EKODesign 5 Yılda 1500’e Yakın İzleyiciyi 57 Konuşmacıyla Buluşturdu
mimarizm.com
/ 12 Nisan 2012
Yapı-Endüstri Merkezi'nin (YEM) mimarlık ve yapı sektöründe ekoloji, sürdürülebilirlik, çevre dostu binalar ve uygulamalar konularında başarıyla sürdürdüğü EKODesign Konferansı'nın beşincisi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın da katılımıyla YEM Etkinlik Salonu'nda başladı. Bu yıl sadece yapı ölçeğinde değil, tasarımın her alanında sürdürülebilirliği tartışmaya açma hedefini taşıyan konferansta konuşmacılar, kavramın olumlu ve olumsuz yanlarını ele almakla birlikte, yapısal ve kentsel ölçekteki sürdürülebilir tasarım örneklerini de tartışmaya açacak.
EKODesign 5 yaşında
Günün açılış konuşmasını yapan YEM Bilgi ve Organizasyon Grup Yönetmeni Banu Durmuşoğlu , tüm paydaşları sürdürülebilirlik konusu etrafında toplamak, bir iletişim platformu yaratmak ve bu alanda bir külliyat oluşturarak değişime ve gelişime katkı koymak amacıyla projelendirilen EKODesign Konferanslarınının, arkadan gelen çalışmalara bir yol açtığına inandığını söyledi. 5 yılda 1500'e yakın izleyici ile Türkiye'den ve dünyadan kendi alanlarında uzman, farklı disiplinlerden 57 konuşmacıyı buluşturan EKODesign Konferanslarının pek çok konuyu ele aldığını, ancak en çok 'bütünleşik yaklaşım' kavramının öne çıktığını bildiren Durmuşoğlu, "Sürdürülebilirlik kavramının doğasında yer alan bu yaklaşımı konuya farklı ölçeklerde ve uzmanlık alanlarından bakarak ortaya koymaya çalıştık. Tam da bu nedenle Yapı'nın Yeşil Zirvesi olarak başlayan konferans, beşinci yılında Tasarım'ın Yeşil Zirvesi olarak yoluna devam ediyor" dedi. Durmuşoğlu, konferansların dünyayı değiştirmek için yeterli olmayacağının bilincinde olduklarını vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:
"Burada yaratılan sinerjiyi kalıcı hale getirmek için bir yandan da basılı külliyat oluşturmaya soyunduk. Bu amaçla YAPI Dergisi beş yıldır konferansa paralel olarak Yapı'da Ekoloji Ekini yayınlıyor. Buna ek olarak YEM Yayın, 2009 yılında Ayşin Sev' in kaleme aldığı 'Sürdürülebilir Mimarlık' kitabını yayımladı. Ayrıca uzun süredir çalışmalarını sürdürdüğümüz ve bu alanda bilinen en önemli kitaplardan biri olan Ken Yeang'ın 'Ekotasarım Ekolojik Tasarım Rehberi'ni Türkçeye kazandırdık. Hatta bu kitap ilk defa bugün burada sizlere sunuluyor".
Erdoğan Bayraktar: Kentsel dönüşüm, yeşil binaların da önünü açacak ve inşaat sektörünün gelişmesini sağlayacak
Konuşmasında, Türkiye'nin gelişme gayretlerini de dikkate alarak daha duyarlı bir çevre ve şehirleşme yaklaşımı hedefiyle kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın çalışmalarından örnekler veren Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, 1/100 bin ölçekli İl Çevre Düzeni Planlarının yüzde 90'ının tamamlandığını, böylece yola daha bilinçli devam edeceklerini kaydetti.
Dünyada şehirleşme oranının baş döndürücü bir hızla arttığını, Türkiye'de bu rakamın yüzde 70'lerle çok daha yüksek olduğunu vurgulayan Bakan Bayraktar, ülkemizde sanayileşmeyle birlikte şehirlerde yaşanan yığılmanın denetimden yoksun, hesapsız ve düzensiz, enerji savuran gecekondulaşmayı da beraberinde getirdiğini anımsatarak, Bakanlıklarının önündeki en önemli meselenin kentsel dönüşüm olduğunun altını çizdi.
