Kitaplık, arşiv, meydan ve ötesi; "Robinson Crusoe 389"

03 Mart 2011

"İstanbul, Pera'da kendine özgü bir kitabevi. İstiklal Caddesi, 389 numaralı blok. 1994 Eylül'ünde kurulan ve seçilmiş kitapları barındıran bir depo. Kitapların herkesin erişebileceği şekilde sergilendiği, paylaşıldığı bir arşiv. Bakıp duyanların değil, görüp dinleyenlerin buluştuğu bir meydan. Sadece kitap almak için değil, kitap aramak, kitap sormak, kitap karıştırmak, kitap yazmak, kitap koklamak, kitapla buluşmak için gidilen bir kitaplık"

[Han Tümertekin'in proje metninden...]

Yukarıdaki kısa ve öz metinde de belirtildiği gibi Robinson Crusoe 389, kitapla bütünleşen bir mekan ve kitap dışındaki – kasada sınırlı sayıda defterin sıralandığı köşe hariç- aksesuarlara da pek meyletmeyen bir kurtarılmış alan.

Fonda klasik müzik ya da eskilerin çalındığı Robinson, İstiklal Caddesi'nin gürültüsünden sıyrılıp, rahatça kitap karıştırmak için birebir. Çalışanlardan edindiğimiz bilgiye göre, seçtikleri müzikler de kitapları kadar beğeniliyor olacak ki sık sık "şu anda çalan ne" sorusu ile karşılaşıyorlarmış.

Kitabevlerinin çoğunun yayıncılık alanına da el attığı malum. Robinson'un kitapları kendi kitapları ise Nisan Yayınları adı altında piyasaya çıkıyor.

Robinson ile ilgili aklımıza gelen soruları, Burçin Kimmet'e yönelttik. İşte yanıtları…

Robinson Crusoe 389'un ortaya çıkışını tetikleyen ne oldu? Bu 17 yıllık süreçte hedeflerinize ulaştığınızı düşünüyor musunuz? (alttaki foto: Ahmet Elhan)

Çıkış noktası burayı yaratan insanların gitmek isteyebilecekleri, gittiklerinde rahat edecekleri, dinamik, değişimlere çizgisini bozmadan uyum sağlamaya çalışan bir kitabevinin oluşturulması, daha da önemlisi sürekliliğinin sağlanmasıydı. Hedefimiz sabit bir yer değil, hep çok uzakta ve öyle olmalı.

Beyoğlu, özellikle de Asmalımescit-Tünel aksında son yıllarda ciddi bir dönüşüm yaşandı. Bu doğrultuda okur kitlenizde ve sunduğunuz ürünlerde bir değişiklik oldu mu?

Bölgenin bugünkü dönüşümünü ve popülerliğini kitapla birlikte düşünmek zor. Daha kalabalık demek doğru olabilir. Asıl belirgin olan gece yaşamındaki popülerlik. Son yıllarda bazı yeni kültür ve sanat kurumları mekan olarak bu bölgeyi seçti ama sonuçta sayısı artan yemekçi ve kahveciler oldu, azalan ise kitapçılar. Dolayısıyla bu dönüşüm ürünleri de çok fazla etkilemedi. Az önce vurguladığım ; "değişimlere çizgisini bozmadan uyum sağlamaya çalışan" yapımızı korumak öncelikli ilkelerimizden.

İstanbul'daki kitapçıları düşündüğümüzde, "Robinson Crusoe 389" güçlü bir isim olarak öne çıkıyor. Bu olumlu izlenimi yeni şubelere aktarmayı neden düşünmediniz?

 "Gon" adıyla 2007 Aralık ayında açtığımız çizgi roman kitabevi bir ilk deneyim sayılabilir. Belli konularda uzmanlaşmış farklı mekanlar belki bizim için uygun bir model olabilir. 

Mağazanızı diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri, 1994 gibi erken bir dönemde mimarlık hizmetinden yararlanmış olmanız. Dekorasyon konusunda profesyonel destek almanızın "markalaşma"da önemli bir etken olduğunu söyleyebilir miyiz? Bu hizmetin sizin açınızdan getirileri neler oldu?

Öncelikle 1994'ün erken bir dönem olduğunu kabul etmiyoruz. Olması gereken buydu. Robinson Crusoe 389, yardım aldığımız insanlarla birlikte yapılmış bir ekip işidir. Çizimi, tasarımı, uygulaması… her aşamasıyla. Tasarımının asıl özelliği de tasarımsızlık diyebiliriz. Geride duran ve mekanın asıl malzemesini ‘kitabı' ön plana çıkaran sade bir yapı. Bize göre asıl önemli olan da insanlar -sürekliliğin sağlanması için emek verenler- ve içerik -kitaplar- tir.





İstanbul'un kitapçıları, kitapçıların dünyaları...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :