Profesyonel hayatına İtalya'da devam eden Aksesuar Tasarımcısı ve Trend Danışmanı Didem Sağman, Iseo Gölü'nde geçirdiği bir hafta sonunu Kentin Tozu'nda anlattı.
Diyebilirim ki; Iseo Gölü, İtalya’nın en büyük yedinci, Lombardiya bölgesinin dördüncü büyük gölü olup, Brescia ve Bergamo şehirlerinin yakınında yer alır. Valle Camonica Vadisi'nin hemen dibinde, 186 m. rakımda ve 65,3 km2 yüzölçümüne sahip, max. derinliği 251 m.'dir. Gölün çevresinde gezilmeye değer 12 farklı yer vardır. Balık tutmak, yelken, dalış, yüzme, kürek, windsurf yapılabilecek etkinlikler arasındadır...
Ama ben bunlardan bahsetmek istemiyorum. Çünkü bunlar, zaten herhangi bir gezi sitesinden kolayca ulaşabileceğiniz bilgiler. Benim size anlatmak istediğim; bir göle ilk defa gittiğinizde kalbinizde, ruhunuzda bıraktığı izler...
Durgun bir suyun ötesidir göl. Kuytuda kalmış bir hazinedir göl. Ne kadar keşfetseniz de hep yeni şeyleri size sunandır, dingin ama bir o kadar vahşi olandır göl.
Düşündüm; Iseo Gölü'ne bu ikinci gidişim ama, yine de Milano'dan trene bindiğimde içim kıpır kıpırdı. Sizi nelerin beklediğini bilseniz de... Bu, her defasında yeni bir keşiftir.
Iseo'ya Brescia'dan aktarma yaparak gidebilirsiniz. Yaklaşık 1 saat 20 dakikalık bir yolculuğun ardından nihayet ISEO'ya ulaşır tren. İnersiniz, 3 dakikalık bir yürüyüşün ardından göl karşınızdadır işte... Eğer şanslıysanız tam günbatımına denk gelirsiniz benim gibi. Nefesiniz kesilir birden, sadece göl ve siz varsınızdır. Sanki ona doğru çekilirsiniz...
Renkler iç içe karışmıştır, gökyüzü gül pembe bir renk almış, gölün mavisi ile dans etmeye başlamıştır bile ve seyredenleri, kim bilir hangi rüyanın içine sürüklerler?
Yavaş yavaş gecenin örtüsü üzerinizi kaplamaya başlar, Iseo halkı geceye hazırdır. İtalya'da iseniz, yemek öncesi “Aperativo" eşliğinde arkadaşlarınızla sohbet edebilirsiniz. Zira yemek saati 20:00'dan sonradır, yazılı olmayan kurallara göre İtalyan halkı yemeğe geç gider.
Burada, göl kenarındaki balık restoranlarından birini tercih edebilirsiniz; menülerinde genellikle alabalık, turnabalığı, fırında kadife balığı (ki bu tipik bir tabaktır, festivali bile yapılır), kurutulmuş sardalya gibi yöreye ait tabaklar bulunur.
Eğer balık yemek istemezseniz yine bölgenin unlu taleggio, robiosa gibi peynirleri eşliğinde bir kadeh Franciacorta Brut içebilirsiniz. Ki benim bu defa buraya gelme sebebim, Franciacorta bağlarının tadım etkinliklerinden birine katılmak idi. Franciacorta bu ISEO gölün hemen güneyinde yer alan kaliteli köpüklü şarapları ile ünlenmiş bir bölgedir.
Ve yörenin yamaçlarında yetişen üzümler (Chardonnay, Pinot Nero, Pino Bianco) kullanılarak geleneksel yöntemlerle yapılan bu köpüklü şarap, bölgenin bir çekim noktası olmasını sağlamıştır. Zira bu bölge ve şarapları hakkında yazmak için ayrı bir makale hazırlamak gerekebilir.
Konumuz Iseo Gölü olduğunda, buraya gelmişken yapabileceklerinizi anlatmazsam sanırım bu göle haksızlık etmiş olurum. Gölde bulunan Monte Isola gidilmesi, gezilmesi gereken yerlerden bir diğeri. Buraya adanın etrafindaki kasabaların herhangi birinden feribot ile geçebilirsiniz. Etrafı yaklaşık 7 km'dir, yürüyüş ve bisiklet yolu bulunduğundan tercihinize göre gezebilirsiniz. Burada bulunan eski ortaca köyleri, sizi tarihin içinde bir gezintiye çıkarabilir, zira oldukça iyi korunmuş durumdalar. Gezintiniz sırasında tadım yapabileceğiniz küçük, şirin lokal işletmelerde soluklanabilirsiniz. Adanın doğal dokusu ve gölün eşsiz manzarasının birleşmesiyle, güzel bir hafta sonu geçireceğinizden emin olabilirsiniz.