"ZİP-ŞEHİR / Karma Kullanımlı Yapılar ya da Kent İçinde Pseudo-Kent"

mimarizm.com / 27 Mart 2012
"ZİP-ŞEHİR / Karma Kullanımlı Yapılar ya da Kent İçinde Pseudo-Kent"

VitrA ve Türk Serbest Mimarlar Derneği'nin (TSMD), çağdaş mimarlıkta bellek oluşturulmasına katkıda bulunmak amacıyla geliştirdiği VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi, projenin tartışma platformunu oluşturan panel serisiyle devam ediyor.

İlki, 7 Mart'ta İstanbul'da gerçekleştirilen "YERSİZLER / Aktörleri, kullanıcıları ve eleştirmenleri ile bir AVM tartışması" panelinin ardından ikinci panel; "ZİP-KENT / Karma kullanımlı yapılar ya da kent içinde pseudo-kent" başlığı ile 10 Nisan Salı günü, 15:00-17:00 saatlerinde Kayseri, Erciyes Üniversitesi, Sabancı Kültür Merkezi'nde düzenlenecek.

Mimar Nil Aynalı'nın moderatörlüğünü üstlendiği panele; Beyhan Bolak (Melikşah Üniversitesi Mimarlık Bölümü Başkanı), Ertun Hızıroğlu (ERA Mimarlık ve Şehircilik), Sermin Özgün (Multi Development Türkiye, Tasarım Direktörü), Ali Osman Öztürk (A Tasarım Mimarlık)ve Atilla Yücel (MArS Mimarlar) konuşmacı olarak katılacaklar.


Moderatör Nil Aynalı'nın panele ilişkin tematik açıklaması şöyle:

"Vitra Çağdaş Mimarlık Dizisi (VÇMD)'nin ilk kitabı "Ticari Yapılar", Türkiye'de 2000 yılı sonrasında üretilmiş alışveriş merkezleri, karma yapılar, ofisler ve ticari sergileme yapıları içerisinden bir seçki sunuyor. Seçki, belli bir mimarlık anlayışını örneklemekten ya da bir tür "en iyi binalar" koleksiyonu yapmaktan ziyade, Türkiye'deki güncel mimarlık üretimini tüm çeşitliliğiyle ortaya koymanın peşinde.

Bu dizinin bir parçası olarak düzenlenen VÇMD Ticari Yapılar Panel Serisi'nin amacı, kitapta yer alan yapılardan seçilen örnekleri; onları sipariş eden, tasarlayan, tasarımını yönlendiren ve kullananlar ile ona maruz kalan, hakkında düşünce üreten ve değerlendiren kişiler/aktörler ile birlikte masaya yatırarak ‘anlama'ya çalışmak. Bu bağlamda gerçekleştirilecek panellerin her biri, ele alınan örnek üzerinden mimarlık pratiğinin ekonomik, sosyal ve politik mekanizmalara sıkıca eklemlenmiş, aracılığını mimarın yaptığı kolektif bir ürün olduğunu su yüzüne çıkarmak ve bu gerçeklik içerisinden yapıyı tekrar okumak, problematize etmek ve belki de belli noktalarda yapının fiziksel varlığını gözden kaybedip, yapıyı ortaya çıkaran koşulların kendisini ve giderek içinde nefes aldığımız dünyayı sorunsallaştırmak için de bir fırsat.

10 Nisan 2012 tarihinde Kayseri'de gerçekleştirilecek olan ikinci panel "ZİP-ŞEHİR / Karma kullanımlı yapılar ya da kent içinde pseudo-kent" adını taşıyor. Karma kullanımlı yerleşkeler (mixed-use developments), kenti her biri kendi içinde homojen işlevlere sahip bölgelere ayıran modernist kent tahayyüllerine muhalif bir model olarak ortaya çıktı. Bu karşı hareketin öncülerinden Jane Jacobs, 1961 tarihli"Büyük Amerikan Şehirlerinin Ölümü ve Yaşamı" kitabında konut, ofis ve ticaret bölgelerinin birbirinden ayrı zonlar olarak tasarlandığı ve parçalar arası ulaşımı sağlayan otobanların kente hakim olduğu planlama anlayışına karşı, odağına sokak yaşamını alan bir kentsel çevreyi savunuyor, farklı işlevlerin ve yapı tiplerinin bir aradalığının aynı bölgede yaşayan sosyal gruplar arasındaki çeşitliliği arttıracağını ve kent yaşamının canlılığını da ancak buna borçlu olduğunu söylüyordu. 50 yıl sonra bugün kentlere baktığımızda bir tarafta sokak hayatına kapalı alışveriş merkezleri, kapısında güvenlik görevlilerinin beklediği kapalı-kapılı siteler, uyku adalarına dönüşmüş konut alanları ya da gece ölü hale gelen ofis ve üretim alanları ile karşı karşıyayız. Diğer tarafta ise büyük parseller üzerine konuşlanan karma kullanımlı gayrimenkul projeleri, içinde konut, ofis, sosyal tesisler, alışveriş birimleri ve eğlence alanlarını bir arada bulabileceğimiz yeni ‘yaşam merkezleri' öneriyor.  Bazen kent merkezi dışında bir yerleşke, çoğu zaman da kentin ortasında bir megablok olarak ortaya çıkan karma kullanımlı yapılar,  bir yatırım aracı olarak da rağbet görüyor. Peki, bu tipolojinin potansiyelleri neler? Karma yapılar, kentlerin korkulu rüyası haline gelen işlevsel ve sosyal segregasyonun önüne geçebilecek, farklı sosyal sınıflara mensup kentliler tarafından kullanılabilen alanlar haline gelebilecek mi? Yoksa kentte bulunan fonksiyonların neredeyse tümünü barındırma iddiasındaki buzip-şehirler, kentsel hayatın olumsallığının getirdiği canlılığa ulaşamayan pseudo-kentler olarak mı var olacak?

Türkiye'nin çeşitli kentlerinde inşa edilen Forum AVM'ler, gerek mekansal kurgusu, gerekse barındırdığı işlevlerin çeşitliliği sebebiyle bir tür ‘sıkıştırılmış kent' imgesini üretiyor. Panelde, karma yapılar kentsel dinamiklere dönük sorular eşliğinde tartışmaya açılırken, VÇMD kitabında yer alan Forum İstanbul ve onun Kayseri'deki muadili Forum Kayseri'nin, Türkiye'deki farklı örnekler ile birlikte ele alınması planlanıyor."


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :