ZAAS ve Yerce Mimarlık tarafından tasarlanan proje, fotoğraf stüdyosu çatısı altında çalışma-sergileme-yaşama işlevlerinin iç içe geçtiği “loft” tipi bir mekâna dönüştürüldü.
Proje, İzmir’in sıkışık bir yerleşime sahip bölgesi Alsancak’ta, yoğun araç ve yaya trafiğinin olduğu caddeye paralel sakin bir sokakta yer alıyor. 5 ve 6 katlı apartmanların bulunduğu bu sokakta, standart denebilecek bir apartmanın zemin katı ve üst katını kapsayan dairenin, fotoğraf stüdyosu olarak tasarlanması projenin başlangıç noktasını oluşturdu.
Süreç içinde mekânın kullanıcıları ile birlikte, fotoğraf stüdyosu olarak verilecek hizmetin yanısıra stüdyonun kendi ürettiklerinin sergilenebildiği, daha başka sergilere de olanak sağlandığı ve bu ortamlarla bütünleşebilecek “keyifli”, “rahat” yaşam alanlarına sahip mekân kurgusuna karar verildi.
Alt kat fotoğraf stüdyosu ve sergi alanına ayrılırken, üst katın da büro, mutfak, uyuma ve dinlenme alanlarına sahip olması düşünüldü. Böylelikle proje, fotoğraf stüdyosu çatısı altında çalışma-sergileme-yaşama işlevlerinin iç içe geçtiği “loft” tipi bir mekân projesine dönüştü.
Daha önceden konut olarak inşa edilmiş ve kullanılmış bu mekânda, çalışma-sergileme-yaşama gibi birbirinden ayrı görünen bu işlevlerin ya da yaşama biçimlerinin, birbiri ile nasıl birlikte yaşayacağı, birbiri arasında geçirgenliğin nasıl sağlanacağı, yaşamsal-mekânsal akışın nasıl olacağı gibi sorulara yanıt arandı.
Proje, sergileme işlevi ile birlikte kamuya daha çok açılma olasılığına sahip oldu. Apartmanın önünde bulunan aynı zamanda kente, kamuya ait olan geniş kaldırımla bütünleşme arayışı içinde olundu. Kaldırım kotu ve kaplama malzemesi iç mekânda da sürekliliğini devam ettirirken mekânın buraya bakan cephesi kayar katlanır doğramaların kayarak kenarlarda toplanması, kentsel mekân ile iç mekân bütünleşmesine olanak sundu. Sokak, iç mekâna ya da iç mekân sokağa akabildi. Böylelikle sergi ziyaretçisi, “filtre” algısını mümkün olduğunca hissetmeden, sokaktan sergi mekânına dahil olabilme şansına sahip oldu. Kente ve apartmana ait bu geniş kaldırımın, sergi açılışlarında insanların “sokak rahatlığında” birbirleri ile iletişim kuracakları sosyal alan olarak evsahipliği yapması düşünüldü.
Mekânda, az önce sözü geçen işlevler ve kamuya açık olma durumu ile gerektiğinde işlevler arasında gerektiği kadar saydam ayrışmaların oluşabildiği; gerektiğinde ise işlevlerin tümüyle birleşip kaynaşabildiği “hayat dolu” bir kurgu amaçlandı.