Guy Horton, 15 Kasım 2011, Architect's Newspaper
ABD'nin dört bir yanına yayılan "Occupy" protestolarını gözden geçirince, aynı ikonik imaj dizisinin her bir protestoda ortaya çıktığını görüyoruz. Daha sonra bu çalışmaların, kendilerini OccupyDesign olarak adlandıran bir tasarımcılar grubuna ait olduğunu anlıyoruz. İnternet sitesinde grubun amacı, "%99 için görsel bir dil inşa etmek" şeklinde özetleniyor.
Tasarımcı Jake Levitas'ın öncülük ettiği Occupy Design, "Occupy Wall Street"i desteklemek amacıyla, ülke genelinde spontane bir biçimde ortaya çıkan "hackaton"ları (hackleme maratonu), kendi çatısı altında birleştiriyor.
Örneğin, ücret değişikliğini gösteren grafiğin ilgi çekici bir görselliğe sahip olması için, İşgücü İstatistikleri Dairesi'nin (Bureau of Labor Statistics) verileri iletilmiş. Bu gibi çalışmalar, ücret eşitsizliğini gösteren karton pankartlara oranla daha çok bilginin insanlara ulaşmasını sağlıyor.
Dünyanın dört bir yanından gelen infografikleri arşivleyen The Noun Project'ten ilham alan OccupyDesign internet sitesindeki ikonların bir kısmı yine bu arşivden faydalanılarak yaratılmış, hepimizin aşina olduğu simgeleri içeriyor.
OccupyDesign Çalışma Grubu üyelerinden Martha Pettit, harekete katılma sebebini, "tasarım becerilerini iyi bir davanın yararına kullanmak" şeklinde ifade ediyor:
"Gerçekten bir değişimin yaşanması için, sahne arkası çalışması ile doğrudan pasif direniş eyleminin bir arada yürütülmesi gerekiyor. Bugüne dek bu işbirliğinin sağlanmadığı hiçbir hareket başarıya ulaşmamıştır."
Mimarlar ile OWS arasındaki ilişki sadece görsel bir kelime hazinesi inşa etmekle sınırlı değil. Mimarlar ekonomide, tasarımla ilgili diğer meslekler arasında katalizör pozisyonu üstleniyorlar. Bu noktada; mimarın, yapılı çevreyi finanse eden ve şekillendiren iktidar sahipleri ile nasıl bir işbirliğine gittiği ve onlara nasıl bir hizmet sunduğu özellikle önem kazanıyor.
Bay Area mühendislerinden, aktivist Tyler Disney geçtiğimiz günlerde, OccupyDesign tarafından tasarlanan bir pankart ile Oakland'da bir yürüyüş gerçekleştirdi. Disney'e göre OWS, kısa vadeli çıkarlar gözetilerek inşa edilen, ucuz ve toksik yapıların tartışılması için de fırsat sunuyor:
"Neredeyse hepimizin %99 olduğuna dikkat çekmek istiyoruz. %99'un giderlerinden elde edilen parayı akıntının %1'lik kesimine taşıyan bir sistemin parçalarıyız. Yaşam kalitemizi ve itibarımızı beraberinde götüren bu akıntı; toprağı doğal kaynaklarından yoksun bırakıyor, yaşam alanlarımızı kanserojen maddelerle dolduruyor ve insan ölçeğini yok ediyor."
Occupy Oakland alanının ofisine yakın olmasından ötürü çok mutlu olan Disney, böylece burada yeterince zaman geçirebildiğini söylüyor ve ekliyor:
"Wall Street'in sınırlı çıkarlarının yönlendirmediği bir dünyada, mimarların ve mühendislerin bundan daha fazlasını yapma imkanı bulacaklarına inanıyorum."
Bu yazı, Guy Horton'ın archpaper.com'da yayınlanan yazısından derlenmiştir.