Konut, kullanıcı taleplerinin en fazla öne çıktığı çok özel bir çalışma alanı. Bu konuda eğilimler nasıl değişiyor? CY EVİ üzerinden anlatabilir misiniz?
Konut sürekli masamızda olan bir tipoloji. Kullanıcı ile bire bir iletişimde olmak tabi ki büyük bir avantaj. Müstakil konutta bu çok net sağlanabiliyor. CY Evi ikisi de ressam bir çiftin evi. Mevcut zeytin ağacını projenin tam merkezine aldığımız bir iş. Eve girdiğimizde bu ağaç karşılıyor bizi. Sonrasında, salon, mutfak, oda, koridor ve çalışma alanı hepsi bu ağaçla görsel ve fiziksel bir ilişki kuruyor. Konut haricinde ise projede bir resim atölyesi kurguladık. Şuan yapım süreci devam ediyor. Umuyorum ki iyi sonuçlanır.
Müstakil hayata geçiş herkesin istediği bir arzu. İşin evle iç içe geçmesi Türkiye’de büyük bir istek. Biraz geriden geliyor bu durum bence. Bu da değişecek.
2021’de tamamlanan İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi - Sasalı Biolab. Bir çok ödüle değer görülen proje aynı zamanda... Çalışma sürecini anlatır mısınız? Nasıl bir çıktısı oldu/olacak?
Horizon2020 projesi olan Sasalı Biolab, hem proje sürecinde hem de tamamlandıktan sonra “Uluslararası en iyi sürdürülebilir uygulamalar ödülü” ve “Arkitera işveren ödülü” gibi önemli bir çok ödül aldı. Bunların yanında çok önemsediğim TMMOB’a bağlı, “Ulusal Peyzaj Ödülü”, “Ege Mimarlık Sergisi ve Ödülleri Yapı Dalı Ödül’ünü” alıp “Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri Yapı Dalı” finalisti seçildi. Şuana kadar bu üç ödül programında da listede olan bir proje yok sanıyorum.
Teknik uzmanlık gerektiren birçok konu vardı projede. Çok şey okuyup, üniversitelerle iş birliği yaptığımız geliştirici bir süreç oldu. Deneysel birçok iş var projede. Şuan İzmir tarımına stratejiler üretmek için çok iyi bir ekip tarafından kullanılıyor. Tarım konusunda denemeler, testler, yönlendirmeler ve uzun vadeli planlar yapılıyor. Coğrafya adına çok yararlı bir iş oldu.
2022-Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’nden bahsedelim. Projede diğer uygulamalarınızdan farklı olan noktalar var mıydı? Neyi hedeflediniz projede?
Sasalı Biolab’ta arılar ve polen taşıyan böcekler için için polinatör evleri tasarlamıştık. Burada da köpekler için bir kampüs yaparak mimarlığın tüm canlılar için var olabileceğini gösterdik bence. Proje bize bir barınak ihtiyacı ile geldi fakat biz bu işi bir barınak projesinden çıkarıp, tüm Türkiye’ye hizmet verebilecek bir sosyal yaşam kampüsüne çevirdik. Depremden sonra Hatay’daki köpeklerin fiziki ve psikolojik rehabilitasyonu için buraya getirilmesi bunun en büyük örneği.
Proje aynı zamanda bir rehabilitasyon merkezi gibi çalışıyor. İnsanlara da köpeklere de iyi gelen karşılıklı bir etkileşim kurgusu var. Bu kurgu sahiplendirmenin teşvik edilmesiyle devam ediyor.
2021-Yasemin Kafe Renovasyonu’nda proje metninden yola çıkarak “bütünsel bir renovasyon ile mekanın yeniden kentle buluşması” bu buluşmayı sağlarken neleri korudunuz, neleri yenilediniz?
Kıyı düzenlemeleri sonucunda Yasemin Kafe’nin denizle ilişkisi kesilmişti. Yangın öncesindeki mekânsal niteliği ise çok kötüydü. Günlük kullanıcı sayısının, dolayısıyla mutfak trafiğinin çok fazla olduğu bir yapı. Buna rakamsal anlamda bir örnek verecek olursam; bize gelen veride günlük sadece türk kahvesi tüketimi 1500’ün üzerindeydi. Yeme içme trafiği böylesine yoğun olduğu bir yapının atık yönetimi ve depo giriş çıkış trafiği ise ayrıca görüntü kirliliği oluşturuyordu. Önerdiğimiz hem yapıdan bağımsız hem de iç içe olan beyaz tül bu probleme çözüm önerisiydi. Onun dışında gömülü halde ve yer yer su baskınları oluşan zemini ise yükseltip, yeşil doku ile aynı kota getirerek denizle ve kentle buluşmasını sağladık. Oturma alanında ise hareketli bir çatı örtüsü önererek İzmir yaşam kültürünü ekolojik bir çözümle mekana katmış olduk.
İşveren ve kullanıcı ile iletişim kurma noktasında mimarlık ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tasarlanmış ürün isteme konusunda ilerleme olduğunu düşünüyor ve görüyorum. Mimarlık hizmetinin ne olduğunu tam bilmeyenler bile artık yeni şeyler istiyor. Bu durum iletişim kurma ilişkisini arttırıyor. Bence ister kamu ister özel, mimar yaptıkları ile güçlü olduğu kadar iyi iletişim kurabiliyor.
Mimarlık, tasarım ve uygulama dışında yaptığınız (proje bazlı danışmanlık, koordinatörlük ve şantiye) çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Mimarlığın çok fazla alt iş kolu var. Şüphesiz ki bunun en önemlisi yapı üretmek. Biz de bu konuda ilerliyoruz ve hevesliyiz. Nitelikli yapı üretmek için ise sadece proje ile değil saha ile bütün halde düşünmek doğru olacaktır. Şantiye yönetimi, koordinatörlük, kontrolörlük ya da tasarım gerektiren herhangi bir konuda danışmanlık hizmeti verebiliriz.
Eğitiminiz sürecinde de bir çok öğrenci yarışmasından ödül aldınız. Ofis olarak mimari yarışmalara katılım göstermeye de devam ediyorsunuz. Mimarlık ödüllerinin pratikte nasıl bir karşılığı ya da önemi var?
Yarışmalara çok önem veren birisiyim. Çıkan yarışmaları giremesek bile takip etmeyi hiç bırakmıyorum. Bence ödülden çok yarışmaya girmenin ve takip etmenin büyük bir karşılığı var. Yenilikten kopmamak ve yeni düşünceler görmek adına çok geliştirici.
Şu an üzerinde çalıştığınız güncel projeleriniz nelerdir?
Son dönemde çok farklı ölçek ve tipolojilerde işler yürütüyoruz. Agro Gastronomi Merkezi, Yamanlar Sanatoryumu’nun yeniden işlevlendirilmesi, Bornova Çayı’nda ekolojik koridor oluşturulması ve e-skuter yolu, biyodizel yakıt üreten büyük bir fabrikanın 20 yıllık vizyon master plan işi, pazar yeri ve sürekli masamızda olan konut gibi bir çok işi yürütüyoruz.
Fotoğrafçılık dışında başka ilgi alanlarınız var mı?
Fotoğraf çekmek beni rahatlatan, dinginleştiren bir meşgale. Kimsenin karış(a)mayacağı bir alan. Bir yandan da işimle çok iç içe. Kayak yapmak en büyük tutkum. Her dağ karla kaplı olsa itiraz etmem. Onun dışında meslek dışı okumalar da büyük ilgi alanı. Her şeyi bilebilsek keşke...
Mert Uslu Mimarlık’ın hedefleri nelerdir?
İyi yapı üretmek en temel hedef. Reklam, pazarlama, iş alma planlaması gibi uğraşlarımız yok. Bunun sürdürülebilir bir durum olması güzel bir hedef sanki. Ofisi plansız büyütmek yerine duruma adapte olabilecek çözümler buluyoruz.
İzmir ofisleri dışarıdan yerel ofis olarak anılıyor. Yerelle uğraşmak çok güzel fakat böyle anılmamak ise başka bir hedef.
Onun dışında iki kitap var ofisin masasında; biri biraz kişisel, birisi ofise ait. Basıldıklarını görmeyi çok isterim.
Tüm bu deneyimlerinizden ve üretimlerinizden yola çıkarak öğrencilere/yeni mezunlara vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Bu mesleği seçmek isteyenler en çok neye dikkat etmeliler?
Çalışmak en iyi yöntem. Vereceğim tavsiye için fedakarlık yapmak gerekebilir fakat çok gezmek, çok görmek, okumak, araştırma yapmak hep doğruya götürüyor. Gerçekten mimarlık yapmak isteyenlerin yılmadan bu yönde hedef koymaları önemli.