Kültürler Arası Simge; Hayat Ağacı

Ömer Kokal / 31 Mayıs 2017
İnsanlık tarihinin çeşitli dönem ve kültürlerine ait görsel betimlemelerde sıklıkla karşımıza çıkan Hayat Ağacı’nın izini sürüyor Ömer Kokal bu kez… Gezgin yazarımız, kimi yerde evrenin ve yaşamın kesintisiz devamlılığını, yerle gök arasındaki bağlantıyı, kimi yerdeyse doğurganlığı, evrenin üç katını ya da dünyanın merkezini simgeleyen bu mistik öğenin farklı kültürlerdeki yerine değiniyor yazısında...

Safranbolu evi

Hayat Ağacı, insanlık tarihinin çeşitli dönem ve kültürleri tarafından en fazla kullanılan simgelerden biridir. Pek çok toplumun mitolojisinde bahsi geçen ağaç, kimi zaman ölümü, kimi zaman yaşamı, kimi zaman da evreni betimlemek için kullanılır. Birbiriyle ilişkisizmiş gibi görünen birçok toplumun ortak paydasıdır ağaç motifi.

Assos devşirme malzeme

Emre Köy Camii 

Emre Köy Camii

Fransa’da meşe, Almanya’da ıhlamur, İskandinavya’da dişbudak, Lübnan’da sedir, Hindistan’da banyan, Sibirya’da kayın, Türk kültüründe ise servi ağacının özel bir yeri vardır.

Muğla Cami

Üzerinde biraz düşünürsek ağacın neden bu kadar önemsendiğini kolayca anlayabiliriz. Ağaçlar kökleri ile yeraltında, gövdesi ile yeryüzünde ve ışığa yönelen yaprakları ile gökyüzündedir. Yani evrenin üç katını birleştirirler. Büyümek için güneşe ihtiyaç duyan ağaçların sürekli gökyüzüne doğru olan yükselişleri de mistik bir anlam taşır. Yaşam ve ölümü en iyi simgeleyen de ağaçlardır.

Nakış

Trilye Fatih Camii

Gaziantep'ten bir sini

İlkbaharda çiçek açmaları, meyve vermeleri doğumu, sonbaharda yaprak dökmeleri ise ölümü çağrıştırır. Aynı zamanda bu durum evrenin ve yaşamın kesintisiz devamlılığını da akla getirir.

“Ve Rab Allah yerin toprağından Adem’i yaptı. Ve cennet bahçesine yaptığı Adem’i koydu. Güzel görünüşlü ve lezzetli olan her ağaçla beraber bu bahçenin ortasına Hayat Ağacını ve iyilik ve kötülüğü bilme ağacını koydu. Ve Rab Allah Adem’e “bahçenin her ağacından istediğin gibi ye, fakat iyilik ve kötülüğü bilme ağacından yemeyeceksin” diye tembih etti”.
                                                                                                Tevrat. Bab 2 Dördüncü Ayet 

Tevrat’ın yaradılış bölümünde sözü geçen ağacın meyveleri, Adem ile Havva’nın cennetten kovulmasına neden olmuştur. Bu olay,  insanın dünyadaki yolculuğunun başlangıcıdır. Kuran’da ise cennetin ortasında bulunan, kökleri yukarıda dalları aşağıda olan olağanüstü büyüklükteki Tuba ağacından (Rad Suresi 29) bahsedilir.

Taoizm’de, Kabala’da ve Sibirya şamanlarında Hayat Ağacı kozmik dünyayı simgeler. Yeraltı ile gökyüzü arasındaki bağlantıyı sağlayan Hayat Ağacı dünyanın merkezi kabul edilir. Şaman çadırlarının ve Siu kızılderililerinin güneş dansı hücrelerinin ortasında bulunan kayından yapılmış direğin, dünyanın merkezini simgelemeleri şaşırtıcı bir benzerliktir. Çinliler, efsanevi Kıyen-Mu ağacını dünyanın merkezi kabul eder. Bu ağacın sekiz dalı gökyüzünün sekiz katını simgeler. Selçuklular’ın kullandığı Hayat Ağacı motiflerinin yedi veya dokuz yapraklı olmaları ve bu yaprakların göğün katlarını simgelemeleri bir başka şaşırtıcı bağlantıdır.

Minber örtüsü

Eski Yunan ve Roma’da yeraltı tanrısının simgesi olan servinin cehennem ilahları ile ilişkili olduğu düşünülürdü. Belki de, servinin en çok mezarlıklarda kullanılıyor olmasının nedeni budur. Yapraklarının yeşilliğini kaybetmemesi nedeniyle servi aynı zamanda ölümsüzlüğü de simgeler.

Ödemiş cami kapısı

Türk mitolojisinde Hayat Ağacının özel bir yeri vardır. Türk kavimleri tarafından farklı biçimlerde kullanılan Hayat Ağacı bazen kayın, bazen meşe, bazen de servi olmuştur.

Rodos Osmanlı camisi avlusu

Geçmişten günümüze doğru Türk mitolojisini ve kültürünü incelediğimizde ağaç motifinin ne kadar çok kullanıldığını ve kullanımındaki benzerlikleri daha iyi görürüz. Uygurların ünlü hakanı, Bögü-Han’ın türeyiş efsanesinde ağaç doğurganlığı ifade eder. Bu efsanede sözü geçen ağaç kışın bile yapraklarını dökmeyen servi benzeri bir ağaçtır. Bir gece bu ağaca gökten kutsal bir ışık düşer. Dokuz ay sonra Uygurlar ağacın dibinde beş bebek bulurlar, bu bebeklerden biri Bögü-Han’dır. Aynı şekilde Yakut Türklerinin “Er-Sogotoh”  efsanesinde de ilk insana yeryüzünde yol gösteren ve yardım eden Hayat Ağacıdır. Altay mitolojisinde ise gökyüzüne yükselen çok büyük bir çam ağacından ve gökyüzünü delerek yükselen bu ağacın tepesinde ise Tanrı Bay-Ülgen’in oturduğundan söz edilir. Gök ağacı olarak anlatılan bu ağacın dokuz dalı vardır. Güney Sibirya’da yaşamış olan bazı Tatar kavimlerinin efsanelerinde de dünyanın ortasında bulunan ve göklere kadar yükselen yedi dallı kutsal bir kayın ağacından söz edilir.

Selçuklular’ın Hayat Ağacı kullanımları Sibirya ve Orta Asya şamanlarının kullanımları ile benzerlikler gösterir. Her iki kullanımda da ağacın dalları göğün katlarının simgesidir. Selçuklular ölenlerin ruhlarının, cennete gitmek için bu katları kullandıklarına inanırlardı. Şaman rahipler için ise bu katlar, gökyüzüne çıkmak için kullandıkları merdivendir. Kullanılan ağaç kayın ya da palmiyedir. Ayrıca, Selçuklu’nun kullandığı bazı Hayat Ağacı motiflerinde ağacın alt tarafında yılanlar, üst tarafında ise ulu bir kartal betimlenir. Bununla yeraltı, yeryüzü ve gökyüzü ifade edilir, yani evrenin üç katı ilişkilendirilir.

Selçuklu

Selçuklu

Selçuklu Hayat Ağacı

Osmanlı kültüründe ise Hayat Ağacı servidir. Servi motifi Osmanlı’nın zanaatkarları tarafından çinilerde, kilimlerde, çeşmelerde, mezar taşlarında, duvar resimlerinde ve daha pek çok yerde oldukça fazla kullanılmıştır. Çeşmelerde kullanılması suyun hayat olduğunu ifade eder. Hayat Ağacını en iyi anlatan da bu kullanım biçimidir. Bazı kullanımlarda ise Hayat Ağacının dallarına konmuş olarak betimlenen kuşlar hayatın içindeki canları, yani insanı simgeler. Bu kuşlar zamanı geldiğinde uçarlar. Yunus Emre bir şiirinde ölümü ve sonrasında Tanrı’ya yaklaşmayı şöyle ifade eder.

Sığacık köy çeşmesi

Tophane Şadırvan

Topkapı Sarayı 3.Ahmet Yemiş Odası

Topkapı Sarayı / Harem 

Topkapı Sarayı / Harem 

“Havalandık kuş olduk uçtuk elhamdürüllah”

Bazı betimlemelerde ise ağacın ve kuşun etrafında dolaşan alıcı kuşlar ve yırtıcı hayvanlar görülür. Bunlar da insanın yaşamında karşılaşabileceği kötü durumları ve tehlikeleri ifade eder. Servi ağacının minarelerle olan benzerliğide, bu ağacın Osmanlı kültüründeki yerini sağlamlaştıran etkenlerden biridir.


Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :