Hedef Yolculuğun Kendisi

Banu UÇAK / 02 Nisan 2013
Yolları, yolculuğu, terminalleri, garları hatta bekleme salonlarını genel eğilimin aksine çok severim. Ne kadar kimliksiz, kalabalık veya yorucu olursa olsun bana yeni göreceğim yerler ve insanları çağrıştırır.

'Mimarlıkta Kimlik' tartışmasının Türklere özgü olduğunu ifade eden Uğur Tanyeli, mimarın kimliği ve kentlerin kimliği konusunu gündeme taşıyan Han Tümertekin ve kentlerin kimliğini oluşturan yapıları sipariş eden işveren boyutunu gündeme taşıyan Melkan Tabanlıoğlu'nun ardından, moderatör Nuri Çolakoğlu dinleyicilere söz verdi.

İktidarın cepheleri türdeşleştirme çabasının örneği olarak Ankara Belediyesi'nin uygulamaları ile, konsept arayışı içindeki yeni konut projeleri gündeme getirildi. Abdi Güzer'in kimlik tanımı üzerinde uzlaşma arayan saptamalarının ardından, "Kimlik kavramının karşıtı kimliksizlik midir?" sorusu geldi.

Ben bu aşamada, Türklerin siyasi iktidarın ne olduğundan bağımsız her dönem "kimliğimiz elden gidiyor" kaygısının ardında yatan gerçeğin, genç cumhuriyetin travması olduğunu düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bizler tarihte yıkılan son imparatorluğun çocuklarıyız ve Osmanlı atalarımızdan farklı bir alfabe ile yazıyor, farklı giyiniyoruz. Yeni edindiğimiz kimliğimize ilişkin sancılar birçok hali ile bugünün siyasi, sosyal ve kentsel arenasında vücut buluyor. Bu nedenle bizler için kimlik o an içinde bulunulan bir durum olmaktan çok, kaybedilebilen, tesis edilen hatta ulaşılması gereken bir varoluş hali. Bu nedenle hep kaygılı, hep gerginiz.




Kimlik konusu kentsel ölçekte tartışıldıkça doğal vurgu Türkiye'nin çoğulculuk üretimindeki yoksunluk ve demokrasi kavramına dayandı. Her kesimin beğenisinin, kimliğinin kentlerde yansımasını doğal kabul edecek bir demokrasi bilinci ve "çatı eğimi, emsal" üzerinden değil, bu çoğulculuğu destekleyecek bir kurallar bütününün takipçisi olarak, yerel yönetimler ve kamunun varlığı ile bu kaygılar son bulacak diye düşünüyorum.

Mimarlık tartışmalarını izleme alışkanlığı olanlar bilir ki bu ortamlarda amaç sonuca varmak değil, iletişmek, dinlemek ve konuşmaktır. "Mimarlar Konuşuyor" bu ortamı fazlasıyla sağladı. Duyduğuma göre "mimarlıkta kimlik" tartışması bin kişinin üzerinde izleyici tarafından online olarak takip edilmiş. Modaretör Nuri Çolakoğlu bu büyük izleyici kitlesini de sürece dahil edecek sosyal medya uygulamalarını "Mimarlar Konuşuyor"un sonbahardaki devam oturumlarına katmanın öneminden bahsetti, ümit ederim gerçekleşir. Yapı-Endüstri Merkezi'nin etkinliklerinin sorumlusu olarak yoğun kalabalıkları yüz yüze deneyimleme kültürüne rağmen, online mecranın gücüyle yaygınlaştırılan tartışmanın boyutunu da çok etkileyici buldum.

Bazı izleyiciler bu tartışmadan bir sonuç ile ayrılmak istediklerini ifade ettiler ancak benim gibi "yolculuğun kendisini" sevenler için tartışmaya dahil olmak fazlası ile yeterli. Mimarlar Konuşuyor etkinlik dizisinin bugüne kadarki kayıtları ve Abdi Güzer'in ropörtajlarını ilgili linkten izleyebilirsiniz. Gelecek günlerde bu etkinliğin kayıtları ve Abdi Güzer'in Uğur Tanyeli ile yaptığı keyifli ropörtaj da aynı adresten yayınlanacak.


Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :