Ziyal Plaza

Murat Kader, Sema Eser Özsaruhan / 01 Temmuz 2013
Ziyal Plaza

Başarısını uluslararası ödüllerle taçlandıran iki design group'un kurucuları Murat Kader ve Sema Eser Özsaruhan, Ziyal Plaza ile yaşadıkları ilk yapı deneyimini Mimarizm için kaleme aldı. Ziyal Plaza'ya yıllar sonra yeniden bakan Kader ve Özsaruhan, ilk yapıları üzerinden bir mimari öz sorgulama ve öz değerlendirmeye gidiyor.


Mimarlık ve mimarlar için ilk yapı, hem bir defter hem bir kitap. Bir kariyere başlarken sahip olduğunuz heyecanı ve umutlarınızı belgeliyor bir anlamda. Bu yönüyle içinizdeki mimarlık sevginizi ve yaşam tutkunuzu sizde sürekli canlı tutuyor. 

iki design group olarak Ziyal Plaza projemiz, yaşama bıraktığımız özel bir anımız. Mimarlığın yaşama ve yaşantıya katılan bir değer olduğunu bize hatırlatıyor.

Bu yazımızda Ziyal Plaza projesi üzerinden bir mimari öz sorgulama ve öz değerlendirme yapma şansı yakalıyoruz. Bu tür geriye dönük hem samimi hem de profesyonel bakışları, Türkiye'de giderek gelişen mimarlık pratiği için oldukça yararlı, özellikle mesleğe ilk adımlarını atan kuşak için ise bir tür sorumluluk olarak görebiliriz.


Basın Ekspres Yolu'nun Geleceğini Okumak

Ziyal Plaza'nın, İstanbul'un aslında bugün yoğun olarak yaşadığı mekânsal ve işlevsel dönüşüme öncül referanslar veren bir özelliği var.

Bugünden geriye, yakın geçmişe baktığımızda İstanbul'un, sekteye uğramış bir dönüşüm serüveni olduğunu görüyoruz. 1990'lardaki Asya ekonomilerinin yaşadığı durgunlaşmanın, ardından Marmara Depremi'nin neden olduğu yavaşlama ve sonrasındaki Türk ekonomisinin 2002 krizini bir arada değerlendirdiğimizde, hem İstanbul'un hem de Basın Ekspres Yolu'nun dönüşümünde zamansal kırılmalar da söz konusu.

Dolayısıyla, günümüzde büyük bir ivmeyle gerçekleşen ve sayıları hızla artan projelerin bir evveliyatı var.  Bugünkü durumu, zaman içinde kendi doğal seyrini yaşayamamış bir yapılaşma sürecinin gecikerek hızla yaşamımıza dâhil olması olarak da okuyabiliriz; tabi olumlu ve olumsuz yanlarıyla…

Ziyal Plaza, 1990'larda yakalanan ivmenin anlık ifadesidir. Basın Ekspres Yolu'ndaki dönüşüme ipuçları veren öncü bir proje. Bizlere mimarlığın zamanın bir ifadesi olduğunu, anı somutlaştırdığı, yaşamın dönemsel ruhunu aktarabilen bir özelliği olduğunu gösteriyor.


Mekan ve Yapıların Yaşamı

Mimari tasarım şüphesiz fiziki bir ortam oluşturuyor. Duyularımızla algıladığımız ve deneyimlediğimiz bir nesnellik sunuyor. Fakat mimarlığın duyumlarımıza da hitap eden çok özel bir yanı var. Yaşamdaki varlığımız binalardan ve şehirlerden daha az ömürlü. Bir yapının ve mekânın ömrünü uzatarak gelecek kuşaklara aktarabilmenin belirli bir reçetesi yok. Her yapı evrensel bir kültürel değere kavuşamayabiliyor. Ne kadar iyi tasarlanmış ve en iyi şekilde inşa edilse bile, çoğu mimari üretim bu şansı yakalayamıyor. Fakat, mimari tasarımın basit ama etkili değerleri, bir yapıyı ve mekanı geleceğe taşıyıp, içinde bulunduğu toplumca benimsenmesinde önemli rol oynuyor.

Ziyal Plaza'nın bugün Basın Ekspres Yolu üzerinde hala çarpıcı bir referans yapı olmasını, bir dizi kolay ama etkili ilkeyle açıklayabiliriz.  Örneğin şeffaflık ve yarı geçirgenlik arasında kurulan denge dinamik bir çalışma ortamı sağlarken, iç ve dış mekânlar arasında süreklilik kuruyor. Monoton ve içedönük bir mimarinin yerine, lobiler ve teraslar arasından hareketli ve olağandışı manzaralarla dışa dönük ve çoğulcu bir mekânsal kurgu, Ziyal Plaza'yı Basın Ekspres Yolu'nda hala ayırt edici bir yapı olarak deneyimlememize olanak tanıyor. Yola paralel köşe bir arsada konumlanması Ziyal Plaza'nın bir uç yapı olarak şekillenmesine olanak vererek, çevresi için bir nirengi olarak göze çarpıyor. 

Brüt betonun ağırlıkla kullanıldığı sayılı yapılar arasında yer alan Ziyal Plaza, yapıldığı dönemim cephe uygulama tekniklerinin ötesinde bir yapım süreci geçirmiştir. İnşa edildiği dönemde ayrıntılı detay çözümlerle kavuşulan sonuçlara günümüzde artık teknolojik ilerlemenin getirdiği kolaylıklarla ulaşılabiliyor. Sağlanan aktif çalışma alanlarının yapılı alan içinde önemli bir orana ulaşmış olması sayesinde yapıldığı dönemin ofis mimarisi standartlarının üzerine çıkabilmiştir. Yekpare bir yapının monotonlaşmadan biçimlenebilmesi ve işlevlerin dağılımında sağlanan esneklik Ziyal Plaza'yı yaşayan bir yapı olarak geleceğe taşımaktadır. Yapı bu yönleriyle aralarında uluslararası mimarlık okulların da olduğu eğitim kurumlarınca sık sık inceleme konusu edilmiştir.


Bitirirken


Yaşam ileriye dönük, ama yaşantı geçmişle anlam kazanıyor. Tasarım bir tür gelecek tahayyülü ve mimarlığın geleceğe uzanan bir kolu var. Aynen yaşamda olduğu gibi mimarlıkta da zaman zaman geçmişe bakmak, ileriye giden bir aracın dikiz aynasına bakmak gibi olmalı. Çünkü mimarlığın seyri doğal olarak geleceğe doğru.

Ama geçmiş geniş bir kütüphane. Kitaplar ve defterlerle dolu. Ziyal Plaza'nın, bugün iki design group'un çoğunlukla üstlendiği büyük ölçekli ve kapsamlı projeler için anahtar niteliğinde bir açılım yapmış olduğunu düşünebiliriz. Yeri, mekânı, kenti okuyup, gelecek ve geçmiş değerleri düşünmek, ölçekler ve büyüklükler ne olursa olsun, mimari tasarım için basit, etkili ve evrensel değerler. Bu ilkelerle yola çıkarak gerçekleştirdiğimiz Ziyal Plaza yapısı bizlerin Basın Ekspres Yolu'nda, İstanbul'da yaşayan bir anımız. Şehrin yaşantısıyla kucaklaşmış, içinde bulunduğu ortamın doğal parçası olmuş ve kullanıcılarıyla benimsenmiş olması, bizleri birer mimar olarak yaşama kattığımız bir değer… Mimar olmanın mutluğunu yaşatıyor, geleceğe umut taşımayı önemsememizi hatırlatıyor. 

 


 


Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :