Gotham Sokaklarından Amerikan Şehirlerine
Filiz YAVUZ
/ 26 Ocak 2010
Hızlı gelişim tehdidi ile yıllarca boğuşmuş olan kentler, bunun sonuçlarını başta kentsel kutuplaşma, yoksulluk ve kent çekirdeğinin genişlemesi gibi hiç de azımsanmayacak bedellerle öderken, özellikle Amerika'da son on yılda bu kentsel sorunlara bir de "savaş" ve ekonomik bunalımın da eklenmesiyle Amerikan kentleri, eski binaların yerine sürekli yenilerinin dikildiği yerleşim mekanlarına döndü. Yaşanan bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen, Inquirer mimarlık eleştirmeni Inga Saffron, Batman'ın yaşadığı Gotham sokaklarındaki bir görüntünün, hukukun olmadığı bir ormandan orta sınıfın oyun alanına dönüşen Amerikan şehirleri için bir işaret olacağının daha önce hiç aklından geçirmediğini yazıyor. Saffron'a göre geçtiğimiz on yılda Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk başkenti olan Philadelphia'da olumlu gelişmeler yaşandı.
Olumlu gelişmelerin yaşandığı kentler listesinde Philadelphia'nın, performansı çok yüksek bir yıldızı olmasa da 2000'li yılların başından beri bu eski kentin başarılı olduğunu ifade eden Saffron, kentte yaşanan gelişmeleri şöyle özetliyor:
"Belediye, 24 bin konut için inşaat izni yayımladı ki bu, 1970'lerden beri inşaat izni verilen en yüksek konut sayısı. Beş müze binası, iki stadyum, büyük bir konser salonu ve kongre merkezi yapıldı. Bir tanesi kentin yükseklik rekorunu kıran Comcast merkez ofisi olmak üzere kent, iki tane pırıl pırıl iş kuleyi memnuniyetle karşıladı."
Saffron iyi mimarlık örneği olarak da Schmidts'deki Piazza ve Skirkanich Hall'den bahsetmeden geçmiyor.
Philadelphia neden şanslı?
New York'ta inişli çıkışlı bir kariyere sahip olan tanınmış kent plancısı Alew Garvin'e göre Philadelphia, köşeyi döndü. Saffron on yıl önce değil böyle bir değerlendirme yapmanın, bunu hayal etmenin bile zor olduğunu dile getiriyor. Çünkü diğer şehirlere göre Philadelphia'nın gelişimi çok sonra başlamış ve hızlı bir biçimde sürmüş.
Saffron, Garvin'in Philadelphia'yı, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllarda kent plancısı Edmund Bacon sayesinde yaptığı büyük bir kentsel hamleden dolayı şanslı olarak nitelediğini aktarıyor. Bacon zamanında yoksulluğun ve ırkçılığın ağır yükünü taşıyan kent, geleneksel bilgiye karşı çıkmış ve kendi içine yatırım yapmaya başlamış.
Philadelphia'da ne yapılmalı?
Saffron'a göre Philadelphia'nın geleceği kentin çekirdeğinin ve kentteki geniş ulaşım ağının korumasına bağlı. Kent merkezindeki 20. yüzyılın başında yapılmış olan ofis binalarının canlandırılması gerektiğini belirten Saffron, gelişimin kentsel bir bakış açısı ile yapılmaya çalışılmasına rağmen, sık sık varoş tarzı otoparkların yapılması mal sahiplerinin ısrarcı olabildiğini de yazıyor.
Philadelphia'nın yaşadığı hızlı gelişimin en büyük mirası ise kent çekirdeğinde yaşanan büyüme: Queen Village, Bella Vista, Fairmount, Northern Liberties, Fishtown, Powelton Village ve University City'de olduğu gibi mahallelerin etrafı, ev halkalarıyla çevrelenmiş durumda.
Saffron diğer başarılı Amerikan kentlerinde olduğu gibi Philederphia'nın da hala ekonomik sıkıntılar içinde olduğunun unutulmaması gerektiğini söyleyerek, plancıların kentin altyapı ihtiyacına dikkat çektiğini aktarıyor.Yazara göre, kentin kenar mahallelerin hükümet ile temiz ilişkiler kurması ve bu mahallelere okulların, hastanelerin ve parkların yapılması büyük önem taşıyor.
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın