Öney Mimarlık imzası taşıyan Eurogıda Fabrikası İdari Binası, İzmir Kemalpaşa tarımsal organize sanayi bölgesi içinde yer alan arazinin konumu ve ilklim koşulları göz önüne alınarak tasarlanmış.
İzmir, Kemalpaşa’da, tarımsal organize sanayi bölgesi içinde yer alan projenin toplam arsa alanı 72 dönümdür. Doğu cephesi Armutlu deresi ile sınırlıdır, diğer cephelerde ise başka sanayi tesisleri yer almaktadır. Dere hattının doğusunda kalan alan tarım arazisi olarak kullanılmaya devam etmektedir ve bu nedenle serbest bir bakışa sahiptir.
Kemalpaşa batıda İzmir’den başlayan ve İç Ege’ye doğru devam eden bir vadi zemininde yer almaktadır. Kuzey, doğu ve batı cephesi dağlarla çevreli olan arazinin hâkim rüzgar yönü güney batıdır. Sıcaklık ve yağış değerleri İzmir şehir merkezi ile benzerlik göstermektedir. Sanayi bölgesine ulaşmak için İzmir’den Salihli istikametine devam etmek, Armutlu ayrımından sonra ise güneye doğru tali yolu takip etmek gerekmektedir. Tali yol tarımsal organize sanayi bölgesinin içinden geçmektedir. Proje arazisine ise derenin kıyısında yer alan yoldan ve arazinin batı cephesinde yer alan akstan ulaşmak mümkündür.
Proje arazisi kuzey güney aksında konumlanmış, doğu cephesi dere hattını takip eden bir yay formunda, diğer sınırları ise parsel sınırlarını takip edecek şekilde doğrusaldır. Arazinin dış ölçüleri 340 metre x 240 metredir. Güney cephesinde yer alan komşu tesis 2 metre yüksekliğindeki bir platform üzerine oturmaktadır. Dere su çizgisi arazinin 3,5 metre altındadır.
Entegre konserve ve turşu fabrikası olarak faaliyet gösteren tesisin üretim ve depolama alanları başka bir firma tarafından hazırlanmıştır. Öngörülen vaziyet planında yönetim binası için güney cephesi sınırına dayalı bir alan ayrılmıştır. Fabrikanın malzeme girişlerinin de sağlandığı ana aks bu alanı tesisin geri kalanından ayırmaktadır. Yönetim binasının projelendirilmesi sırasında yapılan etütlerde bu alanın, güney cephede yer alan komşu tesisin görselliğinden ve gürültüsünden negatif etkilendiği ve ayrıca tesisin geri kalanıyla olan ilişkisinin zayıfladığı belirlenmiştir. Bu nedenle vaziyet planı üzerinde müdahalede bulunarak tespit edilen eksiklikler işveren ile birlikte tekrar ele alınarak giderilmiştir. Hazırlanan mimari proje, tesisin ana giriş kapısını, güvenlik binasını, otopark alanlarını, mal kabul alanlarını da içine alacak şekilde genişletilmiş, sosyal tesis olarak inşa edilmiş olan binanın kullanım alanları tekrardan çalışılmış ve idari bina ile olan görsel ve işlevsel entegrasyonu sağlanmıştır.
Yapılan etütler sırasında sosyal tesisin güneyinde kalan alanın idari bina için uygun olacağı, bir köprü ile sosyal bina ile bağlantısının sağlanabileceği, komşu parseller ile olan mesafesinin ihtiyaç duyulan mahremiyeti sağlarken, tesisin ana girişi üzerinde kontrol sağlanabileceği tespit edilmiştir. İşveren tarafından verilen ihtiyaç programında binanın idari personel tarafından kullanılacağı, özellikle yabancı müşteriler tarafından ziyaret edileceği ve sınırlı sürelerde yapılan yoğun üretim nedeniyle idari personelin ihtiyaç anında konaklamasına imkan verecek yapıda olması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca bina içinde personelin bir araya gelebileceği konferans salonları ile toplantı alanlarının olması talep edilmiştir. Tanımlanan ihtiyaç programı doğrultusunda bina 4 kat olarak planlanmış, ilk kat ziyaretçilere ve tüm personele hizmet verecek toplantı alanları ve konferans salonuna, ikinci kat personel ofis alanlarına, üçüncü kat idari personel ofislerine, dördüncü kat ise misafirhaneye ve ortak hacme ayrılmıştır. Fabrika binası ve sosyal tesis ile doğrudan ilişkili olması istenilen kat, idari personelin katı iken, personel alanı için giriş kotundaki alanın tahsis edilmesi talep edilmiştir. Bu taleplerden yola çıkarak toplantı alanları ile diğer ortak alanların olduğu hacimlerin bodrum katta oluşturulması düşünülmüştür. Bu kararlar doğrultusunda bina biri 0 kotunun altında yer alan toplam 4 kat olarak tasarlanmıştır. Hem mevcut sosyal tesisin kotundan dolayı, hem de dere su çizgisinin kotundan dolayı bodrum kat tam olarak araziye gömülmemiş, bina girişi +1.50 kotuna alınmıştır.
Binanın projelendirilmesinde en temel girdilerden biri de iklim koşulları olmuştur. Binanın yer alması planlana güney cephesi özellikle yaz aylarında çok uzun saatler doğrudan güneş ışıklarına maruz kalmakta, bu nedenle de çalışma konforunu düşürmekteydi. İlk olarak binanın brüt beton olması ve malzemenin hissiyatından faydalanarak kullanıcılara daha soğuk bir etki vermesi hedeflenmiştir. Binanın taşıyıcı sistemi de gene güneş ışıklarının etkisini azaltmak amacıyla doğu batı aksında yer alan perde duvarlar olarak planlanmıştır. Bu perde duvarlar binanın dışına doğru da devam ederek dış cephe pencerelerini gölgeleme imkanı sağlamıştır. Batı cephesinde ise bina cephesi dışına ikinci bir duvar katmanı planlanmış, yapının üretim sahası ile kontrollü bir görsel ilişki sağlanmıştır. Ayrıca arada kalan ofisler tarafından kullanılan bir iç bahçe halini almıştır. Sosyal tesis ile bağlantıyı sağlayan köprü altında oluşan gölge alan personelin dinlenme alanı şeklinde planlanmış, mutfak hacminden ulaşılması sağlanmıştır.
Binanın güney cephesinde yer alan eğrisel duvar ile ikinci aksta yer alan lineer perde duvarlar, hem binanın gölgelenmesine hizmet eder hem de firmanın kurumsal kimliğine altlık niteliğindedir. Eğrisel cephe üzerinde yer alan firma kurumsal renklerindeki düşey elemanların sosyal tesis cephesinde de devam etmesi hedeflenirken, ikinci aksta yer alan perde duvar içine açılan boşlukla binadan koparılarak duvar uzantısına düşey olarak işlenen firma ismi tüm tesisi tanımlar niteliktedir. Bu duvarlar aynı zamanda ses kalkanları olarak görev almakta ve belirli dönemlerde yoğunlaşan, 24 saatlik vardiyalar halinde süren sevkiyat kaynaklı sesleri perdelemektedir. Ayrıca binanın daha içe dönük bir yapıda olması planlanmıştır ve bina içinde bu hizmete yönelik bir atrium planlamıştır. Tüm hacimler iç mekânda bu atrium alanına açılmaktadır. Atrium alanının çatısı şeffaf olarak planlanmış, ancak doğu batı aksında kullanılan kirişler ile iç mekanda gölge alan yaratılırken atrium hacminin maksimum aydınlığa sahip olması hedeflenmiştir. Aynı zamanda kısmi olarak açılabilen ışıklıklar doğal sirkülasyona yardımcı olmaktadır. Atrium alanı bodrum kata kadar sürdürülerek daha kalabalık kitleler tarafından kullanılacak olan bodrum katın bina ile ilişkisi tanımlanmış, atrium alanında yaratılan iç bahçe hem bir sosyalleşme hem de dinlenme alanı olarak düşünülmüştür. Tüm katlardan görülebilen iç bahçe kullanıcılarını sanayi alanından soyutlamaktadır. Atrium sonunda yer alan merdiven ve asansör kovası maksimum şeffaflıkta tasarlanmış, düşey sirkülasyon sırasında atriumun değişik kotlarda algılanması hedeflenmiştir.