Wright'ın "Fallingwater"ına Belli Belirsiz Komşular Geliyor
E. Seda KAYIM
/ 17 Haziran 2010
Frank Lloyd Wright'ın "Fallingwater"ında verilen eğitim programlarına katılan "akşamcı" misafirler, yıllarca mimarın "sorunlu baş yapıtı"nın yakınında konumlanan dört odalı evde, sıkış tıkış konaklamak zorunda kaldılar. Fallingwater direktörü ve Western Pennsylvania Conservancy (Kuzey Pensilvanya Koruma Kurulu) Başkan Yardımcısı Lynda Waggoner, "Tek seferde 16 öğrenciyi resmen bir sardalya kutusuna sokuşturuyorduk" diyor. Ancak bu durum değişmek üzere… Çünkü koruma Kurulu tarafından açılan ve 21 Mayıs 2010 tarihinde sonuçlanan yarışmada birinci gelen projeleri ile Kanadalı mimarlık pratiği Patkau Architects, Wright'a komşu olmak üzere.
"Programlarımıza ilginin arttığını gözlemledik ve insanlara, Fallingwater ile daha samimi bir ilişki sunabilmek istedik" sözleri ile böylesi bir yarışmanın açılmasındaki motivasyonu dillendiren Waggoner, Patkau Architects'in önerisinin "Fallingwater ile diyaloga giren yeni bir bina" olmadığını, aksine "peyzaj ile diyaloga giren yeni bir yapı" olduğunu vurguluyor.
Aslında Patkau Architects'e yarışmada birincilik getiren de, tam olarak bu "ihtiyatlı bir şekilde anımsatıcı" karar gibi gözüküyor. Nitekim yarışmanın seçici kurulu, Wright'ın "ev, tepenin üstünde olmamalı; ev tepeden olmalı" vecizesine referans veren bu projenin "Ohio'daki Amerikan yerlilerinin höyüklerine öykünen tarzda özgün yer şekilleri" ortaya koyduğunu dile getiriyor ve ekliyor: "Yapının gücü, yalnızca neyi kapsadığında değil, aynı zamanda neyi dışarıda bıraktığında yatıyor."
Fallingwater Enstitüsü eğitimlerinin katılımcılarını ağırlayacak olan proje, gerçekten de altı adet enerji korunumlu barınak olarak nitelendirilebilir. Bu incelikli ve etkileyici tasarım, Fallingwater'dan yürüme mesafesi ile 20 dakika uzaklıktaki çayırlık alanın içinde gömülü olarak konumlanıyor. Balta girmemiş bir orman ev taze toprak kokusu ile sarılı arazi içinde, Wright'ın landmarkı ile hesaplaşmaya ya da atışmaya girişmeyen yapılar, peyzajın içinde adeta "eriyorlar".
John Patkau, projenin ortaya çıkışına kaynaklık eden konseptin aslında, çok kotlu ve konsollu geometrisi ile "yoğunlaştırılmış vadi" olarak okunabilen Fallingwater'dan alındığını ifade ediyor. "Arazinin yukarısındaki çayırda da benzer bir strateji kullanarak topografyanın niteliklerini yoğunlaştırmaya çalıştık."
Her bir konaklama ünitesi için 150 bin Dolarlık sınırlı bir bütçenin öngörüldüğü tasarım, ondüle çelik menfezler üzerinde temelleniyor ve kabaca 650 metrekare büyüklüğündeki strüktürlere boşluklar "oyuluyor".
Dört adet tek yataklı ve iki adet çift yataklı mekanı barındıran konaklama üniteleri, son derece mütevazi mutfak ve banyo hacimlerine sahip. İşin "enerji sarfiyatlı" olmasını sağlayan özelliklerinden ilki ise, toprak bazlı inşaat olarak gösteriliyor. Toprakla kaplanacak yapı yüzeyleri, yapının ısıtma ve soğutma ihtiyacını azaltacağı gibi, yerleştirilen solar kolektörler ile ısı üretimi sağlanacağı düşünülüyor. Öte yandan su tesisatı, Fallingwater'ın mevcut atık su dönüşüm/filtreleme sistemine ekleniyor ve tasarımcıların sıfır enerji – sıfır su kullanımı amaçlarına dayanak oluşturuyor.
Sonuç olarak son derece "cep dostu" bir uygulama maliyetine sahip olan yapılar, aynı zamanda finansman sunulduğu müddetçe sayıca arttırılabilir şekilde planlanmış. Patkau "Ne kadar çok sayıda mekan üretirsek, deneyim o kadar kuvvetlenecektir" tespitinde bulunuyor. Kurul tarafından önümüzdeki yaz kullanılabilmek üzere bu sonbahar içinde iki barınağın inşa edilmesi hedefleniyor.
Projenin plan ve kesitleri ile maket fotoğraflarına göz atmak için lütfen ilerleyiniz. >>>>>>>>
Bu haber designboom, the Architect's Newspaper ve canadianarchitect'ten derlenmiştir.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın