Tunus Sahra Çölü Festivali

Ömer KOKAL / 28 Nisan 2014
Homeros ünlü destanı Odysseus'ta, "lotus yiyenler ülkesi" olarak anlatır Tunus'u. Roma'ya kafa tutan Hannibal'in kurduğu muhteşem Kartaca'ya da ev sahipliği yapar bu ülke. Zengin tarihinin yanında renkler de şekil verir Tunus'a. Hem de ne renkler...

Homeros ünlü destanı Odysseus'ta, "lotus yiyenler ülkesi" olarak anlatır Tunus'u. Roma'ya kafa tutan efsanevi lider Hannibal'in kurduğu muhteşem Kartaca'ya da ev sahipliği yapar bu ülke. Efsaneler ve zengin tarihinin yanında renkler de şekil verir Tunus'a. Hem de ne renkler...


Akdeniz'le Afrika renklerinin üzerine, Arap kültürünün renkleri de eklenince Tunus'un gökkuşağını andıran resmi tamamlanır. Maviyle, beyazın şekillendirdiği sakin mimari, sıcakkanlı ve yardımsever insanlar, farklı etkilerle harmanlanmış mutfak kültürü, altın sarısı kumsallarla kucaklaşan turkuaz deniz, labirent sokaklardan oluşan gizemli çarşılar, palmiye ormanlarının bittiği yerde başlayan çöl, Tunus ziyaretçilerini bekleyen hoş sürprizlerdir.



Tunus'un cazibesini artıran sürprizler kesinlikle bunlarla sınırlı değil. Başkent Tunis'te bulunan dünyanın en büyük mozaik müzesi Bardo ve Kartaca antik kenti, turizm broşürlerinde "beşinci iklimin adası" olarak tanımlanan ve kartpostal görüntüleri sunan Djerba, Star Wars ve İngiliz Hasta filmlerinin çekildiği platolar bu sürprizlere eklenebilir.



Tüm bu saydıklarım her ne kadar turizm için tasarlanmış olsa da sanmayın ki ortalık turist kaynıyor ve her şey onlara göre düzenlenmiş. Tunus'ta her zaman turist rotalarının dışına çıkma şansına sahipsiniz. Bu şansı öncelikle iki mekan sunuyor size. Biri medinaların, yani eski yerleşimlerin ve çarşılarının arka sokakları. İkincisi ise Tunus'un güneyinde kalan Sahra Çölü ve onun yanı başında bulunan zamanı unutmuş küçük yerleşimler... 

Tunus'tan başlayarak Afrika'nın kuzeyine yayılan Sahra Çölü'nün, insanın üzerinde yarattığı etki kelimelerle anlatılacak gibi değil. Bu etkiyi hissetmenin en uygun yolu ise, çölde bir gece geçirmektir bana göre. Çölde geçirilen bir gece ve ardından yaşanan gündoğumu insana çok şey katar.

Gece boyunca, yıldız haritasını tüm çıplaklığıyla izler, elinizi uzatsanız tutacakmış hissine kapılırsınız. Gündoğumu ise farklı bir haldir. İyice serinlemiş olan kumullar önce bir rüzgarla hareketlenir. Ardından ilk ışık huzmesini yüzünüzde hissedersiniz. Sarı kumlar artık kızıldır. Kızıllık geçip kumlar asıl renklerine döndüğünde ise güneş tamamen çıkmış, ortalık ısınmaya başlamıştır bile.


*

Çoğunlukla Berberiler'in yaşadığı Sahra Çölü, Tunus'tan başka, Cezayir, Libya, Çad, Mali, Nijer, Moritanya ve Fas'ın bir bölümünü de kaplar. İşte bu kadar geniş bir alana yayılan, Berberiler'den başka Tuareg ve Araplar'ın da yoğun olarak yaşadığı Sahra Çölü'nün halkları her yıl Mart ve Kasım aylarında yapılan Sahra Festivalleri sayesinde bir araya gelirler.

 


Tuaregler


Tabii bu kadar renkli coğrafyanın festivalleri de tam bir renk cümbüşü şeklinde geçer. Kimler ve neler yoktur ki bu festivallerde. Masmavi örtülerinden sadece gözleri görünen Mali ve Moritanya'dan gelen Tuaregler, deve ve at üzerinde mucizeler yaratan Libyalı Arapları, çölün adeta bir parçası olup, onunla kaynaşan Tunuslu ve Cezayirli Berberiler...



