Moda, müzik, dans, sinema, tiyatro, mimarlık, tasarım ve diğer bütün sanatların 20. ve 21. yüzyıldaki buluşma noktası olan topraklar... Britanya Adası’nda Londra, Batı'nın ritmini uzun zamandır rakipsiz bir şekilde elinde tutuyor. Peki böyle büyük bir sanat merkezine ev sahipliği yapacak ne var Londra'da?
Moda, müzik, dans, sinema, tiyatro, mimarlık, tasarım ve diğer bütün sanatların belki doğduğu değil ama, 20. ve 21. yüzyıldaki buluşma noktası olan topraklar... Britanya Adası'nda Londra , Batı'nın ritmini uzun zamandır rakipsiz bir şekilde elinde tutuyor. Peki böyle büyük bir sanat merkezine ev sahipliği yapacak ne var Londra'da?
Sadece Londra'da 200'den fazla dilin konuşulması, şehirde bir arada yaşayan farklı din ve kültürlerin çokluğu ve sentezi hakkında büyük bir ipucu verebilir. Biraz daha özgür bir düşünce ortamı, sanatta ve yaşamda sansürsüzlük , sosyal hayatta bireyi ve de toplumu kısıtlamayacak bir çerçeve tüm bu sanatsal birikimin altyapısı gibi görünüyor.
Sahip olduğu maddi manevi her kazancı elinde özenle tutmaya dikkat eden kraliyet toprakları, başkentin kozmopolitliğinin bir araya getirdiği tüm evrensel oluşumlara da yine özenle sahip çıkıyor.
Biz ise başkent Londra'nın bu evrensel sanat atmosferinden biraz daha minimal, biraz daha lokal bölgelere ve arka sokaklara dalıp; şaşaalı meydanlardan ve müzelerden uzak duran ama şehrin dinamiğine dair kalıcı izler taşıyan mekanlardan bahsetmek istedik.
"East London" yani Doğu Londra, şehirde sadece bir bölge olmaktan öte, gündelik hayatın her alanında; müzik, sokak modası, tasarım ve kültür dünyasında kendine ait yaşam tarzını yaratmış, bunu şehrin geri kalanına da belki "moda" olarak kanıtlamış ve kendi modasını gündelik hayattan evrenselliğe taşıyan misyonuyla şehirde, sadece yönlerin belirlenmesinde kullanılan ismine, bir süredir farklı anlam yükleyen bir bölge. Londra'nın hızlı ve akıcı iş dünyasından sıyrılmış, daha alternatif, kendi sanatlarını kendi sokaklarında paylaşılabilen insanların yasadığı özgün bir dünya .
İkinci el dükkanların, özel koleksiyoncu butiklerin, vejetaryen pazarların, siyah ve beyazların ortak topluluklar kurup sosyal çalışmalar ve birleşme alanları yarattığı, bisiklet kullanımının araba kullanımından daha yoğun olduğu Doğu Londra'da, Hackney belediyesine bağlı Dalston'da, şehrin eğlence dünyasında sık sık ismi duyulan Dalston Superstore'u ziyaret ettik.
Dalston Superstore aslında bir "gay club". Ama Londra'da çok sık karşımıza çıkan kulüplerden değil. Son üç yıldır açık olan mekan kendi alanında başarılı isimlerin çaldığı bir gece kulübü olmanın yanı sıra kafe, bar, restoran ve kolektif bir sanat alanı.
Kurucu ortaklardan Matt Tucker, mekanın ardında yatan fikrin, çokkültürlü bir gay alanı oluşturmak olduğunu söylüyor. Kendilerini anlatırken İngiltere'nin planlı, neyin nerede hangi zamanlarda ve ne şekillerde yapıldığı belirlenmiş konseptinden çok, daha Avrupalı ve özellikle Berlin gece kulübü stilini örnek gösteriyor. Tucker, daha Avrupalı bir zihniyeti ülkeye taşımak istediklerini söylerlerken, bugün Dalston bunu gerçekten başarmış görünüyor. Mekanın özellikle bir eşcinsel kulüp olması, müşteri profilinde hiçbir ayrım yaratmıyor. Birçok kültürden ve yaş grubundan insanın buluşma noktası olan, kendi içinde yerel, ama tüm şehirce de bilinen bir yer Superstore.
Gün boyunca insanların yemek ya da kahve için uğrayabildikleri bir kafe; içeride gerçekleşen çeşitli sergilerin izlendiği ve katılımda bulunulabilen bir sanat alanı; akşam saatlerinde bar için geri dönülen ve gecenin ilerleyen saatlerinden sabahın erken ışıklarına kadar dans edilebilen bir gece kulübü .
İngiltere'nin klasik pub kültüründe ritim hep aynı düzeyde ilerler. Ne zaman, nerede, hangi saate kadar içki içilebileceği bellidir. Eğer dans etmek istiyorsanız belli bir saatten sonra mekan değiştirmeniz gerekir. Sanata dair izlenimler için ise yine gün içinde müzelere veya belirlenmiş sanat merkezlerine uğramalısınız.
Dalston Superstore'un, Doğu Londra'nın tüm bu alternatif hayatının içinde, gündüz ve gece hayatında kırmaya çalıştığı nokta burada başlıyor. Eşcinsel ya da değil, sanatçı ya da sadece takipçi olan bir kitleye aynı mekanda farklı saatlerde temposu sürekli değişen, sadece gece kulübü olmanın dışında, hareketli bir yaşam alanı sunuyor.
Küratör Saskia, çeşitli sanatçıların eserlerini mekanda altı haftalık zaman dilimleriyle sergiliyor. Sergiler, sanatçıların toplu katılımlarından ya da bireysel çalışmalardan oluşabiliyor. Önemli olan eserlerin mekana ne derece sığdırılabildiği... Yapılan sergilerin altı hafta gibi bir sürede alan içinde kalması, mekanın heyecanını ve yenilikçiliğini korumasını da sağlıyor. Bölgede yaşayan ya da çalışan, kendi müşteri profillerinden sanatçıların, öğrencilerin ve gündemdeki sanatçıların sergilemek istedikleri eserler mekanda yerini alıyor.
Bundan bir önceki sergi fotoğrafçıların, illüstratörlerin ve tasarımcıların bir araya getirdiği karma eserlerden oluşuyordu. Biz röportaj için gittiğimizde bütün mekan sadece Hackney 'den bir sanatçının fotoğraflarıyla altı haftalık sergisine başlamak üzereydi.
Londra'da sanat, gece hayatı ve kültürün birbirinden daha farklı zaman ve mekanlarda tutulmasına karşılık Dalston Superstore, gece hayatı ve sanatı kendi insanlarıyla beraber Berlin mekanlarına alternatif şekilde Doğu Londra'da yaşatıyor. Mekanın sahipleri ve çalışanları, kendi hayatlarında da sanatın içinden gelen insanlar... Bir şeyi tamamladıklarında asla durup orada bırakmıyor; "bu artık tamamdır" demek yerine, sürekli başka bir değişikliğin peşinden gidiyorlar. Mekanın iç dekorasyonuna yeni şeyler eklemek, merdivenleri değiştirmek veya tuvalet tasarımları da buna dahil...
Kendilerine, boş zamanlarında çevredeki hangi mekanları tercih ettiklerini soruyoruz. Biraz düşünüp, sokakta yer alan bir iki gece kulübünün ismini verdikten sonra gülüyorlar. Aslında onlar bütün zamanlarını yine Dalston Superstore'da geçiriyor.
Doğu Londra'nın gün ışığından başlayıp gece yarısına kadar sürekli akan, devinimini hep taze tutan, bakış açıları, ilgi ve zevkleri ortak olan insanların sürekli bir buluşma noktası haline gelen Superstore, kendi müdavimleri için artık bir yaşam şekli gibi görünüyor.