TTŞ: Son dönemde birçok diş kliniğine imza attınız. Diş kliniği tasarımı adeta bir uzmanlık alanına dönüşmüş görünüyor.
ŞEG: İlk diş kliniğimizi tasarladığımızda ben hala Fransa’da yaşıyordum. İpek’le liseden ortak bir arkadaşımızın kliniği için farklı bir şeyler tasarlayıp, projeyi ona hediye etmek istedik. Ortaya çıkan sonucu görünce arkadaşımız da çok şaşırdı ve birçok arkadaşına bizi tavsiye etti. Diş kliniğini görüp etkilenen diğer diş hekimleri de bizimle çalışmak istediklerini söyleyince pek çok projeye imza atma şansı yakalamış olduk. Benzer projeler üretmemeye gayret ettik, hepsi de farklı bir konsept üzerinde şekilleniyor.
İB: Evet, sağlık yapılarıyla ilgilenmemiz son derece rastlantısal gelişti. Ama sonuçta iç mekan tasarımını da çok sevdik. Diş hekimleri özellikle yeniliğe, estetiğe ve teknolojiye önem veren kişiler. Kendileri de birer profesyonel oldukları için, uzmanlık alanınızda sizi serbest bırakmaya ve size güvenmeye meyilliler. Onların bu bakış açısı bizim daha cesur davranabilmemizi ve özgün tasarımlar ortaya koyabilmemizi sağladı.
Dental Club
TTŞ: Tasarımları birbirinden farklı olan bu sağlık yapılarının ortak kesişim noktaları neler? Bir diş kliniği tasarlarken en çok nelere dikkat etmek gerekiyor?
ŞEG: Öncelikle diş kliniklerini daha sıcak ve davetkâr mekânlara dönüştürmeye çalışıyoruz. Hastaların uzun ve sancılı bekleme süreçlerini; daha rahat, konforlu ve esprili bir mekânda geçirmelerini sağlamak esas amacımız. Haliyle sağlık merkezleri daha gergin ortamlar. Bu gerilimi azaltmak için işin içine biraz espri ve sürpriz katmak, tasarım sürecinde hasta psikolojisini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bunun dışında, klinikteki işleyişi ve doktorların çalışmasını optimize eden tasarım formülleri üzerinde duruyoruz. Sirkülasyonu kolaylaştırmak ve ön plana çıkarmak da bir diğer önemli konu.
Smile Shop Diş Polikliniği
Doğudent Diş Polikliniği
TTŞ: Uzmanlaşmak istediğiniz bir alan var mı? Portfolyonuzda çok farklı ölçeklerde işler göze çarpıyor.
İB: Çok fazla kişiye ulaşma imkanı bulan kamusal yapılarla daha çok ilgileniyoruz denebilir. Bir kamusal yapının iç-dış ilişkisi, bağlamla uyuşması gibi konular üzerine kafa yormayı seviyoruz. O açından mimari ölçekten hiçbir zaman kopmadık. İç mimarlık genç bir ofisi ayakta tutmak için çok güzel ve pratik bir kanal. Projenizin daha kısa bir süre içinde hayata geçtiğini görmek heyecan verici. Ama mimarlık eğitimi almış kişiler olarak bir binayı sıfırdan inşa etmenin verdiği tatmin de çok başka.