Sanat tutkusunu fotoğraf, resim, heykel gibi çeşitli alanlarda üretime dönüştüren mimar Ayça Taylan, 2016 Eylül'ünde Küba'ya yaptığı gezinin yansımalarını İş Dışı'nda yazıya dökerken, objektifine yansıyan görüntüleri ise Karanlık Oda'da Mimarizm okuyucularının beğenisine sunuyor...
İlk alışılan şartların olmayışına takılır algı. Farklılıkları ilk buradan tanımlaya başlar. Ne de gaddardır ve peşin hükümlere sahiptir bazen. ‘Fakir yerdeyim’ der geçer. Aslen alışılagelmişin dışındayken zorlanan ‘fakir’ kendisidir.
Teknolojinin az ölçüde girdiği, internetin son derece sınırlı olduğu Küba’da dijital bir arınma yaşamaya başlar insan. Dijitalleşmenin ve teknolojinin bizi yabancılaştırdığı ve uzaklaştırdığı doğal-saf bir iletişim burada mevcuttur. Bir dili anlamak için illa ki tam olarak bilmenizin şart olmadığının kanıtıdır Küba. Kübalıların vurgularına, kahkahalarına, bakışlarına, ekspresif vücut dillerine dikkat kesilirsiniz ve onlar sizin en iyi tercümanlarınızdır.
Yarım asırdır tarihteki en sert ambargolardan birini yaşamış ve halen de yaşamakta olan Küba değişmekte olsa da, hala paranın ve maddiyatın ötesinde değerler taşıyan yegane devletlerden biri. Orta yaşlarını yaşayan Kübalılar artık yeni nesli, ‘paranın kokusunu’ almış ve bu sebeple ‘bozulmakta’ ve değer yargılarını kaybetmekte gibi görseler de, bir yandan eskisi kadar iyi olmadığı söylenen ama bu zor şartlara rağmen gene de herkese ulaşabilen bedava eğitim, kültür ve sağlık hizmetleri imrendirici… Ülkemizde hatrı sayılır miktarda para verip, satın almaya çalıştığımız ‘iyi’ sağlık hizmetine karşın, orada çok hasta olduğumuz bir anda gidip elimizi kolumuzu sallayarak girdiğimiz Küba hastanelerinde gördüğümüz güleryüz ve içten muameleyi asla unutamayız. Yüksek ateşli bir şekilde hastane kapısından girer girmez, bekletmeden içeri alan, muayene sonrasında iğne yapıp, röntgen çeken ve iyi gelecek ilaçları elinize veren; bunun sonucunda bir gün sonra daha iyi hissetmenizi sağlayan kadın doktora sarılasınız gelir. Aylık maaşlarının elli dolar civarı olduğunu öğrendiğimiz bu doktorlar, dünyanın yetmiş farklı ülkesine gidip, insanlık hizmeti vermekteler. Özellikle sağlık konusunda zor şartlarına rağmen ‘Bu kadarı da gerçek mi?’ diyebileceğiniz ve gerçek olduğunu gördüğünüzde içinde yaşadığınız koşulları tamamen sorgulayacağınız bir yer Küba.
Karayip denizinin turkuaz suları, ince beyaz kumları, alabildiğine uzanan kumsalları; yürürken ağaçtan başınıza düşecek kadar bol miktarda olan avokado, sabah suyunu içip reçelini yiyeceğiniz mango, her daim rahatlıkla bulabileceğiniz doğal, hormonsuz muz, papaya, ananas ve hindistan cevizi; Trinidad’da akşam olduğunda ‘Problemleri çözmek için uğraşmaya yarından itibaren devam edebiliriz, şimdi Müzik ve Dans!’ diyen Kübalı gençler, Santa Clara’da birbirlerine şarkı söylerken bizi aralarına kabul eden ve bize burada olsa para verip dinleyeceğimiz bir konser sunan Kübalı yaşlılar, el birliğiyle turistliğimizin hakkını mı verdirtmeye çalışıyorlar diye düşünmedik değil.
Biz ise turist olmanın ötesine geçmek istiyorduk 2016’nın Eylül ayında, dünyanın öbür ucundaki bu adada… Bunun ne kadarını gerçekleştirdik, tartışılır ancak yaşanan sürenin sanki hep kısa geleceği bir yer gibi geldi bize Küba… Bir daha buluşuncaya dek, saygıyla: ‘Hasta la Victoria Siempre’ (Zafere Kadar Daima)…
Küba albümünün tamamını Karanlık Oda galerimizden inceleyebilirsiniz.
Taylan'ın Karanlık Oda'da yayınlanan diğer albümü:
Singapur Gerçekliğinde 5 gün
Ayça Taylan ve sanat çalışmaları hakkında ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.