Zamanı ölçme ve değerlendirme zanaatı olarak bilinen “Horoloji”yi Entropia’da sanat ve tasarımla buluşturan Ofist, zaman içinde dönüşebilecek ihtiyaçları ve işlevleri zamansız bir dille karşılamayı hedeflemiş.
Zamanı öğrenmek için artık saate bakmadığımız bu dünyada saatler hiç olmadıkları kadar değerliler. Aksesuar ve mücevher olarak kullanılan bu parçalar, benzer ilgi alanlarına ve zevklere sahip müdavimlerini oluşturuyor. Cartier, Panerai ve IWC markalarını aynı çatı altında toplayan Entropia Club, bu müdavimler için bir buluşma noktası, saatlerin artık saat butiklerinde satılmadığı bu yeni dünyada bir araya gelme alanı, her ziyarette yeni bir deneyime sahip olacağınız bir dünya olmak üzere planlanmış.
Farklı ihtiyaçlara ve değişken fonksiyonlara cevap verecek şekilde kurgulanan Entropia, projenin ihtiyaçlarını derinlemesine analiz eden, her projeyi kendi koşullarında ele alıp, bu yeni proje heyecanını tecrübe ile birleştiren, uluslararası ödüllere sahip Ofist tarafından tasarlanmış.
Entropia’nın iç mekan tasarımında Art Deco zamansızlığı ile Fransız zarifliği bir araya getirilmiş. Pirinç, mermer, ceviz ağacı, duvar kağıtları, ayna, kumaş ve el yapımı seramikler gibi bu seçkin dünyanın klasik malzemeleri özenle toplanmış, kusursuz detaylar ve işçiliklerle uygulanmış. Yeni veya sürpriz hiçbir şeye yer verilmemiş. Sıcak, bildik, şık, elegan ve sanki yüzyıllık bir mekan olarak kurgulanmış.
Lüks saat dünyasını sanat ve tasarımla buluşturan Entropia, üç ana bölümden oluşuyor: Zengin bir kütüphane ile çevrelenmiş bir toplantı salonu, daha sıcak ve samimi bir oturma alanı ve VIP toplantıları için ayrılmış Da Vinci adı altında anılan Koleksiyonerler Odası. Çok çeşitli organizasyonlara ev sahipliği yapan Entropia tekrarlanmayacak bir deneyim için tasarlanmış, zamanın durduğu bir mekan.
