Kentsel tasarımdan mobilya tasarımına farklı ölçeklerde işler üreten ABRA Design Studio kurucu ortakları İç Mimar Cem Cemal Çobanoğlu ve Mimar Başak Bakkaloğlu Çat Kapı konuğumuz oldu.
Covid-19 süreci sebebiyle fiziksel olarak gerçekleştiremediğimiz Çat Kapı röportajlarımıza çevrim içi olarak devam ediyoruz. 25 Kasım Çarşamba günü YouTube kanalımızdan canlı olarak yayınlanan Çat Kapı röportajlarının bu ayki konuğu ABRA Design Studio kurucu ortakları Başak Bakkaloğlu ve Cem Cemal Çobanoğlu oldu.
Kentsel tasarımdan mobilya tasarımına farklı ölçeklerde işler üreten ABRA Design Studio 2015 yılında kurulmuş genç bir tasarım stüdyosu. Tasarım ortamında da sosyal medyanın önemli aktörlerinden olan iç mimar Cem Cemal Çobanoğlu ve mimar Başak Bakkaloğlu'nun tasarım yaklaşımlarının, ürün tasarımlarının, projelerinin yer aldığı söyleşinin kısa başlıklarını burada okuyabilir, tamamını ise YouTube kanalımızdan izleyebilirsiniz.
Nurullah Kaya: ABRA Design Studio’yu kurmaya kadar olan süreçte iç mimar Cemal Çobanoğlu ve mimar Başak Bakkaloğlu’nun deneyimlerinden bahsedelim öncelikle. Sonrasında da ABRA Design Studio’yu nasıl kurmaya karar verdiniz?
Cem Cemal Çobanoğlu: Biz aslında okuldan tanışıyoruz, ikimizde İTÜ mezunuyuz. Birinci sınıftan beri de arkadaşız. Başak mimarlık, ben iç mimarlık mezunuyum. Sonrasında farklı ofislerde çalıştık. Daha sonra da hem mobilya, hem iç mimarlık, hem de biraz da kentsel tasarım yapmak istediğimiz bir ofis açmak istedik. Bunun düşüncesi elbette uzunca bir süre devam etti, kesin karar verdiğimizde ise çalıştığımız yerlerden ayrıldık. 2014’ten 2015’e kadar ABRA’nın “branding”i, bir yandan da mobilyalarımızı üretmeye başladık. 2015’te de ABRA’yı kurmuş olduk.
Başak Bakkaloğlu: Mobilya ile başladığımız için bir mimarlık ya da iç mimarlık ofisi açmaktan farklı ilerledi bizim için süreç. Yoğun ve uzun bir hazırlık sürecimiz oldu. Bir sene boyunca, gerçekten, ortaya "Biz şunu yaptık", diye çıkmadan önce çok yoğun bir mobilya üretim, Ar-Ge sürecimiz oldu.
Aslıhan Abay Erkmen: ABRA’nın anlamı nedir?
CCÇ: Abra denge demek, Türkçe bir kelime. Birçok insan öncelikli olarak “abrakadabra” dan geldiğini düşünüyor. Çünkü Türkçe’de yaygın olarak kullanılan bir kelime değil, eskiden daha çok kullanılırmış. Hem denge demek hem de eski tip terazilerde en son konulan ağırlık demek. O bakımdan biz anlamını çok severek koymak istedik. Bunun dışında bizim için akılda kalıcı bir isim olması, fonetiğinin iyi olması önemliydi. Ama asıl, Türkçe bir kelime olsun istedik.
NK: Ofisteki iş bölümünüz nasıl?
BB: Öncelikle bizim ikimizin arasındaki iş bölümünden bahsedeyim. Biz çok adını koyarak başlamadık o sürece. Zamanla gelişen bir iş bölümü oldu. Doğal bir şekilde, 2-3 senenin sonunda ben biraz daha ofisin içerisindeki tasarım sürecini yönetirken, Cemal de hem bu tasarım sürecine dahil olup hem de işin uygulama kısmını organize eden ekibin başında oldu. Diğer çalışma arkadaşlarımızla da sene içerisinde bir sistem geliştirdik, bunu da hatta özellikle bu pandemi döneminde herkese önerebilirim. İş bazlı farklı ya da benzer disiplinlerden çalışma arkadaşlarımız var. Bir projeye başlarken ikimiz sabit olmak üzere bu proje için en uygun olabilecek çalışma arkadaşlarımız bir araya getiriyoruz. Bu sistem, bizim hem farklı insanlarla tanışmamıza sebep oluyor hem de özellikle önümüzü göremediğimiz zamanlarda ciddi bir özgürlük sağlıyor.
Farklı tiplerde işler yapan ABRA Design Studio ile; hayata geçirdikleri tasarımlar, üretimler, canlı yayın serileri, Kalamış Parkı Kentsel Dönüşüm Projesi ve üretim süreci devam eden İBB Kentsel Mobilya Yarışma projesi de söyleşide konuşulan konular arasında yer aldı.