Geberit tarafından Yapı-Endüstri Merkezi'nde düzenlenen "Evinizi Yetiştirin" konferansı için İstanbul'a gelen Mitchell Joachim, etkinlik öncesinde akademisyen Serhat Kut'un sorularını yanıtladı. Terreform ONE çatısı altında mimarlık ve biyoloji arakesitinde sıradışı projelere imza atan Joachim, 21. yüzyılın dillere pelesenk olan "sürdürülebilirlik" kavramını kullanmaktan ise imtina ediyor.
Terreform ONE'ı özellikle, geleceğin kentine ilişkin spekülatif ve kışkırtıcı tasarım önerileriyle tanıyoruz. Kentsel beyin fırtınası takımı Terreform ONE'ın kurucu ortağı olarak, bu disiplinlerarası tasarım grubunun nasıl bir araya geldiğini aktarabilir misiniz?
Kâr amacı gütmeyen bir tasarım pratiği olan Terreform ONE'ı, MIT'deki yüksek lisans eğitimimin ardından kurdum. Amacım, özel sektörün kârlılık sınırlamalarına takılmayan farklı bir mimarlık pratiği yaratmaktı. Diğer disiplinlerden gelen akranlarımın ve iş arkadaşlarımın da yardımıyla, yarışmalar ve hibeler konusundaki sorunları çözmeyi başardım.
Terreform ONE'da mimarın araba, çevrebilimcinin ise yapı tasarladığı yeni bir araştırma alanı ortaya koyuyorsunuz. Bu disiplinlerarası yaklaşım sizce kentlerin geleceğine nasıl bir etkide bulunabilir?
Tasarım tüm ölçeklerde aynı anda meydana gelir. Ve aslında hiçbir ölçek gezegenin ekosistemini etkileyen sorunları gerçekten çözme yetisine sahip değildir. Örneğin, bir cep telefonu tasarımında Çin'deki nadir metalleri, araba tasarımında ise Japonya'daki enerjiyi kullanırız. Nasıl ki kentler tabiatları gereği kürselse, içerdikleri ürünler de öyledir. İyi bir tasarımcı birşey üretirken ölçekten bağımsız olarak resmin tamamını dikkate alır. Diğer alanlara ait şapkalar takmak, sorunları kavramanıza yardımcı olur.
Araştırmalarınız enerji sorunu, atık yönetimi, biyo-ekolojik sistemler ile sıkı bir ilişki içinde olmasına rağmen, "sürdürülebilirlik" terimini kullanmaktan kaçınıyorsunuz. Sebebini öğrenebilir miyiz?
"Sürdürülebilirlik" (sustainability) kelimesi İngilizcede, "hayatta kalma" (survival) anlamına geliyor. Hayatta kalma rutini yerine daha etkin davranmalıyız. Bu anlamda bir evrilmeye ihtiyacımız var.