"Türkiye'de restorasyon, tarihin korunmasına yönelik olmuyor"

07 Kasım 2008

Restorasyon yaparken tarihe karşı bir sorumluluk üstleniyoruz. Bu bağlamda restorasyon ne gibi ilkelere sahip olmalı?

Restorasyon bilimseldir. Mimarlık gibi değildir. Restorasyon, mimarlıktan daha farklıdır. Mimarlık kişiye bağlıdır; tasarım iyidir kötüdür. Ancak restorasyonun öyle bir yanı yok. Restorasyonda yaptığınız şeyin mutlaka doğru olması gerekir. Doğru olabilmesi için de bilimsel yanına çok dikkat edilmesi gerekir.

 

Kötü restorasyonlar var hakikatten. Mesela İstanbul'daki Kız Kulesi, restorasyondan sonra benim bir türlü görüntüsüne alışamadığım bir şeye dönüştü.

Neden biliyor musunuz? Bakın, siz bana diyorsunuz ki sizin yüzünüzdeki şu kırışıklıkları yok edelim. benim yüzümdeki bu kırışıklıklar, yaşamışlığımla ilgili görünen izlerdir. Tarihi eserlerde de yaşanmışlıklarıyla ilgili izler vardır. O izleri yok etmeyeceksiniz. Restorasyon o zaman başarılı olur. Korurken, yapının o güne kadar sakladığı yaşanmışlığını yok saymayacaksınız. Yaşadığı süreç içinde biriktirdiği enerjiyi elinden almayacaksınız. kullanılması da lazım yapının. Onu mutlaka hayata dâhil edeceksiniz. Eski eseri onarmak böyle bir şey. Onun hayatına, yaşanmışlığına saygı duyacaksınız. Onunla konuşacaksınız bir kere. Bizim Akdamar Kilisesi'ndeki başarımız da buradan kaynaklanıyor. Hiçbir izi yok etmedik. Sonradan eklediklerimiz de tasarımda kendini geri çekmiş halde durur. Mevcut olanı sağlamlaştırdık. Oradaki o eskimişliği, yok olmuşluğu öyle bıraktık. Tamamlarsanız, işte o zaman yeni bina gibi durur. Akdamar Kilisesi'nin projelerini yaparken, yapının deprem sırasında nasıl davrandığını ve strüktürüne ne kadar müdahale etmemiz gerektiğini çözmek için bir sürü testler yaptık bilgisayarda. Malzemeyle ilgili analizler yaptırdık. Önündeki toprak yığınına hiç kimse elini süremiyordu. O bölgede kazı önerdik ve manastırın duvarları ortaya çıktı. Projeleri hazırlarken hayatımın büyük bir kısmını adada geçirdim. Çünkü oraya gidip yapıya elinizi sürmeniz, içselleştirmeniz gerekiyor. Öyle bir süreçti, çok da zevk almıştık. Ama artık şu anda yaptığımız Ziraat Bankası Müze Binası'na konsantre olmuş durumdayız.

 

 

Şu anda yürüttüğünüz projelerden biri de Balat Yenileme Projesi…

Evet, orada iki tane ada var bizim sorumlu olduğumuz. O adadaki yapıların durumlarını tespit ediyoruz. Sonra onu yenilemeye çalışıyoruz. Akdamar'da olduğu gibi oradaki yapıların da hepsine saygı duyuyoruz. Her birinin bir değer olduğunu biliyoruz. Bu yüzden korunması önerilen yapıları koruyoruz (ayrıca biz de öneriyoruz şunları da korumamız gerekir diye). Kötü salaş yapıları yıkıyoruz; onların yerine de yeni yapılar yapıyoruz.

 

Son olarak gelecek projelerinizden bahsetmenizi isteyeceğim.

Mimarlığı ve korumayı çok sevdiğimi söyledim. Ben hep mimarlık ve korumayla beraber yaşayıp, onlarla yok olmak istiyorum. Üretmek benim için bir enerji kaynağı. Bu yüzden her projeyi aynı hassasiyetle ele alıyorum. Şimdi Ziraat Bankası'na bir müze yapıyoruz. Hatay Havaalanı ile uğraşıyoruz. Tasarım aşamasının bir kısmını tamamladık. Yarışmalar vazgeçilmez olarak devam edecek. Ben yarışmalar yoluyla meşruiyet kazanmış bir mimarım. O yüzden hem jüri olarak hem de katılımcı olarak çok önemsiyorum yarışmaları.


Yakup Hazan ile Bir Mimarın Hayatı ve Kenti Üzerine
Restorasyon ve Koruma Üzerine...
Çalışanlar ne dediler?
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :