Evliya Çelebi 17. yüzyılda yazdığı “Seyahatname” adlı eserinde Gaziantep’ten şöyle bahsediyor: “Bu kenti anlatmaya ne dil, ne de kalem yeter. Dünya yüzünden geniş bir kenti, göz alıcı büyük yapıları, her yerden aranan eşyaları, birçok mezraları, bolluk ve verimliliği, bitimsiz yiyecek ve içecek pınarları, ırmaklarıyla burası ‘şehr-i Ayıntap-ı cihan’ yani dünyanın göz bebeği bir kenttir.”
Şire Han
Geçmişte “dünyanın göz bebeği” olarak tanımlanan Gaziantep, hızlı büyümenin olumsuz etkileriyle, uzun yıllar göz ardı ettiği tarihi mirasına yeniden sahip çıkmaya başlamış. Kaderine terk edilen pek çok tarihi eser restore edilerek yeniden yaşam bulmuş. Son yıllarda ardı ardına gerçekleştirilen ve kentin geçmişini aydınlatan sıra dışı pek çok proje, Gaziantep’e çok şey katmış.
Kültür Yolu
Gaziantep’in merkezini oluşturan ve ağırlıklı olarak Gaziantep Kalesi çevresinde yoğunlaşan tarihi bölgede geçtiğimiz yıllarda hayata geçirilen Kültür Yolu Projesi, kentin çehresini değiştirdi. Gaziantep Belediyesi tarafından uygulanan Kültür Yolu Projesi, sadece kentin çehresini değiştirmekle kalmadı aynı zamanda kente değer kattı. Yakın zamanlara kadar kentin tarihi dokusu oldukça hırpalanmış ve yeni yapılaşmanın arasında kaybolmuş durumdaydı. Ancak son yıllarda hayata geçirilen Kültür Yolu Projesi sayesinde hem tarihi eserler restore edildi, hem de çevreleri açılarak eserlerin ortaya çıkması sağlandı. Kültür Yolu olarak belirlenen güzergah üzerindeki 18 han, 10 cami, 4 han, Mevlevihane ve pek çok tarihi konak restore edilerek birer mücevher gibi ortaya çıkarıldı. Bu yapılardan bazılarına yeni işlevler kazandırılarak turizmin hizmetine açıldı.
Gaziantep Kalesi
Kültür Yolu
Mevlevihane
Müze Kentin Müzeleri
Zaten muhteşem bir açık hava müzesi görünümünde olan Gaziantep, birbirinden ilginç müzelere de ev sahipliği yapıyor. Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi’nde bilgilendirme panoları ve canlandırmalar aracılığıyla Gaziantep tarihine ve kültürüne ait pek çok konuda detaylı bilgiler veriliyor. 1909 yılına tarihlenen Bayazhan kendi başına bile bir müze işlevi görüyor. Emine Göğüş Mutfak Müzesi ise 1905 yılında inşa edilmiş tarihi bir taş konakta hizmet veriyor. Müzede ünlü Gaziantep yemekleri hakkında bilgi alabiliyor, çeşitli mutfak objelerini görebiliyor ve kentin yemek kültürünü daha yakından tanıma fırsatı buluyorsunuz.
Ülkemizin ilk özel cam eserler müzesi olma özelliği taşıyan Medusa Arkeolojik Cam Eserler Müzesi’nde Roma ve İslami Dönemlere ait cam eserler sergileniyor. Tarihi bir Antep konağında hizmet veren müzede Eski Tunç Çağı’na ait bronz ve pişmiş toprak eserleri de görmek mümkün. Kentin önemli isimlerinden olan Hasan Süzer tarafından Etnografya Müzesi’ne dönüştürülen tarihi bir Antep evi, kentte mutlaka görülmesi gereken bir başka müze. 1900’lü yılların başında inşa edilmiş olan üç katlı yapının odaları geleneksel Antep evleri gibi döşenmiş. Bu odalarda yörenin geçmişini anlatan objeler sergileniyor. Tekke Mevlevihanesi olarak 1639 yılında inşa edilen dergah, bugün Gaziantep Mevlevihanesi Vakıf Müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Müzede, tarihi el yazması Kur'an-ı Kerimler, hat levhalar, şamdanlar, halı ve kilimler sergileniyor. Ayrıca semah yapan dervişlerin canlandırmaları müzeyi görsel olarak daha da zenginleştiriyor.
Hasan Süzer Etnografya Müzesi
Kentin Simgesi Zeugma Müzesi
Gaziantep’te tarihi değer denince ilk akla gelen Zeugma Antik Kenti ve onun ünlü mozaikleri oluyor. Zeugma, sular altında kalmadan önce yapılan yoğun çalışmalar sonucu ortaya çıkarılan muhteşem mozaikler, Zeugma Mozaik Müzesi’nin geniş salonlarında sergileniyor. Bugün bu mozaikler arasında yer alan “Çingene Kız” adı verilen mozaik, Gaziantep’in simgesi olmuş durumda. Poseidon Villası’nın avlusundaki Poseidon Mozaiği ve oturma odasındaki Perseus Mozaiği, müzenin öne çıkan diğer önemli mozaikleri. Müzede bulunan 16 adet teşhir salonunda sergilenen göz alıcı mozaikler sayesinde, Zeugma’nın zenginliği daha iyi anlaşılıyor. Gaziantep çevresindeki antik yerleşimlerden çıkarılmış Hitit, Pers, Urartu gibi uygarlıklara ait eserler kentin geçmişini anlatmak için müzenin salonlarında ziyaretçilerini bekliyor.
Zeugma Müzesi
Zeugma Müzesi
Her Yer Tarih
Kentin hemen her yerinden görülebilen Gaziantep Kalesi’nin tam olarak ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmese de kente hakim olan herkes bir şekilde kaleyi kullanmış ve onarıp eklemelerde bulunmuş. Gaziantep’in en ilginç yapılarından olan Kurtuluş Camii, aslında 1892 yılında inşa edilmiş olan bir Gregoryan Kilisesi. Neoklasik tarzda yapılmış olan kiliseye sonradan eklenen minareler sayesinde sıra dışı bir yapı çıkmış ortaya. Fransız misyonerler tarafından1860 yılında inşa ettirilen Kendirli Kilisesi dikkat çeken yapıların başında geliyor. Memluklular tarafından 14.yüzyılda inşa edildiği düşünülen Eyyüpoğlu Camii’nin bordo ve beyaz renkli mermerden yapılmış olan mihrabı muhteşem. 1595 yılına tarihlenen Alaybey Camii ise kesme taş işçiliğiyle öne çıkıyor. 1677 yılına tarihlenen Şirvani Camii, Dulkadiroğulları Dönemine ait olan Alaüddevle Camii ise kentte görülmesi gereken diğer dini yapılar.
Kurtuluş camii - Gregoryan Kilisesi
Eski Kendirli Kilisesi
Çarşılar, Arastalar, Bedestenler
Ülkemizin en zengin sanayi kentlerinden biri olan Gaziantep’in ticaret konusundaki üstünlüğü sadece günümüze özgü bir durum değil. Geçmişten gelen ve bugünde sürdürülen zanaatlar hala kentin ekonomisinde önemli bir yere sahip. Gaziantep çarşılarında bakır işlemeciliği, sedef kakmacılığı, yemenicilik, dokumacılık, gümüşçülük başta olmak üzere geçmişe ait pek çok zanaat hala icra ediliyor. Geçmişte mesleklere göre ayrılan arastalardan oluşan çarşılar bugün daha karma bir yapıda faaliyet gösteriyor. Bakırcılar Çarşısı ise bu özelliğini günümüze kadar muhafaza edebilmiş. Arastalar yanında kapalı bedestenler de Gaziantep çarşılarının önemli alışveriş durakları arasında yer alıyor. Zincirli Bedesten 18. Yüzyıla tarihleniyor ve 80 dükkâna ev sahipliği yapıyor. Kentin bir diğer ünlü bedesteni olan Kemikli Bedesten ise 1865 yılında Müftü Hacı Osman tarafından yaptırılmış. Tarihi Almacı Pazarı ise Gaziantep mutfağını şekillendiren her türlü malzemeyi bulabileceğiniz kentin en ünlü çarşısı. Kurutulmuş sebzeler, nar ekşisi, sumak ve baharat çeşitleri başta olmak üzere, cevizli sucuklar, pekmez gibi daha pek çok lezzeti burada en taze halleriyle bulabiliyorsunuz. Sonu gelmez Gaziantep çarşılarını dolaşmaktan yorulduğunuzda mola vereceğiniz adres ise tarihi Tahmis Kahvesi olmalı. Kahvehanenin geçmişi 1640 yılına kadar gidiyor. Ancak, şimdiki yapı 1901 yılına tarihleniyor. Burada bildiğimiz Türk Kahvesi içebileceğiniz gibi, yabani fıstıktan yapılan menengiç kahvesini de deneyebilirsiniz.
Yemeni
Zincirli Bedesten
Tadına Doyulmaz Lezzetler
Gelelim Gaziantep denince akla gelen tadına doyulmaz yemeklere. Bugün, ülkemiz mutfağı içinde etle yaratılan lezzetler konusunda liste başı kim olur sorusunun cevabı kesinlikle Gaziantep’tir. Kebaptan, beyrana, Ali Nazik’ten, cartlak kebabına kadar daha onlarca çeşit et yemeği Gaziantep’te yendiğinde bir başka tat bırakıyor insanın damağında. Her ne kadar başrolde et olsa da, patlıcanın girmediği yemek pek az Gaziantep mutfağında. Gaziantep’in en sıradan kebapçısında, lahmacun bile yeseniz muhakkak yanında közlenmiş patlıcan ezmesi de geliyor. Gaziantepli ustalar hünerli elleriyle et ve patlıcandan tadına doyulmaz lezzetler yaratmayı iyi biliyorlar. Etle yapılan yemeklerin sonu gelmez Gaziantep’te. Simit kebabı, küşneme, yuvalama, cacıklı arap köfte bu yemeklerden bazıları. Tabii etin yanında genellikle müessesenin ikramı olan nar ekşili, isotlu tadına doyulmaz salataları da unutmamak gerekir. Bu muhteşem yemekleri taçlandıran ve Antep’lilerin Türk Mutfağı’na attığı imzalardan biri olan baklava ise başlı başına ayrı bir yazının konusudur. Fıstık bol olunca, bir de doğru formüller uygulanınca ortaya çıkan baklavalardan yediğinizde, başka kentlerde yediklerinizle aradaki farkı daha iyi anlıyorsunuz. Yemeklerin yapılışı ve malzemeleri belli olsa da Gaziantep’li her usta bu yemekleri kendi tarzında yapıyor ve detaylardaki küçücük farklarla her biri kendi özel lezzetini yaratıyor. Bizim elimizden ise bir gün yolunuzun Gaziantep’e düşmesini ve bu doyumsuz lezzetleri şahsen tatmanızı dilemekten başka bir şey gelmiyor.
Konaklama
Şire Han Hotel T: 0342 221 00 11
Dedeman Hotel T: 0342 211 66 00
Asude Konak T: 0342 231 20 44
Anadolu Evleri T: 0342 220 95 25
Belkıs Han T: 0342 231 10 84
Tudyalı Konak T: 0342 232 70 60
Yeme İçme Alışveriş
Sahan Restoran T: 0342 220 46 46
İmam Çağdaş T: 0342 231 26 78
Metanet Lokantası T: 0342 231 46 66
Bakırcı Yaşar Usta T: 0342 231 22 28
Yemenici Hayri Usta T: 0342 230 33 89
Gümüş Tekin Sedef Kakma T: 0342 323 11 58