Türkiye'nin ciddi bir afet riski olduğunu ifade eden Bakan Bayraktar, "Afet riski altındaki alanları dönüştürmek önceliğimiz. Mülkiyet hakkı esastır; ancak yaşama hakkı daha önceliklidir" diye konuştu. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın önemli bölümünün geçtiğini, 13 maddesinin de önümüzdeki günlerde kabul edilmesini beklediklerini belirten Bayraktar, riskli bölgelerin dönüşmesi için önemli adımlar atacaklarını, bunun yeşil binalar yapılmasının ve inşaat sektörünün gelişmesinin de önünü açacağını sözlerine ekledi.
Nüfusları belli bir rakamın üzerindeki kentlerin dönüşümündeki güçlüklere de değinen Bayraktar, bu kentleri desantralize etmenin zor olduğunu, insaların yaşadıkları yerleri terketmek istemediklerini belirtti ve bu çerçevede İspanya ve Güney Kore gibi örnekleri incelediklerini, buralarda dönüşümü gerçekleştirmenin yolları üzerinde çalıştıklarını sözlerine ekledi. YEM Yayın tarafından Türkçe'ye kazandırılan Ken Yeang'ın 'Ekotasarım Ekolojik Tasarım Rehberi'ne de değinen Bayraktar, kitap hakkındaki düşüncelerini "Bu kitap, Türkiye şartlarına uyarlanarak tecrübe edildi; müthiş bir kitap, üç beş kez okunmalı" şeklinde özetledi.
Francesco Morace'den 'gelecek için dört model'
Erdoğan Bayraktar'dan sonra söz alan sosyolog, yazar, gazeteci ve Future Concept Lab'in kurucusu Francesco Morace de, 'elzem ve sürdürülebilir', 'güven ve paylaşım', 'çabuk ve derin' ve 'eşsiz ve evrensel' olarak adlandırdığı kavramlar üzerinden ekoloji ve sürdürülebilirlik temalarının sosyal bağlamda etkilerini irdeleyerek, gelecekte karşımıza çıkması muhtemel 'sürdürülebilir eğilimler'den bahsetti ve aklındaki senaryoları paylaştı. Domus Academy ve Milan SDA Bocconi Business School'da ders veren, Henkel, Philips, Unilever, BMW, Nokia, McCann Erikson, Telekom Italia, IKEA, Coca-Cola, P&G ve Zara gibi şirketler için stratejik danışman olarak dünyanın çeşitli ülkelerinde kurslar ve seminerler gerçekleştiren Morace, geleceğin modasının yüksek kaliteli, kişiselleştirilmiş ve düşük maliyetli olacağını savunuyor.
1980'li ve 90'lı yıllarda herşeyi trendlerin belirlediğini ancak ömürlerinin 5 yılla sınırlı olduğunu kaydeden Morace, şu anda ise belirleyici olanın daha uzun ömürlü paradigmalar olduğunu söyledi. "Sürdürülebilirlik de bu paradigmalardan biri" diyen Morace, bugün daha uzun soluklu düşünmemiz gerektiğini, aslında kendimizi bu yeni çağın 'protagonistleri' olarak görebileceğimizi belirtti. Morace, bu yeni ortamda insanların hayatı anlamasının çok önemli olduğuna işaret ederek, bugün tasarım açısından yaşam olgularını duygularımızla anlayabildiklerimizle mantığımızla anlayabildiklerimizin karşılaştırmasının oluşturduğunu ifade etti. "İnovasyon, hayatta kalmak için önemli ve sürdürülebilirlik de bunun bir parçası; inovasyon artık bir yoğunluk standartı" diyen Morace, etiğin ve estetiğin birlikte ele alınmasının da sürdürülebilirliğin bir başka yolu olduğunu aktardı. Gelecekte, yaratıcı tüketicileri üretime dahil etmenin, görünürlük tek başına yeterli olmadığı için deneyimleme olasılıkları üzerine düşünmenin önemini vurgulayan Morace, bunun için küresel bir bakış açısı gerektiğini; seçici olmak isteyen günümüz insanı için güvenin paylaşımının önemli hale geldiğini; tepkisel yani çabuk olmak gerektiğini, yeni küreselleşme döneminde eşsiz ve evrensel olmanın yolunun yerelden geçtiğini anlattı.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın