Küçük Mimarlara Tasarımlar: Peak Design Kids

Berhan Abay / 14 Aralık 2020
Endüstri Ürünleri Yüksek Tasarımcısı Elif Şişmanoğlu Bakar, İstanbul serisi ile başlayarak mimari yapıları tanıtttığı, ahşap üç boyutlu oyuncaklardan oluşan Peak Design Kids ile bu ay İş Dışı konuğumuz oldu.

Sizi tanıyabilir miyiz?

1987 yılı İstanbul Şişli doğumluyum. 2005 yılında girdiğim Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarım Bölümü’nü dereceyle kazanıp lisans eğitimimi tamamladım. Ardından 2010 yılında yine kendi bölümümde bu kez yüksek lisans eğitimime devam ettim. Yüksek lisans tezimde, Avrupa’da çocukların gelişimine katkı sağlayan mobilyaların analizi ile Türkiye sektöründe aktif rol alan firmaların okul-ev-park mobilyaları açısından kullanıcı odaklı tasarım alanında inceleyen kapsamlı bir tez yazdım. Akademik sürecin ardından; otel, konut, restoran gibi çeşitli iç mimarlık ve birçok müze-fuar alanlarında tasarımcı konumunda on yıla yakın süredir aktif bir şekilde rol almaktayım.

“Hayatımdaki en büyük şansım; doğduğum evde benimle bilgi ve tecrübelerini her daim paylaşan yüksek mimar anne ve yüksek inşaat mühendisi babamın olmasıydı. Annemin yanında ona bir nevi mimari projelerde asistanlık yapmak ve onu taklit ederek aydınger paftalarına proje çizmek en büyük hobimdi. Oysa o, ben daha yedi yaşındayken oldukça önemli sunum paftalarını boyatır, sorumluluk verirdi”.

Peak Design Kids’in hikâyesini paylaşır mısınız?

Kızımın doğumundan sonra onun gelişimini destekleyici birçok faktörü detaylı bir şekilde incelemeye başladım. Bunların başında en önemlilerinden biri olan ve en çok kaliteli zamana ihtiyaç duyan şey; oyun. Bu bakış açısıyla yurtiçi ve yurtdışı birçok oyuncağı araştırıp hangisinin kızıma ne gibi katkılar sağlayacağı analizinde bulundum. Analiz sonucunda oyuncağın; doğal malzemelerden oluşması, form ve biçiminin var olan mevcut bir başka ürüne çağrışım yapmaması beni çok etkiledi. Çünkü araştırmalarda ‘bir şeye’ benzeyen oyuncağın çocukta yaratıcılığı oldukça sınırlayan bir faktör olduğu öne çıkıyordu. Bu nedenle yurtdışında üst noktalara ulaşmış oyuncak firmalarını incelediğimde neden bizim de yerli ve uluslararası bir oyuncak kimliğimiz yok diye sorgulamaya başladım ve Peak Design Kids konsepti ortaya çıktı.

Ayasofya Camii

Çocuklar için üretmek sizin için ne ifade ediyor? Bu çerçevede üretim sürecini de anlatır mısınız?

Günümüzde birçok teknolojinin gelişmesiyle hızlı tüketim ürünlerine talep artsa da giderek ebevenylerin bilinçlenmesi sonucunda doğal materyallere dönüş başladı. Bu nedenle çocuklarımızın temasta olduğu malzemenin ‘ne olduğu’ ve ‘neyi içerdiği’ oldukça önem kazandı. Dolayısıyla başta iki buçuk yaşındaki kızımla başladığım bu serüvende birçok çocuğun doğal ve kimlikli bir oyuncakla oynaması ve en önemlisi oynarken öğrenmesine vesile olmak oldukça mutluluk verici.

Peak Design Kids konseptini belirlerken; ürünler tamamen doğal olmalı, el işçiliği ile zararlı kimyasallardan çocuklarımız uzak tutulmalı ve çocuğun oyuncağı eskitmesine fırsat vermeden “sürdürülebilir” bir oyuncağa sahip olmasını sağlamak birinci kuraldı. İşe Mustafa Kemal Atatürk’ün “Tarihini bilmeyen bir millet, yok olmaya mahkumdur” sözünden yola çıkarak önce kendi ülkemizdeki eserleri tanımak ve bununla bağlantılı olarak bu eserleri çocuklarımıza bir kültürel aktivite olarak geziler düzenleyerek oyuncağın çocuk büyüdükçe evrilmesini sağlama fikriyle başladım.

Peak Design Kids ürünleri, tamda bu nedenle ana malzeme olarak doğal 1. sınıf masif panel ahşap plakalardan üretilmiştir. Büyük özveri ve özenle ilerleyen üretim sürecinde plaka; CNC tezgahta 900’den fazla parça kesildikten sonra elde titizlikle tek tek zımparalanıyor, ardından çocukların temasında aranan bir standart olan EN-71-3 sertifikalı boyalar ile iki kat renklendirildikten sonra yine aynı sertifikanın ürünü olan yarı mat vernik ile son işlemden geçiriliyor.

Ahşap oyuncak üretmeye İstanbul Serisi, İstanbul’un simgesi yapılar ile başlamışsınız. Koleksiyonunuzu sonrasında nasıl geliştireceksiniz?

Bilindiği gibi öyle zengin bir medeniyetler ülkesinde yaşıyoruz ki inanılmaz bir kültür kaynağımız var. Oluşturduğum ilk etap İstanbul serisi; Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı, Kız Kulesi, Ayasofya Camii ve Haydarpaşa Garı olmak üzere beş ürünle karşınızda. Bu yapıları seçmemdeki temel etken; İstanbul’a ait kültürü yansıtan ve köklü bir geçmişe sahip oldukça çarpıcı yapılar olması. Daha nice yapılarla koca İstanbul’u anlatmak gerekir ancak ürün bazında hepsini sunmam ne yazık ki şu an için imkânsız. Fakat İstanbul’un simgesi diyebileceğim dört veya beş ürünlük yeni bir ürün gamından sonra Ankara ve Çanakkale serileri planlarım arasında.

Dolmabahçe Sarayı

Ürünlerinizi nerelerden satın alabiliyoruz?

Ürünlerime şu an www.peakdesign.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz. Instagram üzerinden de @peakdesign_kids kullanıcı adıyla erişim sağlayabilirsiniz.

Haydarpaşa Garı

Oyuncaklarınızda; mimari, İstanbul, kültür mirası, çocuk gelişimi iç içe. Farklı disiplinlerin birlikteliği hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Çocukların bebeklikten itibaren gelişim süreçleri birçok aşamadan oluşmaktadır. İlk bebeklik dönemi dediğimiz 0-12 ay; el becerilerinin geliştiği, renkleri tanıdığı ve şekilleri anlamlandırdığı dönem olarak tanımlanır. Bir yaşından sonra çocuk, iletişimde olduğu nesne ile etkileşime girer. Bu da çocuğun hayal kurmasına ve oyun kurmasına yardımcı olur. Tüm bunlar düşünüldüğünde çocuğun ilk bebeklik döneminden itibaren motor gelişimlerini destekleyen yapı blokları çok uzun yıllardır kullanılan oyuncaklardır. Ben bu konsepti oluştururken istedim ki 0-2 yaştan sonra bu oyuncaklarla oynayan çocuklar, ister ailecek denge oyunu oynayabilir ister yeni mimari yapılar tasarlayabilir. 4-5 yaşından itibaren ise bu oyuncağın gerçekte nerede, kim tarafından, hangi malzemelerden nasıl yapıldığına dair hikayesiyle tarihine ayna tutsun ve daha sonra da ailecek kültürel bir aktivite ile bu yapıları gezip hissetmelerini istedim. Bir diğer deyişle çocukların her şeyin dijitalleştiği günümüzde hissedilir ve geçmişi olan oyuncakla bir araya gelmesini diledim.

Kız Kulesi

Bundan sonraki süreçte planlarınızdan bahseder misiniz?

Bir koleksiyonu geliştirmek, yapıyı bloklara yönelik tasarlayıp üretmek değil aslında, tarihi ile ilgili de birçok bilgi edinmek de demek. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde oluşacak yeni koleksiyon ile ilgili bol bol bilgi kaynağı edinip eskizler yaparak yeni ürünler tasarlayarak kendimi geliştirmeye devam edeceğim. Bundan sonraki süreçteki planlarımın başında, ilk etapta İstanbul serisi ile başladığım bu yolculuğa serinin devamını getirerek talep geldikçe diğer şehirleri tamamlamak. Ardından ana hedefim; müze-ören yeri gibi yerlerde hem yerli ve yabancı turistlere ulaştırmak ve yerli bir oyuncak markası kimliği oluşturmaktır. Belki ara ara çocuklarla imalat atölye çalışmaları gerçekleştirerek, oyuncaklarla keyif alarak öğrenerek ve en önemlisi bir zanaat olarak ahşaba dokunmalarını sağlayabilirim.

Topkapı Sarayı

Eklemek istedikleriniz varsa dinlemekten memnun oluruz.

Çocuklarla kaliteli zaman geçirmek ve büyümelerine katkı sağlamak bizlerin elinde. Onlarla oyun oynayalım, keşfe çıkalım, eminim birbirimizden öğrenecek nice şeylerimiz var.  


Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
  • Sabri Günaydın 4 yıl önce Sevgili Elif muhteşem bir oyuncak koleksiyonu... Tebrik eder, başarılı çalışmalarının artarak devamını dilerim.
  • Sümer Türker 4 yıl önce Elifciğim iletini okudukça gözlerim yaşardı ve gurur duydum. Seni candan kutluyorum ve başarılarının devamını dilerim. Beni hatırladığın için çok çok teşekkür ederim. Seni tekrar kutlar, başarılarının devamı dileklerimle gözlerinden öperim. Görüşe bilmeyi çok arzu ediyorum selamlar sevgiler
  • Hilal Kocaoglu 4 yıl önce Harika bir çalışma :) Tam da böyle şeyler olmalı diye düşünürken karşıma çıkan çok güzel bir çalışma olmuş bu İstanbul eserleri! Diğer çalışmaları da keyifle takip ediyor olacağım.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :