"Odaya giren hemen herkesin yaptığı gibi, klavyenin başına oturur ve devamlı ellerinizi meşgul ederseniz, mekan, The Stooges ile Philip Glass'ın birlikte yazdığı bir parçayı çalan, bir Japon geleneksel çalgı virtüözü ile ellerinde çatal-çanak olan, mutfak dolusu 3 yaşında çocuktan oluşan görünmez bir grubun müziğiyle dolup taşıyor" diyor New York Times'tan Randy Kennedy.
Bugüne dek, müzik kariyerindeki işleriyle karıştırılır, karşılaştırılır endişesi taşıyarak, müzik ilintili sanat projelerinden kaçınan David Byrne, birkaç yıl önce, bir yerleştirme yapmak üzere İsveç'teki Faergfabriken'a davet edilmiş. Stockholm'deki bu eski fabrikanın galeri mekanını gezerken aklında canlanan fikir ise, bir yapıyı nasıl bir enstrümana dönüştürebileceği olmuş: Sanatçının bu İsveçli proje için öne sürdüğü bir diğer fikri ise, ana galerinin ortasına dev bir mikrodalga fırın oturtmakmış!
Byrne, projeyi şöyle anlatıyor: "Yapıların tipik parçaları, ilginç sesler üretmek için kullanılabilir. Örneğin herkes, metal bir kolona vurulduğu zaman bir çınlama veya takırtı duyulmasına aşinadır. Benim merak ettiğim ise, bina bir makine aracılığıyla titreştirilir ve ses üretebilir hale getirilirse, borularının dev flütlere dönüşüp dönüşmeyeceğiydi."
Sonuç olarak, evinden taşınmak üzere olan bir arkadaşının akordu bozuk orgunu kapan Byrne, ‘Playing the Building'in ilk versiyonunu 2005 yılında tasarlanmış. Müziği ile sanatı arasına mesafe koymayı seven Byrne, bu yerleştirmeyi gerçekleştirmiş olsa da, yapı-orgu için her hangi bir müzik parçası tasarlamamış.
Günümüz popüler müziğinin gidişatı hakkında bir şeyler söylemesini umduğu, küratörlüğü Creative Time'ın direktörlerinden Anne Pasternak tarafından yapılan bu proje hakkında Byrne, şunları anlatıyor: "İnsanların çalgılarını bırakıp evlerini, arabalarını çalmalarını önermiyorum. Daha ziyade, yalnızca profesyoneller tarafından yapılan müziğin saltanatının sona erebileceğini düşünüyorum. Dünyadaki popüler müziğin kapı bekçiliğini yapan büyük ölçekli plak şirketlerinin eli kulağında ölümleri, büyük ölçüde, iyi bir şey."
Küratör Anne Pasternak ise, "David daha ziyade bir müzisyen olarak tanınıyor. Ama aynı zamanda kategorizasyona karşı çıkan, gri alanlarda oynayan ve yaratıcılık skalası geniş bir hayatı tercih eden müthiş bir yazar ve görsel tasarımcı" diye belirtiyor. "‘Playing the Building'in, yalınlığından kaynaklanan bir aldatıcılığı var. Çünkü aslında, insan doğasına, mekan ve sesle olan güncel ilişkimize yönelttiği ve kültürün kayması üzerine ürettiği düşüncelerle çok zengin anlam katmanları içeriyor."