*

Ancak festivalin asıl renkli görüntülerini sunanlar kuşkusuz kadınlar olur. Birbiriyle yarışan allı, morlu geleneksel kıyafetlerinin çeşitliliğine, takılarındaki zenginlikte eklenince nereye bakacağınızı, neyin fotografını çekeceğinizi şaşırırsınız.



*

Halklar, bu festivallerde folklorlarından örnekler sundukları gibi geleneklerinin canlandırmalarını da yapar. En çok canlandırılan gelenek ise düğün törenleridir. Gelinin ve çeyizinin develerle getirilmesiyle başlayan düğün seremonisinin tüm aşamaları canlandırılır. Bu canlandırma gelinin örtüsünün damat tarafından açılmasıyla son bulur.



*

İzleyenleri en çok heyecanlandıran gösteriler ise atların şaha kaldırılması ve deve yarışlarıdır. Atın her şahlanışında seyirciler tezahurat yaparak memnuniyetlerini ifade eder. Deve yarışları sırasında heyecan doruğa ulaşır. Kazanan, bir sonraki festivale kadar şampiyonluğun tadını çıkarır.



*

Her yıl,  Mart ayının son haftası Tunus'un güneyinde kalan Tataouine kentinde yapılan "Ksours Sahra Festivali" turist kafilelerinden uzak, tamamen yerel halkla iç içe geçiyor.

Aralık ayının sonunda Touzer kentinde yapılan "Sahara Festivali" ise daha çok turist çekiyor. Turizm firmalarının tur programlarına aldıkları bu festival daha çok turistik bir gösteriye dönüşüyor. Bu nedenle Mart ayında yapılan festival doğallık arayanlara, umduklarından fazlasını verecek güzellikte geçiyor. Ancak bu festivale kendi olanaklarınızla ulaşmak zorundasınız.



Odysseus efsanesinin kahramanı Ulysses , on yıl süren uzun yolculuğunda, gemisiyle Tunus kıyılarına gelir. Yorgun ve susuz olan mürettabatından bazılarını su bulmak için kıyıya çıkarır. Mürettebat karada konuksever yerlilerle karşılaşır. Ancak, yerlilerin sunduğu birtakım lezzetli ve tatlı yemişlerin insana yurdunu, aile sevgisini unutturma gibi bir kusuru vardır. Ulysses, adamlarını bu kıyılardan çeke çeke zorla uzaklaştırır.
        
Bugün de Tunus'a yapılan yolculukların sonu pek farklı olmuyor. Her biri lezzetli birer meyva olan Tunus'un sundukları insanın buradan ayrılmasını güçleştiriyor. Siz siz olun Tunus'a giderken yanınızda mutlaka Ulysses gibi iradeli bir arkadaşınızı da götürün.


* * *

Konaklama

-
Hotel Sofitel Palm Beach, Touzer (4*) / Tel: +216 76 453 111

-Hotel Ras El Ain, Touzer (4*) / Tel: +216 76 452 698

- Hotel Sangho, Tataouine / Tel: +216 75 860 102


Alışveriş

Tunus'un her kentinde bulunan Medina'lar yani eski çarşılarda birbirinden renkli ve otantik objeler bulunuyor. Özellikle Berberi kilimleri ilgi çekici. Tabii Tunus'a gelip de hurma almamak olmaz. Ayrıca Tunus zeytinyağları ve şarapları da son derece kaliteli. Yerel marka Vieux Magon şarabı alışkanlık yapacak kadar nefis.


Dört dörtlük uyarılar


1)
 En az bir gece çölde çadırda konaklayın ve sabahın ilk ışıklarıyla deve gezisi yapın. Touzer'de çöl gezileri düzenleyen turizm acentaları var.

2)
 Tunus'un güneyinde bulunan, gerçeküstü bir görünüme sahip Chott El Jerid tuz gölünü mutlaka görmeli ve bembeyaz zemininde yürümelisiniz.

3)
 Touzer'in mimarisi ve sokakları heyecan verici. Ayrıca çevresindeki palmiye ormaları da kent kadar ilgi çekici.

4)
 Tataouine çevresindeki Berberi köyleri de mutlaka görülmeli. Bu köyler arasında en ilginç yerleşim olan Chenini'ye hem güneşten, hem de turist gruplarından korunmak için sabah ya da akşam saatlerinde gidilmeli.


Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :