Nuri Kuzucan'ın farklı anlayış ve disiplinlerle kendini ortaya koyan altı sanatçı dostu ile “Açık Mekan 2” başlıklı sergisi 17 Ekim 2020 tarihine dek Galerist'te görülebilir.
Galerist’in temsiliyetine katılan sanatçı Nuri Kuzucan, galerideki ilk sergisi olan 'Açık Mekan 2’de gerek ortaya koyduğu yapıtları gerekse serginin ürettiği zaman ve mekana davet ettiği isimler üzerinden, bir tür tarafsız plastik alan yaratabilmenin olanaklarını sınıyor. Sergiye yapıtlarıyla (alfabetik olarak) Suat Akdemir, Ali Kazma, Nuri Kuzucan, Sinan Logie, Seçkin Pirim, Kemal Seyhan ve Canan Tolon katılıyor.
Kuzucan'ın farklı anlayış ve disiplinlerle kendini ortaya koyan altı sanatçı dostu ile giriştiği projesinde, aynı anda hem sessiz, hem de sustukça kendi tınısını üreten yapı(t)lar, sergide birbirleri ve izleyenlerle verimli bir münazara içine girerek bağımsız ve çok sesli bir zihin ve eylem uzayı ortaya koyuyor.
Suat Akdemir, sergide yer alacak 2006-2020 tarihli tekil ve çoğul yapıtıyla, eserin hafızasını optik, otobiyografik ve yapısökümcü bir tavırla Kuzucan'ın 'Açık Mekan'ına gönderiyor. Akdemir'in çalışması, DaDa akımından Rus yapısökümcü anlayışına ve oradan Fluxus'a uzanan çağrışımlarıyla sanat tarihsel manâda da ilgi çekiyor.
Ali Kazma, sergiye Kaligrafi, 2013 ve Press, 2019 isimli çalışmalarıyla katılıyor. Kazma, Kuzucan'ın eserleri üzerine konuşurken, "Mekan açılır, kapanır, genişler, kırılır. Baktıkça değişir. Dünyayı tecrübe etmenin sayısız farklı olasılıklarını hatırlarsınız tekrar," ifadesini dile getiriyor.
Yapıtlarında geometrik biçimlerin mekân ve algı ile ilişkisini tartışmaya açan Sinan Logie, 'Açık Mekan 2'ye 2020 tarihli son çalışması ile dahil oluyor. Sanatçı, daha önceki işlerinde karakteristik olan temel formlara bu kez, su ve mürekkep kullanarak, hem doldurduğu hem de yeniden boşalttığı şeffaf hacimlerle müdahalede bulunuyor. Logie böylece eserlerinde sürekli tartışmaya açıp yorumladığı kütleleri görünür hale getirerek sergideki diğer eserlerle diyaloğa sokuyor.
Seçkin Pirim, eser üretim sürecinde yolları kesişen Kuzucan'ın süreç ve sonuç hakkındaki değerlendirmesine kayıtsız kalmayarak, sergiye Sonuçlanan Süreç isimli iki çalışmasıyla katılıyor. Eser; yapıtın önü, arkası, içi ve dışı gibi fiziksel ve kavramsal sınırları tartışmaya açıyor.
Projeye iki çalışmasıyla eşlik eden Kemal Seyhan, 1992 tarihli tuval üzerine grafit malzeme yapıtına geri dönüşte bulunduğu müdahale ile, ilgili eserin 2016 yılında taşıyıcısından sökülüp, katlanılması ardından geçirdiği plastik ve kavramsal evrime işaret ediyor. Seyhan bu durumu melankoliyle tabir ederken, “olan, tuvalin içine katlanırken, yarattığı mekana sahip çıkması sonucu bir tür heykele, hafıza nesnesine dönüşmesi,” ifadesini kullanıyor. Eser, Seyhan'ın nezdinde bakmakla hatırlamak arasındaki sınırı şeffaflaştırıyor.
Yaşamı ve çalışmalarını San Francisco ve İstanbul arasında sürdüren ressam Canan Tolon ise, mimarî ve algısal çok yüzlülüğe yatkın ve perspektifi sorgulayıcı özgün yapıt üretim tarzını 'Açık Mekan 2'deki çalışmalarla buluşturuyor.
Kuzucan'ın 'Açık Mekan' başlığı ile 2004'ten bu yana inşa haline aldığı, diyalektik bir paradigmaya sâdık olduğu söylenebilecek uzayı, kendi kendinin klostrofobisini sorgulayan, onu içeriden yeniden özgür kılabilmeyi arzu eden bir imge pratiği kolektifi olarak da tariflenebiliyor. Çalışmalarına yaklaşık iki yıldır devam edilen proje, dünya ve insanlığın yakın dönemde maruz kaldığı Covid 19 - Coronavirüs’ün yol açtığı küresel epidemi sebebiyle gerek sanal, gerekse fiziksel ve kavramsal uzam ve bağlamlarda ortaya çıkan varlık ve hiçlik tartışmalarına da, kaotik bir rastlantısallık içinde çok boyutlu yorumlar getiriyor.