New York'tan İstanbul'a: Spice Market by Jean Georges
E. Seda KAYIM / 05 Eylül 2008
İstanbul için konulan 'dünya lezzet odağı' hedefine 2010 telaşesi içinde daha da bir yoğunlaşılmışken, gün geçmiyor ki yeni bir gastronomi mekanı ile yüz yüze gelmeyelim. Bunlardan biri, dünyaca ünlü 'restaurant markası' "Spice Market by Jean Georges" oldu.
Spice Market'ın mimari detay ve kararlarına gelince... Mekanın ambiansını ahşap, kadife ve derinin samimi bir bileşimi olarak nitelendirilebilir. Restaurantın ilk katı, barı, rahat oturma grupları ve rahat yerleşimi ile bir tür ‘lounge' mekanı. Yemek öncesinde veya sonrasında belki bir içki yudumlamak ya da ‘snack bar' havasında menünün başlangıçlarından tatmak isteyenler için düşünülmüş bir hacim burası. Kargir yapının kalın taşıyıcı duvar kesitleri ve az açıklıklı strüktür kurgusunun hiç zorlanmadan avantaja dönüştürüldüğü bu ilk katta, oldukça hoş detaylar göze çarpıyor. Bunlardan birincisi, cepheye bağlı taşıyıcılar arasında kalan 2'ye 1'lik ara hacimlerin localar olarak düzenlenmiş olması. Bu aralığı tamamen dolduran geniş minderli oturmalar, belki önünüzde duran sehpaya erişiminizi çok rahat kılmıyor; ancak dinlendirici bir yerleşim imkanı sağlıyor. Ayrıca mekanın eklektik stili burada da kendini konuşturuyor; Osmanlı desenli, gri-mavi köşe minderinin üstünde parlak turuncu renkte, kübik desenli bir yastığa rastlıyorsunuz.Bu mekanda dikkat çekici bir başka çözüm ise, sirkülasyon alanı ile oturma alanını birbirinden ayıran büyük boyutlu kare planlı taşıyıcılara ilişkin... Hiç de küçük veya dar olmayan mekan, ancak orta girişe denk gelen kabul ve sirkülasyon dağılım mekanı ile ortada konumlanan bar ile düşey sirkülasyon elemanlarının etkisiyle tek boyutta uzayan kullanım alanlarına sahip. Bu alanların en ‘heybetli' elemanları olan kolonlar ise, hem mekana yansımalı ve ferah bir his vermesi hem de dekoratif anlamda işlemesi için ayna ile kaplanmışlar. Son derece alelade ve hatta kitsch olabilecek bu karar, mekana hakim olan bezemeli ahşap panellerin 5 cm'lik bir payla bu kolonun etrafını saran sabit paravanlara dönüşmesi ile çok şık bir etki yaratmış.
Cephe tarafında kalan duvar parçaları, mevcut yapının iç mekan karakteristiğini oluşturan harman tuğlası haliyle çıplak bırakılırken, volta döşeme altına tesisatı gizlemek suretiyle yine baklava kesimli ahşap panellerle kapatılmış. Anlar konuya şöyle açıklık getiriyor: "Mevcudu korumak amaçlı bir çalışma yapıldı. Günümüz estetik anlayışında teknik elemanların açıkta bırakılması yada hafif bir elemanla yarı görünür kapanması modern bir yaklaşım. Biz de eski yalı tavan bezemelerini şeffaf olarak yorumlayarak aynı tavrı devam ettirdik."
Spice Market'ın, giriş mekanının üstünde konumlanan bir kapalı yemek salonu, bir de W Hotel'in çatısına yerleşen terası mevcut. Bar arkasındaki ahşap rabıtanın yönelimini belirlediği üst yemek katına, yine açık ahşap bir merdivenle ulaşılıyor. Ahşap masaların örtüsüz olarak kullanıldığı salonda, bu kez kırmızı, sarı ve beyaz renkler hakim. Osmanlı baroğu desenli kırmızı duvar kağıtları, pratik kullanımından dolayı seçildiği belirtilen beyaz deri koltuk ve sandalyeler mekanın baskın elemanları. Koltuklar yemek ergonomisine son derece uygun seçilmiş. İlk bakışta loş bir etki yaratan genel aydınlatma ise, buranın bir gastronomi mekanı olduğu unutulmadan, profesyonelce düzenlenmiş; hem bu yumuşak ışık altında gözleriniz yorulmadan saatlerce vakit geçirebiliyor hem de çevrenizdeki tüm detayları seçip gözlemleyebiliyorsunuz. Dahası, önünüzdeki yemeği görmenizi sağlayan noktasal ışık kaynaklarında çok yaygın bir hataya düşülmeyip, yürüdüğünüz zemini karanlıkta bırakmasına izin verilmemiş.
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın