Mikonos'a yanaşan gemilerin ana limanı Hora, adanın merkezi ve en büyük yerleşimi. Alışveriş, eğlence, yeme içme ve gece yaşamı konusunda adanın kalbi burada atıyor. Mikonos'un siluetini oluşturan yel değirmenleri, denizle iç içe geçen Küçük Venedik ve artistik görüntüsüyle Paraportiani Kilisesi de yine Hora'da bulunuyor.
Yel değirmenleri, limanın hemen yanı başında yükselen tepelere 16. yüzyılda inşa edilmiş. Yüzyıllar boyunca adanın rüzgarlarını üretime dönüştüren yel değirmenleri, endüstrileşmenin etkisiyle kullanılmaz hale gelmiş. Geçmişe sahip çıkan ve geleceği gören Mikonoslular, yel değirmenlerini yıkmak yerine koruyarak bugüne kadar sapasağlam yaşatmışlar. Böylece adanın görselliğine önemli katkı sağlayan ve neredeyse sembolü olan yel değirmenleri günümüze kadar ulaşabilmiş. Söz konusu değirmenlerden biri bugün, Tarım Müzesi olarak hizmet veriyor.
Deniz kıyısında evlerin yan yana sıralandığı "Küçük Venedik", Mikonos'un en özel yeri. Buradaki evler 16. ve 17. yüzyılda inşa edilmişler. Dalgalar evlerin duvarlarını okşarken, evlerin balkonları denizin üzerine uzanıyor. Geçmişte gemilerin hızlı yüklenip boşaltılabilmesi için tasarlanmış olan evler, bugün muhteşem günbatımının izlenebildiği kafe ve restoranlara dönüştürülmüş.
Mavi kubbeleri ve derli toplu yapısıyla deniz kıyısında yer alan Agios Nikolaos Kilisesi, fotoğrafçıların gözdesi. Özellikle günbatımı saatlerinde görsel etkisi artan kilise çok güzel fotoğraf veriyor.