Müze mimarisinde akla ilk gelen yapılardan biri olan New York'taki ikonik Solomon R. Guggenheim Müzesi, 1959'da kapılarını ziyaretçilere açtığı ilk günden bu yana hem mimarisi hem de sergileriyle şehrin en çok ziyaretçi çeken sanat merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor. Frank Lloyd Wright imzalı organik formuyla modern mimarinin önemli yapılarından Guggenheim Müzesi'nin bilinmeyen yönlerini sizlerle paylaşıyoruz.
Teknik Açıdan Müzenin İlk Mekanı: Plaza Hotel
Plaza Hotel, 1946 Fotoğraf: Getty Images
Solomon R. Guggenheim, 1926'da sanatçı Hilla von Rebay 'le tanıştığında varlıklı bir ailede klasik sanat eserlerine önem vererek büyüyen biri olarak bu eserlerden birkaçını koleksiyonuna katmaya başlamıştı bile. Rebay'in Guggenheim'a avangart sanat kültürünü aşılamasıyla birlikte koleksiyonunu sergilemek için geçici bir yer arayan Guggenheim bunun için ilk olarak Plaza Hotel'de yer alan geniş dairelerini kullanmış. 1937'de ise müze ve müze yönetimi için ilk adım olan Solomon R. Guggenheim Vakfı'nı kurmuş.
Solomon R.Guggenheim ve Hilla von Rebay / Fotoğraf: weinsteim.com
Müzenin İlk İsmi: 'Museum of Non-Objective Paintings'
Fotoğraf: Roberto de Mioneli
Rebay'in soyut sanata karşı ilgisi ve Guggenheim üzerindeki etkisi müzenin ilk zamanlarından itibaren kendini gösteriyor. Müze aralarında Pablo Picasso, Rudolph Bauer ve Marc Chagall gibi sanatçıların eserlerinin de bulunduğu bir seçkiyle 1939'da ilk açıldığında 'Museum of Non-Objective Painting' (Soyut Resimlerin Müzesi) olarak adlandırılmış. Müze bugünkü ismine ise Guggenheim'ı onurlandırmak adına, vefatından üç sene sonra 1952'de kavuşmuş.
Müze Altıgen Şeklinde de Olabilirdi!
Fotoğraf: cooper.edu
Frank Lloyd Wright, müze için yedi tasarım oluşturmuştu. Altı tanesi bugün oldukça ünlü olan kıvrımlı spiral yapıyı benimsemiş olsa da, bir tanesi altıgen katlardan oluşan, rampaların ve kıvrımların bulunmadığı, ziyaretçilerin sirkülasyonu için geleneksel merdivenlerin ve asansörlerin kullanımını öneren bir yapıydı. Ancak Wright, Guggenheim ve Rebay bu tasarım alternatifini seçmedi ve organik spiral planın inşaatına başlandı.
Wright, Ziyaretçilerin Sergileri Yukarıdan Aşağıya Doğru Gezmelerini Tasarlamıştı
Fotoğraf: guggenheim.org
Ünlü mimar, dönemin diğer müzeleri için geçerli olan kalabalık odalardan ve birbiri içine geçen koridorlardan uzak durarak sergileri akıcı bir şekilde deneyimleme imkanı kurguladı. Wright, ziyaretçileri en üst kata çıkaracak ve onların sergiyi yukarıdan aşağıya doğru gezerek orta avluda son esere ulaşmalarını sağlayacak camdan bir asansör de öngörmüş. Bu asansör ziyaretçilerin sergiyi tersten deneyimlemesini önleyebilirdi ancak büyük ihtimalle bu konuya kimsenin bir itirazı olmazdı.
Fotoğraf: guggenheim.org
Müze Neredeyse Kırmızı Olacaktı!
Fotoğraf: inexhibit.com
Wright'ın orjinal çizimlerinde müzenin dış cephesi kırmızı olarak öngörülüyordu. Wright'a göre kırmızı yaratıcılığın rengi ve müzede sergilenecek dehaların işleri için de uygun bir övgü şekli. Ancak bu fikir de Wright'ın dış cepheyi taş kaplama fikri gibi (yapının dış cephesinde beton kullanılıyor) rafa kalkmış.
Robert Moses, Frank Lloyd Wright'ı Yapıyı Yeniden Tasarlamaya İkna Etmeye Çalışmış
New York şehrinin tarihindeki önemli isimlerden şehir plancısı Robert Moses, modern sanattan hoşlanmıyordu. Doğal olarak bu sebepten Guggenheim Müzesi'nin tasarımını da beğenmeyerek, inşaatı sırasında Wright'ı tasarımını kendi inşa etmekte olduğu endüstriyel ve katı kentsel tasarıma uyum sağlayacak şekilde revize etmesi için ikna etmeye çalışmış. Konudan bağımsız ilginç bir not: Moses ve Wright uzaktan kuzenlermiş.
Müzenin Geniş Yuvarlak ve Kubbeli Yapısı Tarihin En Büyük Enstalasyonlarından Bazılarına Ev Sahipliği Yapmış
Fotoğraf: David Heald
Öyle algılanmasa da geniş yuvarlak ve kubbeli hacmiyle Guggenheim Müzesi, New York şehrindeki en büyük sergi mekanlarından biri. Birçok sanatçı da bu durumu avantaja çevirerek MoMA veya Metropolitan Müzesi'nde bile gerçekleştirilemeyecek büyüklükte muhteşem sergiler kurgulamış.
Fotoğraf: David Heald
Fotoğraf: newyorkarttours.com
Bu haber untappedcities.com 'dan derlenmiştir.