İstanbul'un dikkat çekici yeme-içme mekânlarını mercek altına alan Banu Safran'ın bu seferki durağı, bomontiada'nın craft bira cenneti The Populist...
Bir varmış bir yokmuş Boğaz'ın altın şehrinde bomontiada adında bir cazibe merkezi açılmış. Şehrin ortasında ama şehirden kopuk bir vaha… Keşfi vacip olup keyfi çıkarılmalıdır dedim, yola düştüm.
Açıkçası arabayı bırakıp içeri girdiğimde tam da bu duygudaydım. Nefis bir dinginlik… Daha önce deneyimlediğim bir yer olan The Populist’in yaratıcıları ve yöneticileri ile hikâyelerini dinlemek üzere bir araya geldim.
Mekânımız ile tanışmadan önce buradaki oluşumdan bahsetmek gerekir. Tarihi Bomonti Bira Fabrikası’nın yeni solukla sosyal ortama kazandırılması projesi, oldukça başarılı. Yaratıcı bir kültür kampüsü olan bomontiada, semtin kimliğinin yanısıra tarihsel dokusunu da taşımaya devam ediyor. Sergi, canlı müzik, tasarım ve performans alanlarını kapsayan mekan, seçkin restoran ve kafelere de ev sahipliği yapıyor.
Gelelim The Populist’e…
Son dönemlerde çok revaçta olan birahaneler kültürümüzdeki değişimi yanısıtıyor. Her semtte giderek yayılmaya başlayan ve bir doyuma ulaşan ayaküstü sohbet alanlarının önemli bir bölümü bu içerikte. Elbette seçenek çoğaldıkça butikleşme de başlıyor çünkü talep daha özel olan ve seçicilik üzerine kurulu oluyor. İşte The Populist de aslında bu talebi karşılıyor.
Nisan ayında açılan gastropub, kendilerine özgü craft biraları ve özel lezzet reçeteleri ile dikkat çekiyor. Craft bira tam anlamıyla butik biradır… Biranın doğallığını bozan hiçbir katkı maddesi içermez. Bu sebeple diğer kitlesel biralara göre daha maliyetlidir. Hafif ve gazsız olduğu için mide sorunu olanlar için daha rahat bir içim sağlar. Bu çeşit biralar aynı zamanda farklı lezzet seçenekleri sunarak, eşlik edebileceği yemek reçetelerini de özel kılar. Hatta dünyanın birçok ülkesinde şarap gibi craft biralar için de yemek reçeteleri eşleştirmeleri yapılmaktadır.
The Populist’te hâlihazırda özel üretim 24 çeşit biranın içinden dönüşümlü olarak 10 tanesi konuklara sunuluyor. Mekândaki üç ayrı barda servis edilen biraların fermantasyon süresi 12-15 gün kadar.
Menü ise Amerikan mutfağı odaklı, 'street food' (sokak mutfağı) diyebileceğimiz içerikte: Etler, burgerler, kızartmalar… Özellikle cheeseburger, kokoreç pizzetta ve enginar dip favorim oldu. Tavsiyem, kalabalık bir grupla geldiğinizde ortaya seçenekleri alıp her şeyden tatmanız. Böylece mekânın lezzetleri ile tanışmış olursunuz.
Bu arada müzik etkinlikleri ile dikkat çeken mekân, farklı spor müsabakalarını izlemek için de oldukça ideal. Küçük bir tüyo; önümüzdeki Ekim’de bira festivali 'Oktoberfest' için özel bir etkinlik planlanıyormuş…
'Mekânın öyküsü var' duygusu...
bomontiada’nın avlusuna girdiğimde hissettiğim güçlü bir enerji vardı; sesi olmayan, adı konmayan… The Populist’in bahçesinde Lagranja Design’ın ortağı Tunga Baysal ve The Populist ekibi ile sohbet yemek ortamında keyifli ve eğlenceli bir zaman geçirdik. Oluşum konseptleri, yola çıkış hikâyeleri derken tasarım aşamasına geldik. Tunga Bey merkezi Barselona'da olan Lagranja Design’ın ortağı. The Populist ile buluşma ve çalışma şartlarını anlatmadan önce firmalarından bahsettik. Barselona, Hong Kong ve İstanbul'da şubeleri olan firma, tam bir tasarım cumhuriyeti… A'dan Z'ye en ince ayrıntısına kadar öyküden konsepte uzanan bir yolculuk kurguluyorlar. Mobilya, aydınlatma ve ürün tasarımını da bünyelerinde çözümlüyorlar.
The Populist’in avluya bakan geniş bir cephesi var. Alt kattaki tanklar korunarak restore edilmiş. Aslında mümkün olduğu kadar bütünü korumaya çalışılmış. Dokusu ve malzemesi ile… Hatta ortadaki döner merdivenin korkulukları fabrika zamanından kalan dokümanlarla kaplanmış. İlk gördüğümde çok etkilenmiştim. 'Mekânın öyküsü var' duygusu bende hâkim oldu.
Girişteki tankları fabrikanın ruhunu silmeden günümüz işleviyle konuklara yansıtmak projenin odağı adeta… Genel olarak malzemelerden eski ya da eskitilmiş olanlar tercih edilmiş. Bardaki seramikler el yapımı eskitme, yer döşemeleri ise eski kalaslarla hazırlanmış.
Yüksek tavanlı iki katlı olan mekân çeşitli bölümlere ayrılmış, insanı içine çekiyor. Alt kat ve üst kat ayrı konseptlerle tasarlanmış. Üst katta arkadaki küçük bar perdeyle ayrılıp özel davetlerde VIP salon olarak kapatılabiliyor. Orta alan kış bahçesi havasında, daha ailevi ve kalabalık dost grupları için ideal. Ve pek tabii teras ciddi bir cazibe noktası…
Tunga Bey genel olarak projeye başlarken 2-3 hafta kendi kabuklarına çekilip tasarımın ana hatlarını ve odak noktalarını belirlediklerini söyledi. Özellikle işverenden bağımsız bu dönem, özgün ve özgür kalmalarına yardımcı oluyormuş. Bu projede de aynı süreç işlemiş ve sonraki dönemde anafikir müşteri ile paylaşılıp ortak bir taban oluşturduktan sonra 6 hafta süren karşılıklı alışveriş ile son halini almış. Projede kullanılan mobilyalar da Lagranja'ya ait. Hatta burası için özel tasarlanıp üretilen sandalyeler daha sonra başka projelerde de kullanılmış.
Benim için en önemli izlenim, mekânın çok oyuncaklı ve eğlenceli olması… Bu da her geldiğinizde yeniden keşfetmenize sebep veriyor. Bana göre Lagranja’nın projeye her aşamada dahil olması ve çözümü kendi içinde üretebilmesi bu sonucu doğurmuş. Sonrası mı? Elbette keyfi bize kalıyor…
The Populist
A: Bomontiada-Tarihi Bomonti Bira Fabrikası / Birahane Sokak No: 1-D Şişli, İstanbul
T: (212) 296 20 34