PAB Mimarlık; Koç Okulu kampüsündeki yeni lise binası iç mekân organizasyonunu, öğrenme-sosyalleşme ve birlikte üretme prensipleriyle, alternatif öğrenme mekanları entegre edilerek okulun gelecek vizyonuna model olacak şekilde kurgulamış.
Koç Okulu kampüsündeki yeni lise binası iç mekân organizasyonu, öğrenme-sosyalleşme ve birlikte üretme prensipleriyle, alternatif öğrenme mekanları entegre edilerek okulun gelecek vizyonuna model olacak şekilde kurgulandı. Mimari projesinin DB Mimarlık’a ait olduğu yapının, iç mekân konsept ve uygulama projelerini PAB Mimarlık üstlendi. Yenilikçi eğitim stratejileri konusunda uzman Amerikalı danışman ekip Thisis180/Trung Le ile işbirliği yapıldı.
Eğitim ve mekân ilişkisi, geleceğe dönük yenilikçi bir pedagoji ile yeniden ele alınırken, öğrenciyi merkeze alan mekân kurgusu öncelikle sınıflara yansıtıldı. Sınıfların yerini “öğrenme stüdyoları” alırken, dinamik ve esnek şekilde öğrenme eylemine imkân veren hareketli, alternatifli ve hafif mobilyalar önerildi. Öğrenci deneyimi, daha yenilikçi eğitim pratikleri için yeniden ele alındı.
Eğitim alanlarının stüdyolarla kısıtlı kalmaması, tüm fiziksel çevrenin eğitim için bir kolaylaştırıcı, bir öğrenme alanı oluşturabilmesi için pek çok ortak alan oluşturuldu. Farklı branşları bir araya getiren, proje tabanlı eğitime imkân tanıyan çok disiplinli atölyeler planlandı. Koridorlar enformal eğitim alanlarına dönüşürken, öğrencilerin birbirinden öğrenebileceği, alternatif kullanımlara imkân tanıyan kolektif veya bireysel çalışma alanlarına yer verildi, yapının farklı noktalarında farklı ölçekte sosyalleşme ve buluşma mekânları tasarlandı.
Zamansız bir yapı elde etmek için cephede kullanılan tuğlaya eşlik etmesi için, sıcak ve natürel bir malzeme olarak seçilen ahşap, iç mekânın ana karakterini oluşturdu. İç mekânlardaki şeffaflık, mekanlar arası görsel süreklilik sağlarken, bir aradalığı, sinerjiyi, ilgi ve katılımı artıracak önemli kararlardandı. Şeffaflık kararı ve mimari projenin de sunduğu imkânlarla dış mekândan gelen ışık koridorlara kadar süzülürken, hem dış mekân-iç mekân birlikteliği sağlandı; hem de okulun iç dünyasının enerjisi tüm mekânlara yansıtıldı.
Yenilikçi, öğrenciyi merkeze koyan, yaparak öğrenmeye yönlendiren, katılımcı ve şeffaf bir öğrenim ortamının sağlanabilmesini hedefleyen fiziksel mekânlar, eğitim modelleri ile mekân arasındaki ilişkiyi vurgulayarak eğitim politikaları açısından da yenilikçi ve örnek bir model oluşturacak.