Mert Uslu Mimarlık

Aslıhan A. Erkmen / 24 Kasım 2023
Mimarlık ve şehircilik adına farklı kararlar alabilmek adına Mert Uslu tarafından kurulan Mert Uslu Mimarlık Çat Kapı'da...

Tasarım ve uygulama çalışmalarının yanısıra proje bazlı danışmanlık, koordinatörlük ve şantiye uygulamalarında çözüm odaklı yaklaşımlar üzerine danışmanlık hizmeti de veren Mert Uslu Mimarlık kurucusu Mert Uslu Çat Kapı konuğumuz oldu. Meslek kariyerinde 30'un üstünde tasarımı inşa edilmiş olup bununla birlikte çeşitli ulusal ve uluslararası ödülleri, yayınları ve jürilik deneyimleri bulunan Mert Uslu ile sürdürülebilirliğe bakışı, mimari anlayışı ve projeleri üzerinden konuştuk. 

Petra The Flooring Co. desteğiyle gerçekleştirdiğimiz söyleşi için Mert Uslu Mimarlık’a tekrar teşekkür ederiz.

Sizi tanıyarak başlayalım, kendinizden bahseder misiniz?

Sarıkamış’ta doğdum. O coğrafyada geçen 10 yılın beni çok etkilediğini düşünüyorum. Coğrafyaya aidiyetle ilk haşir neşir oluşum o dönemden geliyor. 

Mimarlık yapıyor ve bunu bir iş gibi görmüyorum. Fakat bunun ticari bir yönü olmasından memnunum. Keyif alıyorken bir yandan acımasız olmanın geliştirdiğine de inanıyorum. Mimarlığın doğasından gelen kalabalık bir iletişimle beraber, yalnızlık konusunda ise ayrı bir arayışım var. Yalnız kalınabilen nadir zamanın beni geliştirdiğine inanıyorum.

Ofis öncesinde nasıl bir deneyiminiz oldu? Sonrasında da kendi ofisinizi kurma fikri nasıl gelişti?

2002’de Mimarlık Fakültesi'ne girdiğim ilk andan itibaren ofis açmak hep aklımdaydı. Başka bir seçenek hiç düşünmedim. 3 yıl bir ofiste çalıştım; tamamen kendi insiyatifimle 3 yıl neredeyse hiç izin kullanmadan. Zor, acımasız ve geliştiriciydi. Sonrasında ofis açma sürecini başlattım. 

Mert Uslu Mimarlık, nasıl bir mimarlık anlayışına sahip? Biraz yapısından, tasarım yaklaşımınızın hangi düşüncelerle şekillendiğinden bahseder misiniz?

Sanırım sorunları tespit etmek bizim için ilk hedef. Sorun yok gibi görünse bile kendimiz üretecek potansiyeldeyiz. Bir arayışta olmak şart bu potansiyel için. Sonra var olan ya da üretilen soru(n)lara cevaplar arıyoruz. Şu an masamızdaki kitap projelerinden kişisel olanı için birçok aforizma ürettim. Belki birkaçı tasarım anlayışımızı yansıtıyordur;

- Tüketim,  yapıları yeni kıyafetlere zorluyor. Halbuki çıplak çok güzeller.

- Az konuşup çok şey söylemek, doğru mimarlığı özeti gibi...

- Hızla yok olan üretim üzerine inşa edilmiş bir mimarlık, değerini çabuk kaybediyor. Keşke moda olmasa!

- Mimarlık tüm canlılarla ilişki kurabileceğin farklı süreçlerin katmanlaşmasıdır. Bu süreçler ne kadar derinleşirse, sonuçta o kadar iyi olur.

“Mimarlık ve şehircilik adına farklı kararlar alabilmek“ özellikle peşine düştüğünüz bir deneyimden söz edebilir miyiz?

Niteliksiz bir süreç görünce söylenen birisiyim. Mimarlık ve şehircilik adına farklı kararlar alabilmek benim için niteliği temsil ediyor. Bağlı olduğumu söylediğim coğrafya ne yazık ki tasarım yönünden çok geride. Farklı kararlar aslında başka coğrafyalardaki olması gereken kararlar...

Konut, eğitim, ticari, idari ofis, kültürel, kentsel... Farklı tipolojilerde projeleriniz bulunuyor. 

Bu tamamen istediğim ve planladığım bir durum. Tasarım gerektiren her alanda var olmak istiyorum. Sadece bir iki tipolojide iş üreten ofislerin sıradanlığı uzak durmayı hedeflediğim bir konum. Farklı tipolojilerde iş üretmek güzel fakat kamusal kullanımda olan işler daha çok heyecan veriyor diyebilirim.

Uzmanlık alanınızı nasıl tanımlarsınız? Mimarlık adına yakalamak ya da vurgulamak istediğiniz bir çizginiz var mı?

Bir konuda uzman olduğunuzu düşündüğünüzde o dalda sorgulamayı ve düşünmeyi bırakabilirsiniz. Biz bu yüzden uzmanı olsak bile bu yönde iddia üretmiyoruz. Fakat bunun yanında özellikle teknik anlamda uzmanlık gerektiren işlerde o dalda uzmanlaşmış kişilerle çalışıyoruz. Dolayısı ile fikirlerimiz sabit kalmıyor ve değişebiliyor. Uzmanlığımızın düşünceden geçtiğini, sonucun ise peşinden geldiğini söyleyebilirim.

İyi bir yönetmenin son filmini hep merak ediyorum. Çizgisi ne yönde evrilmiş heyecan veriyor. Fakat yönetmenin filmde bir şeyi “mış” gibi göstermesi iyi sonuç veriyorken bizde tam tersi. Benim en büyük hedeflediğim çizgi “mış” gibi yapmadan mimarlık üretmek. Bu zıtlığa rağmen yönetmenle mimarı çok benzetirim. Ben de son yapımı merak ediyorum...

Ofisteki yapılanmadan bahsedelim, nasıl bir görev dağılımı var? Ekibiniz kaç kişilik? 

Şuan 7 kişiyiz. Herkesin her şeyi yapabildiği bir anlayışımız var. Her şeyi konuşabiliriz. Fikirlerimizin değişmesinden baştan denemekten korkmayız. 

Ben kendimi bireysel bir insan olarak tanımlıyorum fakat ofisteki arkadaşlar hiç öyle değil. Bu beni mutlu ediyor. Kararları alma yöntemimiz ise değişiyor. Bazen ben iki oy kullanırım bazen de ekipten başka birisi. O an kimin kararı güçlüyse diğerleri kendini geri çeker. Kendini geri çekenin kararı o kadarda savunulacak gibi değilmiş demek ki. Bunu biliyor olmak güzel. 


Künye
Ofis Adı:
Mert Uslu Mimarlık
Sahibi:
Mert Uslu
Web:
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :