Çelik Tekne Yönetim Ek Binası
İşveren :
Galatasaray Holding
Tasarım tarihi : Mayıs 2006 - Haziran 2006
Yapım tarihi : Temmuz 2006 - Ocak 2007
Proje ekibi : Emin Balkış, Elvan Çalışkan
Yardımcı mimarlar : Engin Tulay, Hülya Akbaş, Aslin Ersan
İç mekan tasarımı : arkiZON Mimarlık
Kontrol amiri : Taner Orhon - Çelik Tekne Tersanesi
Statik : Artaş Mühendislik
Mekanik : Alfa klima
Genel yüklenici : Ali Tunalı - Çelik Tekne Tersanesi
Toplam inşaat alanı : 500 m2
arkiZON Mimarlık'tan Emin Balkış ve Elvan Çalışkan, Çelik Tekne Yönetim Binası Eki'nin tasarım ve uygulama sürecini şöyle anlatıyorlar:"Bu projede işverenin talebi, artan mekan gereksinimini karşılamak üzere mevcut yönetim binasının üstüne, şirketin üst düzey yöneticilerinin kullanacağı yeni bir kat eklenmesiydi. Gerek program, gerekse biçimleniş olarak tümüyle yeni baştan ele alınması gereken ve sadece bir ek değil de kendi başına bina olabilecek bir tasarım söz konusuydu. Ancak, alışılageldik şekilde bu bina bir arsa üzerine değil, arsa yerine geçen bir mevcut bina üzerine konuşlanmak durumundaydı. Bu nedenden dolayı mevcut binanın taşıyıcı sistemi, asansör ve merdiven gibi çekirdek elemanları verili bilgi olarak ele alınmak zorundaydı. Bununla beraber mevcut bir binanın üstüne ek olmaktan gelen; malzeme, oran, biçim gibi ikincil bir zorunluluk alanı bulunmaktaydı.
"Mevcut taşıyıcı ve çekirdek verileri olduğu gibi korundu ve bu ögeler planlamaya birinci dereceden veri olarak girdi. Mevcut yapı ile mimari dil olarak kurulacak ilişkide ise çok daha serbest davranma kararı alındı. Örneğin taşıyıcı sistem betonarme karkastan çelik taşıyıcıya; konvansiyonel tuğla, sıva gibi inşaat elemanları da yerinde üretilmiş hafif duvar elemanlarına ve metal ondüle levha gibi endüstriyel cephe kaplama malzemesine dönüştü. Yapım sistemi olarak çelik taşıyıcı ve hafif endüstriyel malzeme kullanılması yönündeki karara, yapım süresinin hızlandırılması ve mevcut yapıya statik açıdan ek yük getirmekten kaçınılması etkili oldu. Aynı zamanda yapının tersane sahası içinde bulunması ve hemen yanı başında endüstriyel bir gemi üretimi yapılması da bu yapım sisteminin seçiminde ikinci bir önemli etken oldu.
"Binanın dış kabuğunun biçimlenişinde ise mevcut binanın kendi taşıyıcı sistemi ve bunların aralarına açılmış pencere boşluklarından oluşan tek düze ritmine aykırı olarak, hafif ve endüstriyel malzemenin verdiği imkanla geometrik olarak çok daha dinamik ve kendi iç kurgusunu oluşturan bir anlayış hakim oldu. Çelik taşıyıcı sistemin mekandan bağımsızlaştırılması sayesinde çeşitli çıkmalar (giriş cephesindeki cam prizma gibi) ve geri çekmeler (ön ve arka cephelerdeki uzun ince teras balkonlar gibi) ile kendi içinde akıcı bir geometrik kurgu sağlandı. Bu aşamada cephe malzemesi olarak seçilen metal ondüle levhanın hem renk hem de doku olarak farklı kullanımı bu geometrik kurguyu güçlendiren elemanlar oldular.
"İç mekan kurgusunda en basit şekli ile bir koridorun iki yanına odalar dizilirken taşıyıcı sistem mekan ritminden, hafif panel duvarlar da taşıyıcı sistemden bağımsız kılındılar. Panel duvarlarla birlikte mekanları oluşturan bölücülerin kumlu cam olması panel duvarların yüzer etkisini güçlendirirken, iç mekanın ışık sorununa da yardımcı oldular. Taşıyıcıyı mekandan, duvarı taşıyıcıdan bağımsız kılarken dış cephe bölümlenmesi de benzer bir şekilde kendi iç ritmi ile kurgulandı ve diğer elemanlardan bağımsız ele alındılar. Bu kurgunun en etkili olduğu yer olarak ise, ana yönetici odasında tersaneye bakan şeffaf dış yüzeyin, sözü edilen kurgunun kendi oluşturduğu biçimlenişle, içerden dışarıya bakan bir resim çerçevesi oluşturduğu bölüm düşünülebilir.
"İnşaatın bitiminden sonra ek binanın mevcut bina üstünde algılanan maketvari yapay duruşu; tüm bu eki binadan, taşıyıcıyı mekandan, geometrisini etrafından bağımsız kılma çabasının sonucu olarak ortaya çıkan ve tasarım sürecinin en başından beri aranan mimari dilin karşılığı idi."