Yakın Ama Uzak, Erbil

Ömer KOKAL / 23 Şubat 2015
Dünyanın tarih boyunca kesintisiz yerleşim görmüş ender kentlerinden olan Erbil, savaşın ardından bölgenin ticari cazibe merkezi olma yolunda yeniden ilerliyor.

Tarihten kaynaklanan ticari merkez olma özelliğini uzun yıllar bir kenara bırakan Erbil, yeniden bölgenin ticari cazibe merkezi olma yolunda ilerliyor.

Dünyanın tarih boyunca kesintisiz yerleşim görmüş ender kentlerinden olan Erbil, yolların kesiştiği bir kavşak aslında. Irak, İran, Suriye ve Türkiye'nin tam ortasında yer alan kent, bu nedenle özellikle 12. ile 15. yüzyıllar arasında kervanlar için önemli bir durak olmuş.
          
Ur Kralı Şulgi'nin, M.Ö. 3000'lerde yaptığı yazışmalarda kentin adı Urbillum olarak geçiyor. Asurlular ise kente Arbailu demişler. Zaten kentin ticaret merkezi olma özelliği de, ticareti seven Asurlular ile başlamış. Asurluların özel önem atfettikleri kentte bir de İştar Tapınağı bulunurmuş.
         
Büyük İskender, M.Ö. 331 yılında Pers Kralı III. Darius'u, kentin yakınlarında yapılan Arbela Çarpışması ile yenerek ordularına İran yolunu açmış.

Kentin bugünkü kimliğinin oluşmasında en büyük pay ise, Selahaddin Eyyubi'nin eniştesi Muzafferüddin'e ait. 1190-1232 yılları arasında Erbil'i bölgenin başkenti yapan Muzafferüddin, 30 metre yükseklikte bir höyük üzerinde kurulu olan kenti surlarla çevrilerek daha güvenli bir yer haline getirmiş.



Kent Mercek Altında...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :