Türkiye'de Küresel Bir İtalyan: Pastarito

E. Seda KAYIM / 06 Şubat 2009
Küresellik iddiası taşıyan bir kent olarak İstanbul'un "amacına hizmet eden" gastronomi olanaklarına bir diğer örnek; uluslararası İtalyan mutfağı zinciri Pastarito'nun şekli/şemali ve elbette lezzetleri, Mimarın Göbeği'nin bu ayki malzemesi.
Pastarito'nun şarap şişesi şeklindeki tuzlukları, muhtemelen lokantanın "label item"ı; yani buradan ayrıldıktan sonra en kuvvetli şekilde hatırlayacağınız, mekan ile doğrudan özdeşleştireceğiniz tasarım nesneleri... Sebeplerinden biri, dikkatli gözlerin bile bu tuzlukları her masaya itinayla yerleştirilmiş ikramlar olarak algılamasından geçiyor. Öte yandan bunların birer tuzluk olduğunu keşfedişiniz ve kullanmanız arasında geçen süre, Pastarito deneyiminizin esprili bir parçası haline geliyor. Belki pek de zarif sayılamayacak bu küçük tasarım detayı, lokantanın diğer servis malzemeleri ile karşılaştırıldığında çok daha fazla anlam ifade ediyor. Salaş ama çok özel bir Akdeniz lokantasında – kısaca "trattoria"larda- rastlanabilecek türden, biraz kaba ama "casual" görünümlü şarap bardakları için de benzer şeyler söylenebilir. Ancak belirtilmeli ki, ziyaretçinin gözleri kullanılan diğer tüm servis elemanları arasında çok daha imtinalı bir uyum ve bütünlük arıyor. Belki de bu işin sırrı, aslında gerçek bir "trattoria"da değil, Akaretler'de üst sınıf hizmet iddiası taşıyan bir restaurantta olduğunuz bilincinden geçiyor. Sonuç olarak Pastarito'nun atmosferi sizi bu denli alıp götüremeyebiliyor.



Kim bilir; tüm bu çıkarımlarda şunun da etkisi olabilir: Böylesi "yerel" bir atmosferi bir mekan içinde Türkiye'ye taşımayı hedefleyen restaurantta yöresel İtalyan müzikleri yerine modern pop klasiklerinin soft-caz versiyonlarını dinlemek, ziyaretçiyi biraz ukte içinde bırakıyor.

Ne var ki Pastarito Akaretler'e ait mekanın bir özelliği, bu lokantayı gerçek bir tercih noktası haline dönüştürebiliyor. Şimdilerde kış bahçesine dönüştürülen, yazın ise hem açık havada hem de keyifli bir mimari mekanda yemek yemek ve vakit geçirmek isteyenler için ideal bu iç avlu / bahçe, Akaretler Evleri'nin dış cepheleri ve ağaçlarla çerçevelenmiş oldukça keyifli bir alan. Özellikle çocuklu aileler için sunulan çok sayıda alternatif –DVD izleme, yiyecek sıkıntısı çekenler için çilekli risotto seçeneği böylesi espriler, iyi tasarlanmış bir bahçeyi servis ve sunum açısından daha da çekici hale getiriyor.

Tüm bu tatlı-ekşi yorumları bir kenara bırakır ve "Ben ağzımın tadına bakarım" diyenlerdenseniz, Pastarito'nun sizi hiçbir koşulda hayal kırıklığına uğratmayacağını garanti edebiliriz. Pastarito hiç kuşkusuz bir füzyon lokantası değil; burada İtalyan yemeklerinin revize edilmiş, müthiş çarpıcı ve yenilikçi yorumlarının yemeyeceksiniz. Ancak restaurant size başka bir şey vadedecek: Gerçek, usturuplu ve lezzetli geleneksel İtalyan lezzetleri... Lokantanın İtalyan şefleri Gianluca Colella, Francesco Dini ve Türk koordinatör İrfan Bursalıoğlu tarafından hazırlanan menü, yalnız etnik İtalyan mutfağı değil Türk mutfağı da göz önüne alınarak, Türk damak zevki detaylarıyla sentezlenmiş bir örnek olma iddiası taşıyor.


Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :