İstanbul için konulan 'dünya lezzet odağı' hedefine 2010 telaşesi içinde daha da bir yoğunlaşılmışken, gün geçmiyor ki yeni bir gastronomi mekanı ile yüz yüze gelmeyelim. Bunlardan biri, dünyaca ünlü 'restaurant markası' "Spice Market by Jean Georges" oldu.
Spice Market'ın terası, manzara meraklıları için doyurucu bir mekan elbette değil. Ancak mimarlık veya yapı sanatı ile ilgilenen kimseler, burada da bir ‘manzara'nın varlığından rahatlıkla söz edebileceklerdir. W Hotel'in içine yerleştiği geç Osmanlı yapısının temiz restorasyonu ilgilileri uzunca süre meşgul edebilir. Bunun dışında belki bir olumsuzluk şu: Restaurantın terasında genellikle hakim olan yoğun rüzgar, yaz aylarında bile yemek sırasında sıkıntı yaratabiliyor. Belki bu konunun da mimari çözümlerle önüne geçilmeye çalışılabilirdi.
Spice Market'ın mimari çözümlerine yönelik bir diğer eleştiri de, ses kaynakların yerleşimine ilişkin. Mekanda ses dengesi, eşit dağıtılmış kolonlar sayesinde çok optimal bir düzeyde; bas kalitesi oldukça iyi. Ancak bu, hoparlörlerin konumunda göze çarpan eğretiliğe bir telafi oluşturmuyor. İç mekanı uzunlamasına geçen duvarların üst döşeme ile birleştiği noktalara belli aralıklarla kondurulmuş kolonlar, standart geometri ve renkleriyle avangard mekanın içinde bir miktar sırıtıyorlar.
New York'taki lokantası ile sınırlı sayıdaki üç Michelin yıldızlı şefler arasına girmiş olan Jean Georges Vongerichten'ın mutfağını eleştirmek, her yiğidin harcı değil. Burada, sürprizli bileşimleri, tanıdık tatların yepyeni ve alışılmadık sunumları ile başından sonuna mest olacağınız bir tür ziyafetten bahsediyoruz. Üzerine çokça yazılıp çizilen menünün içeriği, Asya odaklı bir mutfağı eğip bükerken bir yandan da listesine yeni yöresel alışkanlıkları ekliyor. Vongerichten'ın Spice Market İstanbul için tasarladığı közlenmiş patlıcanlı ve limonotlu mantı, işte böyle bir şey... Arman Kırım, bu spesiyalite üzerine şunları söylüyor: "Bizim memleketin çok bilenleri "Osmanlı mutfağına el sürdürtmem" diye diretedursun, bir Fransız şef bizim en basit bir yemeğimize ne kadar güzel ve farklı bir dokunuş getiriyor! (...)mantı gerçekten çok farklı ve bence Türk aşçıları için ibretlik."
Unutmadan, bir uyarı bir de hatırlatma: Baştan aşağı bir tasarım ve uluslararası marka değeri taşıyan Spice Market by Jean Georges'da yemek yemeye niyetlendiyseniz, servislere dikkat edin! Gözü okşayan organik tasarımları ile çatal-bıçak takımları çok keyifli olsa da, maalesef kullanım ergonomisine sahip değiller. Özellikle çok kısa sapı ve eli yoran ağırlığı ile bıçak, size en başlarda zor anlar yaşatabilir. Ama tüm bunlar, aslında bir tür "kadı kızı" hikayesini de çağrıştırabilir. Çünkü Spice Market'ta dekorasyondan atmosfere, gastronomiden hizmete her şeyin dört dörtlük olduğunu söylemek, abartı sayılmayacaktır. Buna, ayrılmadan önce mutlaka uğramanızı tavsiye edeceğimiz, muhtemelen mest olup çıkmak bilmeyeceğiniz tuvalet hacimleri de dahil olacaktır.