Fellini Draması ile Burle Marx'ın Peyzajı Arasında Bir Rimini: JDS'den Seascape Projesi

Yaklaşık 60 milyonluk nüfusu ile İtalya, şu anda dünyanın en büyük yedinci ekonomisi olma özelliği taşıyor. Turizm sektörü ise, şüphesiz İtalya'nın en önemli endüstriyel katalizörü. Ülke her yıl yaklaşık 40 milyon turisti ağırlıyor ve bu sayede kasasına yıllık 25 milyar Euro giriyor. Ülkenin her mevsim için sunduğu turistik seçenekler, bu sektörel canlılığı yıl boyunca ayalta tutuyor; ancak pek çok bölgenin yılın çoğu zamanı görece boş kalmasına sebep oluyor. Alt-alta üst-üste sokaklardan hayalet şehirlere uzanmak pek çok ülkenin korkulu rüyası ve aksi için savaştığı bir olgu.

Marecchia Nehri'nin ağzında konumlanan kıyı şehri Rimini, dönemler boyunca Güney Avrupa'nın insanları ve ticari mallarının ulaşımında bir geçiş noktası olarak kullanılmış. Şimdilerde ise bu kent, küresel bir transit noktasından çok küresel bir durak: Rimini'nin yüzü tamamen turizm endüstrisine dönük.

1950'lerde Rimini popülaritesinin doruk noktasındaydı. Dünyaca ünlü yönetmen Federico Fellini'nin memleketi de olan Rimini, lüks lokantalar, birinci sınıf oteller ve butiklerle bu tarihlerde donatılmıştı. Günümüze dek sıçrayan Rimini'nin şöhreti, bu sahil şehrinin Avrupa'nın her kesiminden insan için popüler bir mekan olmasını sağladı.

Ancak kentin güzel sahilleri sezon bazında dolup dolup taşarken; cafe, restaurant ve barları yaz aylarında sinek avlamaktan iğne düşmemeye doğru kısır bir döngüde evriliyorlar. Şehir, gotik Orta Çağ merkezinin varlığına rağmen yaz ayları dışında dikkat çekmiyor gibi gözüküyor.