Konrad Hirschler'in, "İstanbul’un Ötesinde Kitapseverlik: Cezzâr’ın On Sekizinci Yüzyıl Akka Kütüphanesi" başlıklı sunumuyla konuk olacağı "Yavuz Sezer Anma Konuşmaları" 2 Aralık 2022 tarihinde ANAMED Oditoryumu'nda yapılacak.
Cezzâr Kütüphanesi, Osmanlı Saida Vilayeti Valisi Cezzâr Ahmed Paşa (ö.1804) tarafından kuruldu. Napolyon’un ordularını mağlup etmesi ve Akka’nın kentsel topografyasını değiştirecek devasa inşaat projeleri ile tanınan Cezzâr Ahmed Paşa’nın kütüphanesi şu ana kadar çok araştırılmadı. Ancak, kitap koleksiyonu, gücünün ekonomik ve idari merkezinde muhteşem bir cami ve medrese külliyesi olarak, uzun süren yönetiminin en belirgin ve uzun süren parçasıydı. Osmanlı’nın kültürel merkezinde bulunmasa da Cezzâr Kütüphanesi, İbnü’n-Nedîm’in (ö.995) kaynakça çalışması el-Fihrist’in en önemli nüshası dahil 1800’den fazla antik el yazması eser içeriyordu.
Cezzâr Ahmed Paşa’nın kütüphanesine ait el yazması eserlerin uzun yıllar Chester Beatty, Princeton ve Berlin gibi dünyanın belli başlı kütüphanelerinde korunduğu biliniyor. Ancak, Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde 1801 kütüphane envanterinin yakın zamanda ortaya çıkması, Osmanlı vilayetlerinde o dönemde gerçekleşen en önemli kültür projelerinden birinin incelenmesine önayak oldu. Bölgenin siyasi ve entelektüel tarihinin önemli kesişme noktalarında bulunan kütüphane, on sekiz ve on dokuzuncu yüzyılların kitap ve bilgi ekonomileri dünyasında gerçekleşen süreklilik ve değişimleri temsil ediyor.
Akif Ercihan Yerlioğlu'nun moderatörlüğünde düzenlenen etkinlik ANAMED Oditoryumu'nda gerçekleşecektir. 2 Aralık 2022 Cuma günü saat: 18:00'da başlayacak etkinlik ücretsizdir ve kayıt gerekmemektedir. Etkinlik dili İngilizcedir, Türkçe simultane tercüme yapılacaktır.
*
Konrad Hirschler Hakkında
Konrad Hirschler, Universität Hamburg’da (Centre for the Study of Manuscript Cultures) Orta Doğu tarihi profesörüdür. Daha önce de SOAS (Londra) ve Freie Universität Berlin’de Orta Doğu tarihi profesörü olarak görev yaptı. Son yıllarda da öncelikle okumanın tarihi, kitap ve kütüphaneler konularında, maddi kültüre odaklanarak çalıştı. A Monument to Medieval Syrian Book Culture, Medieval Damascus: Plurality and Diversity in an Arabic Library, The Written Word in the Medieval Arabic Lands ve Medieval Arabic Historiography gibi ödüllü kitapların yazarı, Owning Books and Preserving Documents in Medieval Jerusalem ve Muʾallafat Yūsuf b. Ḥasan Ibn ʿAbd al-Hādī ’nin eş yazarı ve The Damascus Fragments ve Manuscript Notes as Documentary Sources eserinin editörlerinden biridir.
Moderatör
Akif Ercihan Yerlioğlu, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde doktor öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Doktorasını Harvard Üniversitesi’nin Orta Doğu Çalışmaları ve Tarih programında tamamlamıştır. Ayrıca Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji bölümünden lisans ve Klinik Psikoloji bölümünden yüksek lisans derecelerine sahiptir. Yerlioğlu, araştırmalarında on yedinci ve on sekizinci yüzyıl Osmanlı tıp söylemlerine, özellikle de tıbb-ı cedid (yeni tıp) olarak adlandırılmış olan yeni fikir ve uygulamalara odaklanmakta, erken modern Osmanlı alimlerinin tıp metinlerini ve tıp piyasasında devlet ile hekimler arasındaki etkileşimleri analiz eden kapsamlı bir yaklaşım izlemektedir. Yerlioğlu'nun araştırmaları daha önce Mahindra Humanities Center, Gerda Henkel Stiftung, American Research Institute in Turkey (ARIT) ve Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi gibi prestijli kurumlar tarafından desteklenmiştir.
Yavuz Sezer Anma Konuşmaları
Bu konuşma serisi, erken kaybettiğimiz arkadaşımız ve meslektaşımız Yavuz Sezer’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenmektedir. Yavuz Sezer, tarihe tutkuyla bağlı ve çok yönlü bir akademisyendi. Onsekizinci yüzyıl İstanbul kütüphaneleri üzerine yazdığı doktora tezi, mimarlık tarihi, şehir tarihi ve kitap tarihi alanlarını başarıyla bir araya getirmişti. Yazılarında ve konuşmalarında Osmanlı tarihi ve mimarisine duyduğu derin sevgiyi hissetmemek mümkün değildi. Şehir tarihine duyduğu özel ilgi sayesinde, İstanbul kütüphanelerinin şehrin sosyal hayatına entegre edilme sürecini canlı bir biçimde anlatmış ve bu yeni mekanların yeni kültürel anlamlar kazanma serüvenine ışık tutmuştu. Kütüphanelerin tarihi onun çalışmalarında Osmanlı okuyucularının düşünsel dünyalarına açılan bir pencere olarak da özel bir anlam kazanmıştı. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED), Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü ve Yavuz Sezer’in Arkadaşları tarafından organize edilen Yavuz Sezer Anma Konuşmaları, Yavuz Sezer’in mekanlar, insanlar ve düşünceleri biraraya getiren bu çok katmanlı bakışını sürdürme amacını taşıyor. Bu amaç doğrultusunda, her yıl mimarlık tarihi, şehir tarihi veya kitap tarihi alanlarında önemli katkılar yapmış bir tarihçiyi konuk etmeyi planlıyoruz. Dr. Sezer’in materyal ve sosyal-düşünsel yönleriyle kültür tarihine bütüncül yaklaşımını sürdürecek bu tartışmalar ve karşılaşmalar vesilesiyle, onun düşünsel mirasını yaşatmak gayesindeyiz.
Yavuz Sezer Hakkında
Yavuz Sezer, 13 Eylül 1979’da Bakırköy’de doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarını İstanbul’un Kocamustafapaşa semtinde geçiren Sezer, 1997 yılında Vefa Lisesi’nden mezun oldu. Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nde yaptı, 2005 yılında aynı bölümde yüksek lisansını tamamladı. Doktora çalışmalarına 2008 yılında MIT’nin (Massachusetts Institute of Technology) “Sanat ve Mimarlık Tarihi ve Eleştirisi” (The History, Theory and Criticism of Architecture and Art Group) programında başladı. Bu programı 2016 yılında, “The Architecture of Bibliophilia: Eighteenth-Century Ottoman Libraries [Kitapseverliğin Mimarisi: Onsekizinci Yüzyıl Osmanlı Kütüphaneleri] ” başlıklı teziyle tamamladı. Son derecede başarılı olan bu tezin kitap olarak yayınlanması yönündeki hazırlıklar halen devam etmektedir. Yavuz Sezer, 2013 yılından 2021 yılına kadar İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nin öğretim kadrosunda yer almış, burada şehir, kültür, ve mimarlık tarihi alanlarında binlerce öğrenciye eğitim vermiştir. Yavuz Sezer’in Covid-19 salgını nedeniyle 24 Mart 2021 günü aramızdan erken ayrılması şüphesiz yalnızca yakınları için değil, öğrencileri, meslektaşları, ve tarih disiplini için büyük bir kayıp olmuştur. Sezer’in ilgi alanları, doktora tezini yazdığı Osmanlı mimarisi alanıyla sınırlı değildi, kendisi okuma tarihi ve düşünce tarihi, şehir tarihi (özellikle İstanbul tarihi) alanlarındaki yazı ve konuşmalarıyla da bilinmekteydi.