"Dışarıdan gelen ithal çizgiler daha makbul"
06 Eylül 2013
İşe konut projeleriyle başlıyorsunuz. Yaptığınız projelerin geneline baktığımızda ise sanayi yapılarının yoğunlukta olduğunu görüyoruz.
ZK: İglo'nun ilk yıllarında Bodrum'da yaptığımız projeler hemen dikkat çekti. Hatta çok ciddi bir taleple karşılaşınca orada ofis açma kararı aldık. Sonra hedefimizin konut projeleri olmadığını fark ettik. Buraya gelirsek önümüz çok açılacaktı ama Bodrum'daki mimarların yapabileceği işler belli. Konut işlerini büyütür ya da en fazla otel yaparsınız. Zaten oralı oldukça etkiniz de kayboluyor. Dışarıdan gelen ithal çizgiler daha makbul. Bu ikinci şubeyi İstanbul ayağının bir parçası gösterebilirdik ama bir süre sonra o çizgiler sizi ister istemez oralı yapıyor. Bir de Bodrum biyoritmi düşük bir yer. Siz rehavete kapılmasanız da işçiniz saat beş olsun da deniz kenarında biramı açayım içeyim modunda. Çünkü o tür yerlerde yaşamın güzellikleri çok fark ediliyor. Hedefi olan insanlar için zararlı yerler diye düşünülebilir. Dolayısıyla Bodrum'dan vazgeçip İstanbul'a yoğunlaştık. Aslında dekorasyon projeleri yapmak istemiyorduk ama bazı arkadaşlarımızın ısrarıyla yemek sektörüne çekildik. Sonra o alanda kıyamet koptu. Herhalde şimdiye kadar bu sektörde 200'ün üzerinde proje yapmışızdır. Fast food sektöründe bilinen birçok marka da bizden en azından bir teklif almıştır. Hiçbir zaman bu alanda çalışmak istemesek de mimarlığa duyduğumuz saygı nedeniyle önümüze ne gelirse gelsin verebildiğimizin en fazlasını vermeye çalıştık. Müşterilerimizin çoğu marka ya da zincir oldu, sonra komşuları da bize gelmeye başladı. Anlaşabildiklerimizle ilerledik, herkesle biyoritmimiz uyuşmuyor. Biz de biraz seçmeyi seviyoruz açıkçası...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın