Nişantaşı'nda Reasürans Pasajı'nın üst sokağında konumlanan Zazie's, incelikli iç mimarisi ve İtalyan - Fransız mutfağından lezzetli seçkiler sunan mutfağıyla mimar ve mimar adayları için keyifli bir haftasonu durağı.
Zazie, küçük bir kız çocuğu. Aynı zamanda bir ilham perisi. Nişantaşı'nda Reasürans Pasajı'nın bir üst sokağı olan Atiye Sokak'tan içeri girdiğimizde sürekli onu görüyoruz. Üzerinde dostça gülümsediği sokak tabelasından başlayarak cam kapıda, tebeşirle çizilmiş figürleriyle kara tahta üzerinde, sonrasından tabaklardan bardaklara, peçetelerden kültablalarına kadar her yerde gözümüze çarpıyor. Zazie, aslında Zazie's restaurantın ilham perisi. Bu perinin dokunuşları, hakkında yazılmış bir öyküyle restaurantın menüsünden başlayarak, bir yeme-içme mekanının konsept figürü ve fikrini oluşturmasında bulunabilir. Fakat Zazie'den ziyade başka ilham perileri var bu mekanın. İşletmenin sahibi Aktuğ Birinci ve ortağı Cemal Hünal ile annesi Vicki Hünal 'ın sıfırdan yarattıkları Zazie's, yaratıcılarının dilek ve öngörülerinin hakkını veren bir mekan olarak karşımıza çıkıyor. Sıcak ve avrupai bir ortam yaratma kaygısıyla açılan gerçek bir yiyecek – içecek mekanı olarak düşünülen restaurant – bar, bu istekleri karşılamış gözüküyor.
İşletmeci Aktuğ Birinci, Zazie's için belirledikleri özellikleri şöyle sıralıyor: Yemek kalitesi, atmosfer keyfi, iyi servis ve uygun fiyat. Bu hedeflerini şu ana kadar gelen müşteri eleştirileri bağlamında gerçekleştirebildiklerini belirten Birinci, mekanın sahip olduğu ‘aile' atmosferini ise açacakları mekana daima ‘biz olsak ne talep ederdik ' gözüyle bakmalarına bağlıyor. 6 ay gibi kısa bir sürede oluşan kemikleşmiş müşteri kitlesini de buna bağlamak mümkün.
Renk, Işık ve Doku Zenginliği
Mekanın atmosferini genel anlamda değerlendirdiğimizde, Zazie's in belki çok yenilikçi olmayan fakat usturuplu olarak nitelendirebileceğimiz mimari detaylara sahip bir yer olduğunu görebiliyoruz. Restaurantın ön mekanında bir bar bankosu ve kalabalık gruplar için düzenlenmiş iki oturma grubu bizi karşılıyor. Genel hatlarıyla yumuşak kahve tonlarında dekore edilmiş bu mekan, uzunca bir sirkülasyon hattı ve bir bar oturması gurubuyla arkadaki çoklu oturma mekanına bağlanıyor. Bu ara mekan, ön ve arka yemek odaları beyaz alçı pervazlar ve beyaz duvar kağıtları yla kontrast oluşturuyor ve yer yer yerleştirilmiş aynalarla dar alanının aydınlık seviyesini yükseltiyor. Geçişlerde kullanılan profilli alçı pervazlar mekanın tamamında bütünsellik sergilerken, aslında bir apartman dairesi olarak tasarlanan mekanın sık duvar boşluklarını dekoratif amaçlı kullanmakta başarılı oluyor.
Arka oturma mekanında, dokulu duvar kağıtları, meşe parke yer kaplaması, benzer tonlardaki çeşitli büyüklükte masalar ve imitasyon deri ile kadife kaplı oturma elemanlarıyla kahve tonlarının yoğunluğu korunuyor. Bu koyu renkli baz renk, yine beyaz alçıyla yapılmış ‘coach' üstü duvar pervazları yardımıyla bir nebze olsun kırılmış. Servis zamanında masaları süsleyen ‘Zazie'li beyaz servis takımları -ki bir işletmenin marka değerini ne denli önemsediğini gösterdiği için de kayda değer- ve şamdan olarak kullanılan dev cam vazolar la ışık yansımalarını lehine kullanmayı başarıyor.
Restaurant, dar oturma alanına rağmen masalar arasında rahat geçişlere sahip. Yalnızca geniş pencereli ön cephenin eşlik ettiği giriş mekanında göze çarpan sıkışıklık, büyük grupların bir arada oturmasına olanaklık ederek ‘sıcak' bir ortam yaratma adına problemli gözükmüyor.
Arka yeme – içme mekanında, kahve ve beyazlara canlılık getiren büyük enginar, pırasa, avokado gibi yeşil sebze boyamaları dikkat çekici. Ancak pencerelere iliştirilmiş beyaz – lacivert çizgili kumaş store'lar eğreti duruyor.
Mekanın, dar bir çiçekliğin sarmaladığı bir alt katı da mevcut. Kalabalık organizasyonlara da ev sahipliği yapan bu alt kat – kış bahçesini camekanla kapatılmış yan cephesinden üst bahçeye bağlayan ışıklandırılmış ahşap merdiven , işlevselliği dışında dekoratif olma özelliği de taşıyor.
Mekan aydınlatması, bir yiyecek – içecek mekanı için kuşkusuz hayati bir önem taşıyor. Zazie's in bu konuda gayet başarılı olduğunu söylemek mümkün. Kullanılan gömme fluorasan lambaların yaydığı güçlü sarı ışık, mekanın sıcak atmosferine katkı sağlarken, aydınlık seviyesi olarak da optimum özellikler taşıyor. Yalnızca, tek bir bağlantı kordonuna asılmış siyah epoksi boyalı aluminyum aydınlatma elemanlarının özenle seçilmemiş olduğunu söylemek gerekiyor.
Zazie's in ortaya koyduğu iç mimari başarısına denk düşmeyen tek özelliği havalandırması. Alt katta konumlanan yarı açık mutfak yüzünden daha titizlikle ele alınması gereken havalandırma sistemi, yine de müşteriye çok sıkıntılı anlar yaşatmıyor.
Küçük Detaylarla Büyüyen Mekan
Restaurant, ağırlıklı olarak fransız ve italyan mutfaklarından uzak doğu ezgili seçkiler sunuyor. Yemek kültürüyle de yakından ilgili olan Vicki Hünal'ın restaurant şefi Hakan İnce ile ortaklaşa derlediği menü, sınırsız seçenek sunmamakla birlikte içeriğinin hakkını veriyor. Şüphesiz Zazie's in mimarisi ve yemekleriyle gerçek bir denge kurmasının sırrı burada.
Africana – Latin ağırlıklı chill-out müzik eşliğinde deneyimlenebilecek Zazie's lezzetleri arasında soğan çorbası, ev yapımı sulu soğuk rozbif , ithal peynir ve salam tabakları ve Zazie's seçkilerinden makarnalar bulunuyor. Fakat bununla da kalmıyor. Milano'da hamur açma teknikleri konusunda eğitim gören mekan sahibi Aktuğ Birinci, pizzalar konusunda da iddialı. ‘İstanbul'da yenebilecek en iyi pizzayı sunuyoruz' diyen Birinci, geniş ve ilginç pizza menüsüne dikkat çekiyor.
Haftanın her günü açık olan Zazie's, özellikle akşam 8'den sonra doluyor. Sunduğu yemek ile sunulduğu mekanın uyumuna dikkat eden, mimarlık alanında çığır açmayan fakat özenli detay zenginliği ile mimarlık ürününde kalite kadar özgünlüğün de kadar önemli olduğunu bize hatırlatan bir gastronomi noktası Zazie's. Yolu Nişantaşı'na düşen ve düzgün kotarılmış yemekler yemek isteyenlere tavsiye ederiz.