Aralık ayında rotasını New York, Wall Street'e kaydıran Kentin Tozu, "Occupy" protestoları aracılığıyla 'kamusal alan' kavramını, dünya mimarlık basınında yer alan yankıları referans alarak bir kez daha mercek altına alıyor.
Aralık ayında rotasını New York, Wall Street'e kaydıran Kentin Tozu, "Occupy" protestoları aracılığıyla 'kamusal alan' kavramını, dünya mimarlık basınında yer alan yankıları referans alarak bir kez daha mercek altına alıyor.
Adbusters adlı Kanadalı aktivist grubunun 2011 Temmuz'unda paylaştığı e-posta ile ateşlenen ve 17 Eylül'de Wall Street'in göbeğindeki Zuccotti Park'ta ilk protestonu gerçekleştiren "Occupy Wall Street" (Wall Street'i İşgal Et) hareketi, kısa sürede dünyanın dört bir yanını etkisi altına altı.
Küresel ekonomik krizin ve buna bağlı gelir dağılımı eşitsizliğinin protesto edilmesi amacıyla başlatılan 'işgal' gösterileri, hareketin üssü konumumdaki Zuccotti Park üzerinden, New York'un kuraldışı imar durumlarından 'özel sektöre ait kamusal alan'ı da gündeme getirmiş oldu.
21 Kasım'da polis tarafından boşaltılana dek, Zuccotti Park'ı kendi yaşamsal ve enetelektüel ihtiyaçlarına göre düzenleyen OWS protestocuları, dalga dalga tüm ülkeyi ve dünyayı etkisi altına alan "Occupy" hareketinin gelip geçici bir gösterinin çok ötesinde olduğunu somut bir biçimde kanıtlamış oldu.
Tasarımcıların hareketin görsel kelime hazinesini oluşturmak üzere giriştikleri Occupy Design oluşumu ile harekete destek amaçlı üretilen posterlerin derlendiği Occupy Print internet sitesi, başka bir dünyanın mümkün olduğunu göstermenin en üretken ve estetik araçlarıydı belki de.
Aralık 2011'e dek vuku bulan "Occupy" protestolarının kent, mimarlık, tasarım soslu mütevazi muhasebesi, 'Kentin Tozu' arşivindeki yerini alıyor. İyi okumalar!