Cm Mimarlık

Dost meclisi deseniz değil, sessiz bir mabet deseniz, o da değil. Müziğin peşine takılıp gelen bir kaç mimarının, çizdiği sakin bir dünya gibi burası; beyaz ve derin! Nişantaşı'nın tam göbeğinde, ama Nişantaşı'na alabildiğine uzak!

Cem Sorguç'a gelince... On parmağında on marifet var mı bilinmez, ama en az üç parmağında üç ayrı marifet olduğu kesin. Marifet ne demek? Yaşamının vazgeçemediği üç ayrı parçası, üç ayrı meslek: Mimarlık, müzik yazarlığı ve radyoculuk.

Daha çocukken inşaatın tozunu yutmak böyle bir şey herhalde: Kendini çok açığa vurmasa da satır aralarında "Boşverin mimarlığı, mesleği bu kadar yüceltmeye gerek yok" diyecek kadar mesleği özümsemiş olan Cem Sorguç ile mimarlık öyküsünü ve mimarlığa bakışını konuştuk, CM Mimarlık'ın sükûneti içinde. Radyo programı ve Roll yazıları üzerinde durmaya pek gerek görmedi sanırım Sorguç. Konuşacak çok da bir şey yoktu zaten. Zira -arşivlerde olsa da- Roll dergisi yaşıyordu ve her pazartesi Açık Radyo'dan, "Ahtapotun Bahçesi"nden Sorguç derdini zaten müzik ile anlatıyordu…