"Becoming Istanbul" sergisini güncel tutan unsurlardan biri kitabın Türkçesinin Şubat ayında çıkmış olması. Kitabı biraz anımsatabilir miyiz?
Evet, kitabın Türkçesi bu sene Şubat ayında basıldı. İngilizce ve Almanca versiyonları ise geçtiğimiz sene Alman Mimarlık Müzesi'nde açılan sergiyle birlikte basılmıştı. Kitap, sergiyle birlikte üretilmiş olmakla birlikte serginin katoloğu olarak hazırlanmadı, bağımsız bir yapıya sahip...
Kitabın benim dışımdaki editörleri Bülent Tanju ve Uğur Tanyeli. Doğrusu editörler olarak Becoming Istanbul projesi kapsamında kitap hakkında düşünmeye ve çalışmaya sergiden önce başlamıştık. Kitabın çok yazarlı olmasını ve yazarların farklı alanlardan olmasını en başında planladık. İlgisi dolayısıyla Garanti Galeri'den beklenebileceği üzere sadece mimarlar, tasarımcılar ve kent planlamacıları ile değil sosyologlar, aşçılar, müzisyenler, sinema eleştirmenleri gibi farklı alanlardan gelen 100'ün üzerinde yazar adayıyla iletişime geçtik. Böylece kentin güncel değişimini farklı seslerle okumamıza olanak veren bir kitap oluştu: "İstanbullaşmak".
A'dan Z'ye yapısıyla bir sözlük veya ansiklopedi izlenimi veren bu kitap için bazı kavramlardan, terimlerden oluşan bir liste hazırladık önce. O listeye yazarların kendi önerileri de eklendi ve ortaya 152 maddelik bir kitap çıktı. Ancak akademik bir eksiksizlik iddiasında olan bir sözlük veya ansiklopedi olarak değerlendirilmemeli, daha ziyade bir başucu kitabı.
Sergiyi gündemde tutan bir başka konu da serginin, başka ülkelere konuk olması oldu. Sergi şimdi nerede?
Evet, sergi şu anda Bahreyn'deki Al Riwaq Gallery'de ve 21 Haziran'a kadar açık olacak. 15 Mayıs'ta ise Berlin'de, bir mimarlık merkezi olan DAZ'da açılacak, o da Haziran sonuna dek devam edecek. Daha ileri bir tarihte Saison de la Turquie kapsamında Fransa'ya da gidecek. Başka ülkelerden de çağrılıyor, çok güzel bir ilgi var…
Bahreyn benim için çok kıymetli bir deneyim oldu. İlk kez bir Körfez ülkesine gittiğimi de itiraf etmeliyim bu arada. Bahreyn'in ilginç bir konumu var. Özellikle başkenti Al Manama ve oradaki "Seef District" olarak anılan bölge Körfez için bir çekim noktası. Çok ciddi bir iş ve turizm merkezi haline gelmiş durumda Bahreyn ve sözünü ettiğim Seef bölgesi, doldurularak genişletilmiş yapay zeminlerin üzerinde yükselen ve çoğunluğu uluslararası mimarlar tarafından tasarlanmış son derece gösterişli yapılarla dolu. Al Riwaq Gallery de bu bölgede. Sergimizi davet eden galerinin niyeti çok etkileyici: Galerinin yöneticisi Bayan Albarak Kanoo, Becoming Istanbul'dan hareketle bir "Becoming Bahrain" sergisi yapmak istiyor. Yani serginin bakış açısını Bahreyn kontekstinde kurgulamak, bu müthiş bir şey. Bahreyn'li sanatçı ve araştırmacılarla birlikte çalışmaya başladık bile. Hedefimiz, önümüzdeki sene Art Dubai'de Becoming Istanbul ile birlikte Becoming Bahrain'i sergilemek.
Fakat İstanbul ile Bahreyn birbirleriyle karşılaşamayacak kadar farklı değil mi?
Şüphesiz! İstanbul kültürel üretim açısından tüm çıkmazlarına rağmen görece çok enerjik bir yer. Kent üzerine düşünen, üreten çok sayıda kişi ve kurum var İstanbul'da. Bu açıdan bakınca Becoming Istanbul'u hazırlarken bize, neredeyse sadece neyi araştıracağımızı bildikten yani bir yol haritası çizdikten sonra malzemeye ulaşma işi kalmıştı. Bunu sergideki veritabanı için söylüyorum, haritalar için durum çok farklı, onlar kazıya kazıya oluşturuldu. Fakat Bahreyn'de durum daha farklı. Oradaki kültürel ve sanatsal altyapı, özellikle güncel sanat henüz yeni oluşuyor. Dolayısıyla, belirli bir zaman hedefi olan böyle bir sergi hazırlığı yapmak bu altyapıya getireceği katkı bakımından çok anlamlı olacak.
Sergi kapsamındaki harita, veritabanı çalışmaları yapmıştınız.
İstanbul'da paylaşılabilir harita sayısı çok az, hatta ulaşım haritası bile yok denebilir. Oysa haritalar kanalıyla okuyabileceklerimiz kenti kavramak bakımından çok anlamlı olabilir. Bu düşünceyle farklı konular için haritalar ürettik bu sergi için. Bu haritalar daha önce varolmayan haritalardı. Ciddi bir dokümantasyon çalışması yapıldı önce ve bunu grafik tasarım süreci izledi. Oluşan haritalar 16 dakikalık bir filme dönüştürüldü sonunda. Haritaların oluşturulma süreci sosyal kartograf Murat Güvenç ile GG'nin koordinasyonunda gerçekleştirildi. Kimi haritalar Serdar Özbay tarafından, geri kalan haritaların hepsi -bazılarının veri toplama işleri de dahil olmak üzere- Superpool tarafından oluşturuldu ve oluşan tüm haritaların grafik tasarımı ve onların filme dönüştürülme işleri de Superpool tarafından yürütüldü.
Haritalar, İstanbul'u dünyada, sonra Türkiye içinde ve en son olarak ta kendi içinde konumlandırıyor. Nüfus yoğunluklarından başlayıp daha özel konulara odaklanan haritalar üretildi. Örneğin İstanbul'un yapı stoğu gibi konularda mukayeseli kartografyalar oluşturuldu. Kaç katlı yapılar var? Bunların yapı fiziği kalitesi bakımından durumları ne? Deprem hatları nerelerden geçiyor? Bu gibi soruların cevapları kompoze edildi. Ya da İstanbul'da mavi yakalıların ve beyaz yakalıların nerelerde olduğu, üniversite giriş sınavlarındaki başarının dağılımı, alışveriş merkezleri, hastaneler gibi. Özel sektör ile kamusal sektörün farklı konularda nasıl dağılımlar gösterdiği…
Bunlar sergi için ürettiğimiz haritalar idi. Serginin diğer parçası ise interaktif veritabanı. Burada da çok sayıda sanatçı, araştırmacı ve kurumun katkılarıyla İstanbul'un bugünkü durumu görselleştiriliyor.
Şimdi de bunları internete aktarmayı düşünüyorsunuz?
Evet, oluşturduğumuz bu veritabanını webe aktarmak üzereyiz şimdi. www.becomingistanbul.org adresi üzerinden erişilebilir olacak yakında... Bu aynı zamanda projeyi duyurduğumuz bir site olacak, hem serginin başka kentlere gitmesi için hem de veritabanına yeni katılımlar sağlamak için. Belli aralıklarla veritabanını güncelleyeceğiz. Bu sergi için çok ciddi bir katkı aldık, gönüllü katkı, bu ağı genişletmek istiyoruz... Sergi etrafında oluşan işbirliğinin enerjisi büyüleyici...