan 2018
Mimarlığı salt bir bilgi alanı olarak değil, etkileştiği alanlarla birlikte sorgulayan Nesin Sanat Köyü Mimarlık Programı'nın ayrıntılarını, koordinatörü Cemil Çalkıcı'dan dinledik.

fotoğraflar: İlkyaz Portakalcıoğlu

Şirince’deki Nesin Sanat Köyü (NSK) geçtiğimiz yıl ilk kez Mimarlık Programı’na ev sahipliği yapmaya başladı. Mimarlığı salt bir bilgi alanı olarak değil, etkileştiği alanlarla birlikte sorgulayan program; köydeki Sanat, Felsefe ve Matematik programları ile eş zamanlı gerçekleşiyor. Konvansiyonel öğrenen-öğretici ilişkisinin alt üst olduğu program, mimarların ve mimarlık öğrencilerinin dışında, konuyla ilgilenen 17 yaş ve üzeri herkesin katılımına açık. Atölye yürütücülerini ve konuşmacıları, “Bir öğrenci olarak kimlerden ders almak isterdim/k?” sorusundan yola çıkarak belirlediklerine dikkat çeken NSK Mimarlık Programı Koordinatörü Cemil Çalkıcı, Şirince’nin doğası ve Köy’ün mimari etkisinin yoğunlaşmayı artırarak verimli ve üretken bir süreç oluşturduğunu ekliyor.


Nesin Sanat Köyü’nde bir mimarlık yaz okulu gerçekleştirme fikri nasıl doğdu ve gelişti?

Cemil Çalkıcı: Nesin Sanat Köyü’yle 2016 yılında tanıştım. 2014 yılında Işın Önol’un öncülüğünde alternatif sanat eğitimini dert edinen sanatçı ve sanat kuramcılarıyla kurgulanmaya başlanan Sanat Köyü, 2015 ve 2016 yıllarında pilot uygulamalarını gerçekleştirdi. Ben de 2016 yazındaki bu uygulamaya başvurarak iki haftalık programa dahil oldum. Bu program içerisinde sanata ve sanat üretimine farklı açılardan yaklaşan atölyeler ve teorik dersler mevcuttu. Atölyelerin ve teorik derslerin çeşitliliğinin yanı sıra, katılımcı profili de oldukça zengindi; farklı disiplin ve yaş gruplarından, Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanlar vardı. Farklı geçmiş, ilgi ve uğraşı alanlarından oraya gelen insanlarla iki hafta boyunca aynı mekânı ve zamanı paylaşma ve o mekânda sürekli üretme hali bizleri kendimize, aynı zamanda birbirimize yakınlaştırdı.

Sanat Köyü’ndeki dersler genel olarak sanat üretimine ve eğitimine ilişkin farklı yaklaşımları içeriyordu. Bu paylaşım ve etkileşim için kurulmuş olan Köy’ün etkin mekansal yapısı da, bu ortamda bunun kuramı ve bilgisi de yeniden üretilmeli hayalini oluşturdu bende. Burada mimarlıkla ilgili bir şeyler de olmalı diye düşünürken, Köy’den ayrıldıktan sonra bu fikir daha da yoğunlaşmaya başladı zihnimde. Mimarlığa farklı açılardan bakmaya çalışan, sorgulayan, alternatif bir şeyler arayan insanlarla tanışmam bu fikrin mümkün olabileceği düşüncesini daha da güçlendirdi. Işın Önol’un hayalime verdiği desteğin ardından farklı üniversitelerden akademisyenler, lisans ve yüksek lisans seviyelerindeki arkadaşlarım, serbest mimarlar ve mimarlık alanı dışından meraklı insanlarla bir araya gelip, 2017 yazında gerçekleştirdiğimiz mimarlık programlarının kurgularını oluşturduk.

Disiplinler arasında olma hali ve mimarlığı salt bir bilgi alanı olarak değil de etkileştiği alanlarla birlikte kuran, sorgulayan bir programdı hayalimizdeki. Bu nedenle programlarımızı mimarlığı farklı alanlarla ortaklaştırabilecek “mekân” mefhumunu temel alarak kurguladık. Geçtiğimiz yıl mimarlık programları için bir pilot uygulama oldu. Bu sene de geçen yıldan elde ettiğimiz deneyimlerle üç farklı mimarlık programı düzenleyeceğiz. Mimarlık programları, bu yaz gerçekleşecek olan onlarca Sanat Köyü programlarından sadece birkaçını oluşturuyor.

Yaz okulu Nesin Sanat Köyü ve Şirince ile nasıl bir etkileşim içinde? 

Köy’de Sanat, Felsefe ve Matematik programlarının çoğu eş zamanlı olarak gerçekleşiyor. Mekânsal olarak iç içe yer alan bu Köyler zaman zaman kendiliğinden, bazen de bilinçli bir şekilde etkileşim halinde oluyor. Örneğin geçtiğimiz yıl mimarlık programları gerçekleşirken bu kapsamda düzenlediğimiz akşam etkinlikleri (söyleşiler, film gösterimleri, sanatçı konuşmaları, atölyeler, vb.) Köy’de eş zamanlı gerçekleşen tüm programların katılımcılarını ortaklaştırıcı bir hal almıştı. Benzer bir şekilde diğer programların düzenledikleri etkinliklere de mimarlık programının öğrencileri katılma şansı elde etmişti.

Programların iç yoğunluğuna rağmen, elverdiğince spontane destekleyici etkinlikler de oluşturulmuştu. Geçtiğimiz yıl özellikle Sanat Köyü’nün programlarıyla etkileşimin önümüzdeki yıllarda Köy’ün diğer programlarıyla da olmasını umuyoruz. Köy’de gerçekleşen programların herhangi bir mekânsal ve zamansal sınırının olmayışı bu etkileşimi yüksek mertebede mümkün kılıyor. Ayrıca Köy’ün atmosferinin etkisiyle derslerde öğrendiklerimizin daha fazlasını, dersler dışında bir araya geldiğimiz ortamlarda yaptığımız sohbetler sırasında birikimlerimizi birbirimizle paylaşarak öğreniyoruz.

İlk yılın ardından nasıl geri dönüşler aldınız? Geçtiğimiz yıl iki bölümden oluşan program bu yıl üç bölümde düzenleniyor. Bu artışın talepler doğrultusunda gerçekleştiğini söyleyebilir miyiz?

Geçen yıl iki ayrı yaz okulu gerçekleştirdik. Birinci yaz okulu pek çok atölyenin bir arada olduğu bir program kurgusuna sahipti, ikincisi ise tek bir atölyeden oluşan bir haftalık bir programdı. İkinci program bir haftalık olmasına rağmen, o sırada Köy’de eş zamanlı gerçekleşen pek çok program oluşu ve program içeriğinin uygunluğu onu da tek başına bir atölye olmaktan çıkardı. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 300 başvuru almıştık. Programlara ilgi çok yüksekti.

Bu sene geçen yıldan elde ettiğimiz deneyimlerle programları biraz daha zamana yayma düşüncesiyle kurgulamaya çalıştık. O nedenle program sayısını artırarak, geçen sene çok dar aralıklarda gerçekleşen atölye süreçlerini rahatlatıp bu seneyi üç farklı programa ayırdık. Elbette programların sayısının artışında geçen sene aldığımız geri dönüşler de etkili oldu. Geri dönüşleri dikkate alarak bu senenin program kurgularını da revize ettik. Katılımcılar ve programları takip edenlerin ilgisi ve olumlu geri dönüşleri bu yılın programlarını kurgulamada bizim için iyi bir motivasyon kaynağı oluşturdu.

2018 programında değiştirdiğiniz/dönüştürdüğünüz içerikler oldu mu?

2017'de gerçekleştirdiğimiz programlara benzer kurguyu bu sene de uyguluyoruz ama her bir atölye aslında kendi özel kurgusunu içerdiği için bahsettiğim benzerlik belli bir noktadan sonra kayboluyor ve ortaya bambaşka programlar çıkıyor.

Program içeriğini oluştururken nasıl bir süreç izliyorsunuz?

Mimarlık Programı’yla ilgili kafamda fikirler oluşmaya başladığında bir araya geldiğimiz ilk ekiple genel bir kurgu oluşturmuştuk. Bu kurgunun en temel vurgusu programın disiplinler arası olma hali üzerineydi. Mimarlık programı için atölye yürütücüsü olmasını veya seminerler vermesini istediğimiz kişilere programın genel kurgusundan bahsediyorum. Fakat karşılıklı konuşmalarımızla alternatif yaklaşımlar gelişiyor.

Mimarlık programı yürütücülerini program dahilinde ders vermeleri için davet etmeden önce yaptıkları çalışmaları inceliyoruz. Aslında “bir öğrenci olarak kimlerden ders almak isterdim/k?” sorusu, atölye yürütücülerinin belirlenmesinde önemli rol oynuyor.

Atölye yürütücülerinin yaptıkları çalışmaları inceleyince nasıl bir atölye kurgusuyla bir program oluşturabileceğimiz az çok zihnimizde oluşuyor. Programların disiplinler arası bir yerde kendini gerçekleştirebilmesi için mimarlık alanı dışındaki yürütücülerden de destek alıyoruz. Mimarlık kökenli olanların da yine farklı alanlarda çalışmalar yapıyor oluşu ilgimizi çekiyor. Özetle, program kurguları, atölye yürütücüleri ve konuşmacılar belirlendikten sonra kendiliğinden oluşuyor. Ufak tefek uyarlamalar haricinde atölye içeriklerine müdahale etmiyoruz.

NSK Mimarlık Yaz Okulu, üniversitelerde verilen formel mimarlık eğitimine nasıl bir katkıda bulunuyor? Öğrenciler/ilgililer neden bu programa katılmalı?

Mimarlık Programları, Köy’de bize açılan özgür bir alanda gerçekleşiyor. Hem program katılımcıları hem de atölye yürütücüleri ve konuşmacılar bu ortamı kendilerini gerçekleştirebilecekleri bir deney alanı olarak görebilirler çünkü formel eğitim ortamlarında kimi yerlerde ve zamanlarda oldukça baskılanan, özgür olmayan bir eğitim sistemi içerisindeyiz.

Burada bir not derdi yok. Yaptığın bir şey veya söylediğin söz, tartışmaya açtığın bir konu üzerinden seni yargılayan biri ya da birileri de yok. Nesin Sanat Köyü’ndeki mimarlık programları, katılımcıların formel eğitim ortamında çok fazla rastlayamayacağı bu özgürlüğün getirdiği, gönüllü üretim ile farklı potansiyellerin ortaya çıkmasına olanak sağlıyor.

Konvansiyonel öğrenen-öğretici ilişkisinin alt üst olduğu bir yer burası. Öğretmeye gelenler kendilerinden ve öğrenmek için gelenlerden öğreniyor, böylelikle bu ilişkiler yapıbozumuna uğruyor. Şirince’nin doğası ve Köy’ün mimari etkisi yoğunlaşmayı artırarak çok verimli ve üretken bir süreç oluşturuyor.

Katılımcı profili nasıl? En çok hangi şehirlerden, okullardan ilgi var?

Kaçınılmaz olarak buna benzer organizasyonlara ilginin yüksek olduğu İstanbul, Ankara ve İzmir gibi illerden katılımcı sayısı yüksekti. Fakat bu iller dışında Van, Mersin, Trabzon, Antalya, Mardin gibi Türkiye’nin dört bir yanından, hatta Kıbrıs’tan katılımcılar da vardı. Katılımcılar genel olarak farklı yaş gruplarından mimarlık vb. disiplinlerde okumuştu ya da okumaktaydı fakat aralarında henüz lise eğitimine devam eden, felsefe okuyan, sanatçı olanlar da vardı.

Programlara yapılan başvurular değerlendirilirken, bir program içerisinde farklı alanlardan, yaş gruplarından ve illerden katılımcıların olmasına dikkat ediyoruz. Özellikle Anadolu illerinden ve mimarlık vb. alanlar haricinde yapılan başvurulara öncelik veriyoruz.

Mimarlık dışında hangi disiplinlerden başvuru oluyor? Farklı disiplinler arasındaki bilgi/deneyim aktarımı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Mimarlık programlarında aslında doğrudan mimarlık konuşmuyoruz. Mimarlığın yakından ilişkili olduğu “mekân” konusuyla ilgili farklı yaklaşımları paylaşıyoruz. Ayrıca güncel sanat atölyeleriyle beraber üretim ve paylaşma ortamı, programa katılan mimarlık öğrencilerinin mekan konusuna yaklaşımlarını zenginleştiriyor. Programlara “mekan” konusu üzerine merakı ve soruları olan 17 yaş ve üzeri herkes başvurabiliyor. Mimarlık alanı haricindeki disiplinlerden katılımcıların da var oluşu süreç içerisinde bilgi/deneyim aktarım ve üretim ortamını oldukça zenginleştiriyor. 

Mimarlık okulunun düzenlendiği Nesin Sanat Köyü’nün mekansal yapısıyla ilgili de bilgi almak isteriz. Katılımcılar vakitlerini nasıl bir mekanda geçiriyorlar?

Köy, Şirince’ye yaklaşık 1 km uzaklıkta bulunan bir yerde. Kayser Dağı civarında konumlanmış durumda. Etrafında yapılı çevre neredeyse hiç olmadığı için kendi halinde bir yer olma özelliği taşıyor. Doğayla içi içe olan mekansal kurgusu, sizi yere, orada olma ve o zamanı yaşama haline daha da yakınlaştırıyor.

Daha önce de bahsettiğim gibi, Köy’deki mekânlar birbiri içine geçmiş durumda. Zamanla gelişen ihtiyaca göre tasarlanan yapılar tamamen organik bir ilişki içerisinde türemiş gibi. Köy farklı bir ritme sahip olduğu için, burada bambaşka bir zaman ve mekân deneyimi yaşıyorsunuz. Bu ritme uymak zorlayıcı olabiliyor ama çabucak alışılıyor, sonrasında da vazgeçilmez oluyor.

Köy, kolektif yaşamın bir örneği sayılabilir. Salt bilgi üretiminin ve paylaşımının değil aynı zamanda ortak yaşamla ilgili her şeyin birlikte üretildiği de bir yer olma özelliği taşıyor. Köy’de döngünün sağlanması için çalışan insanların yanı sıra yıl boyunca aktif bir sirkülasyon oluyor, sürekli bir öğrenci akışı gerçekleşiyor. Kendi kendine yetecek bir yer olabilmek için çalışmalar da yapan Köy, köy adını sadece yeşillikler içinde olmasından değil, üretim ve tüketime bakış açısından da alıyor. Köy’e gelen öğrenciler birlikte yemek hazırlayıp, birlikte gezip, birlikte öğrenip, birlikte eğleniyorlar.

Okula katılmayı düşünenlerden beklentileriniz neler? Kendilerine nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?

Katılımcı olmak isteyenlerden genel beklentimiz, Köy’ün bilgi üretim ve paylaşım ortamına mümkün olduğunca yüksek bir motivasyonla destek vermeleri. Programların son başvuru tarihi bulunmadığı için erken yapılan başvurular programlara katılabilme olasılığını artırıyor.

Mimarlık Programları dahil olmak üzere Sanat Köyü’nün programları için nesinsanatkoyu.org adresi; Nesin Köyleri’nin güncel etkinlikleriyle ilgili detaylı bilgiler için ise nesinkoyleri.org adresi ziyaret edilebilir. Programlara başvurular da aynı adres üzerinden yapılabiliyor.

Nesin Köyleri ekonomik anlamda kendi kendine yetebilmek için çalışmalar yapıyor fakat programların hâlâ desteğe ihtiyacı var. Vakfın hesap numaralarına "Nesin Sanat Köyü içindir" şeklinde bir not düşülerek yapılacak bağışlar, programların sürdürülebilirliği ve herkes tarafından ulaşılabilir olması için oldukça önemli. Desteklerinizi bekliyoruz! 

Nesin Vakfı
İş Bankası, Parmakkapı Şubesi
Şube kodu: 1042
Hesap numarası: 0687054
IBAN:TR170006400000110420687054

Nesin Vakfı
Vakıf Bank, Çatalca Şubesi
Şube kodu: 00237
Hesap numarası: 00158007272068355
IBAN: TR730001500158007272068355

Kredi kartıyla bağış için:
https://www.nesinvakfi.org/bagis-yap.php#kredi-karti


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :