Mekan Atölyesi; Koşuyolu'nda konumlanan Peker Evi projesinde, mahallenin genel dokusuna uygun, yapılaşma koşullarının önerdiği aşırılığa kaçmadan, yeni ihtiyaçlarını kendi içinde çözümleyen, sade ve yalın bir yapı elde etmek istemiş.
Proje alanı, 19. yüzyılın ilk yarısında tarla/mesire yeri mahiyetinde iken İstanbul’un nüfus artışıyla birlikte konut ihtiyacının karşılanması için 1950’li yıllarda yoğun bir imar faaliyeti ile yapılaşmaya açılmıştır. Koşuyolu, 1950'lerin başlarında gerçekleştirilen toplu konut uygulamasıyla birlikte ayrı bir semt ve ayrı bir mahalle olarak bilinmeye başlamıştır. “O yıllarda dönemin ‘ucuz mesken’ politikasına koşut olarak, o zamanki Koşuyolu çevresini oluşturan buğday tarlaları ve çayırları ortasında İstanbul Belediyesi ve Emlak Kredi Bankası ortaklığıyla oluşturulan İmar Limited Ortaklığı tarafından 419 konut ve bir çarşı inşa edilmişti.” (Akbulut, 1994, s.79).
“1950’li yıllarda o zaman yapılan hesaplara göre İstanbul'un derhal temin edilmesi gereken 40.000 konuta ihtiyacı vardı.” (Aru, 1951, s.101). Bu ihtiyacı karşılamak için üretilen bu ucuz konutlar Emlak Bankası Evleri, İşçi Evleri, Tersane Evleri ve Kredi Yapı Sandığı Evleri gibi dört farklı girişimle üretilmiştir. Boğaziçi Köprüsü’nün de açılmasıyla birlikte alanın bilinirliği artmış ve bölge yoğun bir yapılaşmaya maruz kalmıştır.
Günümüze geldikçe imar planlarında yapılan değişikliklerle yapı yoğunlukları artmış, yeşil alanlar azalmış, bölgedeki konut işlevi yerini yeme-içme ve ofis birimlerine bırakmış, dar-orta gelirlilerin yerini orta üst gelirli kullanıcılara bırakmasıyla sosyoloji değişmiş, dolayısıyla bölgenin kimliği de yeni bir yapı kazanmıştır. Kimlik değişimi; işlev, gabari/oturum, yapı yoğunluğu, malzeme gibi başlıklarda ele alınabilir. Bölgeye günümüzde yapılan birçok uygulamada bu değişimler gözlemlenmektedir ve bölge git gide özgün kimliğinden uzaklaşmaktadır.
Projeye, işverenin mevcut konutu satın aldıktan sonra konutun kendi ihtiyaçlarına yönelik yeniden tasarlanması isteği ile başlanmış ve yıkıp yeniden yapmak yerine özgün yapının korunmasının en doğru karar olacağı kanaati öne çıkmıştır.
Özgün yapı yeniden işlevlendirilirken aşağıdaki 4 ana başlık altında koruma hassasiyeti gözetilmiştir;
İşlev: Yapının işlevi konut olarak korunmuştur. Böylece bölgedeki yoğun ofis ve yeme içme mekânı baskısı ile gittikçe azalan mahalle dokusuna yeni bir müdahalede bulunulmamıştır.
Gabari/Oturum: Plan çözümleri mevcut yapının oturum izlerine en az müdahale ile ele alınmıştır. Yapı gabarisine müdahale edilmemiştir. Ek işlevler yapı kesitinin yeniden ele alınması ile elde edilmiştir.
Kütle Yoğunluğu: Yapı yıkılmadan yeniden ele alındığı için yeni imardan kaynaklı kütle yoğunluğu değişimi olmamıştır.
Malzeme: Bölgede gerçekleşen yeni yapılaşmada alanın özgün karakterinin dışında malzeme seçimleri gözlemlenmektedir. Tasarımda oldukça yalın malzemeler tercih edilmiş ve bölge karakteri ile ayrışmayan, bölgeye yabancılaşmayan bir tasarım elde edilmek istenmiştir.
MÜDAHALELER
Özgün yapı korunurken bir taraftan da son 50 yılda değişen kullanım ihtiyaçlarını karşılayacak çeşitli müdahaleler yapılmıştır. Özgün yapı korunurken aşağıdaki başlıklarla özetlenebilecek müdahaleler yapılmıştır.
Plan Müdahaleleri: Mevcut yapının planlamasındaki bölüntülü iç duvar yapısı zemin katta tamamen boşaltılarak açık bir plan kurgusuna gidilmiştir. Üst katlarda ise işlevlerin ihtiyaçlarına göre bölüntüler yeniden ele alınmıştır. Bununla birlikte yapının içindeki merdiven yapıdan dışarı atılmış ve plan çözümlerinde serbest bir alan elde edilmiştir.
Kesit Müdahaleleri: Mevcut yapı kesitte iki katlı olarak işlemekte ve çatı piyesi depo olarak kullanılmaktaydı. Tasarımda çatı piyesini daha verimli kullanmak için 1. kattaki ıslak hacim ve giyinme odası gibi birimlerin tavan döşemesi düşük tutularak çatı piyesinin kullanımı rahatlatılmıştır. Bu alan ise çalışma mekânı olarak yeniden işlevlendirilmiştir. Böylece yeni işlevler yapı gabarisine müdahale edilmeden yapı kütlesi içerisinde çözümlenmiştir.
Cephe Müdahalesi: Mevcut yapıda doğu ve batı cephesinde pencereler bulunmaktaydı. Bu pencereler genişletilip ayrıca güney yönünde de pencereler açılmıştır. Konut tüm gün güneşi içeri alabilir hale gelmiştir. Böylece aydınlık ve bahçeyle fiziksel/görsel iletişim kuran mekanlar elde edilmiştir.
Müştemilat Müdahalesi: Mevcut yapıda bulunan ve ana bloktan kopuk halde duran müştemilat bölümü, misafir odası işlevine ve günlük kullanıma da uygun olacak biçimde yeniden planlanmıştır. Ana blok ile müştemilat yapısı şeffaf bir cam tüple birbirine bağlanmış ve bu bağlantı yapının yeni girişi olarak düzenlenmiştir.
Strüktürel Müdahaleler: Mevcut yapı yığma olarak inşa edilmiştir. Ucuz mesken üretme amacıyla mütemadi taş temeller ve beton döşemeler diğer iki komşu blokla birlikte yapılmış ve statik olarak tek bir yapı gibi hareket eden üçlü bir blok oluşturulmuştur. Plana yapılan müdahalelerle birlikte yığma duvarlara da müdahale edileceğinden yapının strüktürünü de revize etmek kaçınılmaz olmuştur. Bu vesile ile yapının deprem dayanımının artırılması da temel amaçlardan birisi olmuştur.
Tasarımı yapılan köşe bloğun strüktürü diğer iki bloktan bağımsız olarak yeniden ele alınırken;
Yapı çeşitli bölgelerden askıya alınarak yığma taş temel, betonarme radye temel olarak revize edilmiştir.
Yeniden planlama yapılırken yığma duvarlara müdahale edilmiştir. Taşıyıcı yığma duvarlar yerine yer yer çelik kolonlar eklenmiştir.
Döşemelere yapılan çeşitli müdahaleler nedeniyle döşemeler de çelik kirişler ile desteklenmiştir.
Müştemilat kısmında artık taşıyıcılığını yitirmiş betonarme yapı sökülüp yeniden betonarme olarak inşa edilmiştir.
SONUÇ
Koşuyolu Mahallesi’nin genel dokusuna uygun, yapılaşma koşullarının önerdiği aşırılığa kaçmadan, yeni ihtiyaçlarını kendi içinde çözümleyen, sade ve yalın bir yapı elde edilmek istenmiştir.
Bununla birlikte, özgün durumunda mütemadi taş temelli ve yığma olarak inşa edilen yapı çelikle desteklenen kompozit bir yapı hüviyetine bürünmüştür. Ayrıca tasarımı yapılan parseldeki yapı diğer iki parseldeki yapıların strüktürüne zarar vermeden bağımsızlaştırılmıştır.